türkiye

    1.
  1. TÜRKiYE

    Oğlanlardan ve alkolden vaktim arrtıkça seni düşü-
    nüyorum Türkiye, inan doğru bu kere yanılsamam
    ve ruhumun yavşak zıpırlığı, hiç değilse ayık
    dolaşamayacak kadar dürüstüm,

    Türkiye, Tarkan öleli çok oldu, artık onu unut; bu-
    nadı kurt. Playboy'a annemin çıplak resimlerini
    satarak Beyaz Saray'a sırnaşmayı düşlüyorum
    spermi biraz fazla kaçırdığımda,

    Beş parasız paraladığım sokaklarında embesillerini
    ve taşak kalpli aydınlarının sidik yarışlarını
    görüp bol bol osuruyorum, başbakanı dinlerken
    televizyon karşısında ekrana ekmek teknemi aç-
    mak ya da esrar içmek, geğirmek en büyük mutlu-
    luk bana verdiğin,

    Otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum se-
    nin hakkında, hür hülyalarımda sana zerre kadar
    yer vermiyorum ama, maalesef ayakta kalıyorsun,

    Sosyal demokrat idiotlarını, orospu tavukların
    uğrak yeri sanat galerilerini, festival sar-
    kaçlarını, ölüsevici kültürünün uyanık tez-
    gâhtarlarını ve tezgâhın altında neler dön-
    düğünü farkedecek kadar sosyalistim,

    Hapsine düşmedim henüz, o yüzden tam solcu sa-
    yılmam köle pazarı piyasanda, kıçına cop
    girdiği için şair olanlardan da değilim; eli
    kulağındadır tımarhanelerinden birinde tes-
    cilli manyak olmamın ve koynuna girmediğim-
    den dorukta sıçanların, o yüzden ibneliğim
    de test edilip onaylanmadı,

    Uyuşukluklarıyla iktidara peşkeş çekip çaktır-
    madan, sonnet'leriyle, balad'larıyla köçek-
    leşen, raconları kıyak geçme üzerine kurulu
    mason-ulema tayfanı da tanırım, sen de bilir-
    sin ki havlayan it ısırmaz Türkiye, bak, biz-
    bizeyiz, çekinme, şu azınlıkları ne zaman ke-
    sip kızartacağız, çok acıktım Türkiye,

    Nâzım'ını severim, buna kızabilirsin, ama bazı
    -ne demekse- naif şairlerinin, devlet sanat-
    çısı olmasına ve adının iktidar şakşakçısı
    starlarla bir anılmasına dair çabalarına izin
    verdiğinden, sana korkunç müteşekkirim, inti-
    harımı hızlandırıyorsun böylelikle, böylelik-
    le artıyor kirim ve seninle kirimiz, ne gam?
    iyi akşamlar. Persil Supra.

    Mustafa Suphi, artık hamsi mi Türkiye, dikkat et,
    balıkları örgütlemesin,

    Allah'a inanmıyorum, Osmanlı'yım velhasıl, akın
    edip Avrupa'ya, toplayıp getiremesem de cil-
    lop gibi veletleri, n'apalım, buradaki lüm-
    pen teen-ager'larla idare ediyorum,

    Türkiye, ayıptır sorması ne zaman akıllanacağız;
    Türkiye, Kıbrıs'ın yakasını ne zaman bıraka-
    cağız ve ne zaman yaraşır olacağız binlerce
    devrim şehidimize,

    Türkiye, hiç terbiye edinemedim, yeteneğim bu ka-
    dar; çük kadarken okudum Sabahattin Ali'yi,
    Kafka'yı, Dostoyevski'yi, London'ı; Kapital'e
    başlayışım babamla aramızda çıkan küçük bir
    harçlık sorununa dayanır,

    IQ'larımızın düşük olduğunu sanmıyorum, peki
    bir eşek şakası mı bu; köy enstitüleri,
    halk eğitimler, halkevleri ne ayak; Behice
    Boran, iyi ki unutuldu; iyi oldu, eline
    sağlık Türkiye,

    Hasbelkader bir önerim var: CIA, Eurovision'u
    kazanmamızı, AET'na girmemizi sağlayamaz
    mı acaba, şüphesiz, eh benimki de salaklık,
    haklısın Türkiye,

