Bu listenin ilk sırasında komedi filmleri ve keskin karakteristik yuzu ile kemal sunal abimizdir. Taraflı tarafsız birçok filminde bizi güldürmeyin başarmış ve hiçbir zaman kişisel kimliğini sanatının önüne gecirmemistir.
Listenin ikinci sırasında barış manço var. Müzik dalının birçok noktasında eserler vermiş bir seyyah olup turkiye yi her platformda temsil etmis, fransız spikere tarihi ayarı paramizda bulunan subay albay değil sanat ve bilim adamlarını gösterek ders vermiştir. Unutulması imkansız kişidir.
Üçüncü isimde soluklanmak gerek. Burada adile naşit ismi ile bir bayana yer vermek istiyorum ki bir anne samimiyetini filmlerde gördüğüm hissettiğim içindir. Kalkipta başkasını bayanlardan buraya dahil etmek abes olurdu zannımca.
Dördüncü isim bir yazar olsun o da iki kişilik olsun ki iki dalın temsilcisini de yad edelim. Kim bunlar necip fazıl ve nazım hikmet.
Beşinci isim ise sanat olarak kesinlikle tartışmasız girdiği her rolün altından kalkan şener şen olmalıdır. Şimdi neden diyecek iseniz bu adam bu güne kadar cekilmis her rolü oynamıştır. Ve öğretmen olması buna asla mani olmamış doğuştan geldiğini ispatlamis.
Gerisi cem karaca ,aşık veysel , ılhan irem, münir özkul...
Yabancılar da ise daha çok film yildizlari ile dar açıdan bakmak istiyorum.
Al pacino, robert de niro, morgan freeman , michael douglas, brad pitt, tom hanks, jim carry...
Yorumcu ya da icracı olmak sanatçı olmak mıdır tartışılır. Sesiniz güzeldir ve şarkı söylemeyi veya okumayı öğrenir doğru şekilde soylersiniz. Mükemmel bir yorumcu eşsiz bir ses olabilirsiniz ama sanat var olanı yeniden sekillendirir yeniden bir forma sokar. Sanat özgün bir ifade şeklidir. Başka biri değil bizzat sanatçının kendisi bile aynı performansı yeniden gösteremeyebilir zira aynı kişi değildir değişmiştir.