    Bizi milletçe sevmeyenlere ayar oluyorum; ağız-
    larını burunlarını kırarak onlara medeniyet
    öğretmek istiyorum Türkiye,

    Ben, sex-shop'ların, komünist partinin, müslü-
    man demokrat partinin, rock partinin,
    çeşit çeşit gay barların açılmasını, askerliğin
    kaldırılmasını istiyorum Türkiye; bu top-
    raklarda Nobel, Oscar, LSD, özgürlük ve sik
    anıtları görmek istiyorum: kişi başına düşen
    milli gelirden bana ait payı iade ediyorum
    bütün bu harcalamalar adına sana; hapishane-
    ler, hayvanat bahçeleri, kamplar, tımarhane-
    ler boşaltılsın derhal; ben bütün kentlerin-
    den barışla, erdemle, insanlık haklarımla ke-
    yiften gebere gebere, ıslık çalarak dolaşan
    bir seyyah olmak istiyorum; Mandela kötü a-
    dam, döv onu Türkiye,

    `Uzak Asya'dan gelip Akdeniz'e bir kısrak ba-
    şı gibi uzanan bu memleket... sizin! afiyet
    olsun efendiler' demekten bıktım, bıktık,
    anlıyor musun, orada mısın Türkiye,

    Ama yine de memnun olmuyorsan bu tavırdan ve
    kızıyorsan ve sinirleniyorsan, olsun, biz
    yine geliriz; yine yazar, söyleriz; ölürüz;
    biz yine gideriz; sen, rahatını bozma o za-
    man, güzel bir çocuk gibi bu şık dünya ya-
    tağında, böyle masum böyle mazlum uyu Tür-
    kiye.

    küçük iskender
    53 ...
  2. 3073.
  3. Her bölgesi farklı güzelliklere sahip şansız ülke.

    Yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, ayrımcılık, eşitsizlik, şiddet, tecavüz diz boyu ve kimsenin umrunda değil. Milletin ilgilendiği tek şey magazinsel olaylar. Onun dışında insanlarımızın gözüne perde inmişte hiçbir şey görmüyormuş gibiler adeta. Gören 5-10 kişi de ülkeyi terk etme düşüncesinde.

    Güzel Ülkemin geldiği nokta içler acısı.
    31 ...
  4. 334.
  5. güzel ülke, güzel ülkem...

    aynı zamanda rahat bırakılmayan, cahilleştirilen, canileştirilen, kafayı yediren ülke...

    ya da benim algı yollarım tıkalı, anlayamıyorum...

    ama kafayı sıyırmak üzereyim!

    yahu hiç mi iyi bir insan çıkıp gelmez!

    bak şimdi hafız;

    bir hükümet düşün ki;

    - emeklilik yaşını 60'a çıkarmış (65 diye biliyordum sonra baktım 60'a çekmişler sanırım) ve 9000 iş günü sigortalı olmak gerekiyor. yani, 9000/365 = 25 yıl. yani yaklaşık olarak. 25 yaşında çalışmaya başladığını düşün ve 50 yaşında da prim gününü dolduruyorsun... peki 50 yaşımdan sonra, maaşım artmış olacak, yaşlanmış olacağım iş yeri neden daha genç birisini işe almasın hem de daha ucuza çalıştırabileceği birini.. peki ben 10 sene ne yapacağım? allah nasip eder de çoluk çocuk olursa, o yaşlarda üniversiteye gidecek, o masrafaların altından nasıl kalkacağım? ya da sistemi ben mi yanlış anlıyorum?

    - yahu herkesin davulla zurnayla gittiği askere, başbakanın oğlu neden çürük raporu alıyor da gitmiyor? maliye bakanının çocukları nasıl akıl ediyorlar da bunlar mısır ithal ettikten birkaç gün sonra vergisi artıyor? başbakanın oğullarına, damadına allah nasıl bir anda yürü ya kulum diyor! ulan biz de bitireceğiz üniversiteyi, bırak gemiyi gemiciği sandal alacak paramız yok!

    - özelleştirme diyorlar... dünyada kâr eden birkaç telekomdan olan türk telekomu yıllık kârının birkaç katına satıyorlar! allah korusun yarın öbür gün savaş çıksa; adam kullandırmıyorum ulan dese; ne halt edeceğiz çok merak ediyorum. özel maddeleri tabi ki vardır o satışın ama savaş anında kim sallar?

    - modern ülkelerde demokrasi böyle diyorlar, cumhurbaşkanını halk seçsin diyorlar. eyvallah, sözümüz yok! iyi de; o modern dediğiniz ülkelerde; bir bakanın, bir milletvekilinin hakkında yolsuzluk söylentisi çıktığı anda adam gururuna yediremiyor, istifa ediyor! bak kanıtlanmasına bile gerek kalmıyor, söylentide basıyor istifayı!

    - vatandaşa saygı yok! ananı da al git ne demek yahu? o analar ki; bu vatana bu millete nice evlatlar yetiştirdi! nasıl bir cürettir ki; bir insana, her şeyi olan ülkesini terk et dersin! ama teröristler pankart açar, slogan atar, onlara barış, huzur dersin! nasıl bir ikilemdir bu? nasıl bir anlayıştır?

    - yerel seçim olur... bundan daha iyisi için oy istemiyorlar; daha kötü olmaması için...

    - sağlıkta reform diyorlar; özel hastanelerde muayene olabileceksiniz diyorlar, eyvallah! ama şöyle bir ayrıntı var; ilimizin bir tanesinde, normalde ayda 2 bilemedin 3 anjiyo operasyonu olurken; bu kanundan sonra haftada belki de 4-5 anjiyo operasyonu oluyor! ve öğrendiğim kadarıyla bir anjiyonun devlete maliyeti 846 lira. son zamanlarda çevremde artan özel hastanelere anlam verebildim sonunda... hastanelerin sahiplerini biraz araştırmanız da yeterli olacaktır sanırım...

    -.......

    bir muhalefet düşün ki;

    - sürekli hükümeti eleştirsin, hiçbir şey yapmasın! koltuk sevdasına yıllardır aynı söylemleri söylesin... açılımlar yapsın...

    - çok daha önceden attığı imzaları görmezden gelip, şimdiki hükümeti eleştirsin. aynada kendisine bakmadan...

    - hükümetin oy kaybetmesini gerektiren onca şey varken, aldığı oyları 1-2 puan arttırınca bunu seçim başarısı olarak saysın...

    - sırf muhalefet olmak için her şeye muhalefet olsun, onu da eline yüzüne bulaştırsın...

    -.....

    bir medya düşün ki;

    - sabahtan akşama kadar evlendirme programları olsun, akşamları yarışma programları...

    - kurmaca hikayelerle beynini doldursun...

    - her akşama bir dizi koyarak; sana asla ulaşamayacağın hayatları özendirerek izletsin...

    - en büyük özelliklerimizden olan aile anlayışının bu programlarla içine etsin. (liseli kızların hamile kalması, ensest ilişkiler, lisedeyken daha 30 yaşındaki insan gibi hareket edenler)(gerçek hayatta da oluyor bunlar eyvallah ama çok normalmiş gibi gözümüze gözümüze sokuluyor, sorun bu.)

    - hiçbiri yansız yayın yapmasın! ya hükümeti ya da muhalefeti eleştirsin... ama hiç ikisinin de iyi-kötü yanlarını göstermesin. hep tek taraflı çalışsın!

    bir halk düşün ki;

    - kime güveneceğini şaşırmış. eğitim dediğin şeyi; üniversite okuyup okumamakla kıyaslıyor!

    - ahlak değerleri her geçen gün kayboluyor! olmaması gereken şeyleri, normalmiş gibi görüyor! birisi hakkını çalınca ' başkası olsaydı başta, o da çalardı' diyerek avutuyor kendini, belli uyuşturulmuş! birilerinin çalacağı benimsetilmiş ona...

    - işsiz kalıyor ama yine de sesini çıkar(a)mıyor! takdir-i ilahi diyor! hakkını arayamıyor!

    - kahvehanede ülke kurtarıyor ya da sözlüklerde! siyaseti de futbolu da en iyi kendisinin bildiğini sanıyor! zaten en çok sevdiğimiz şeydir konuşmak, başkalarının bizi dinlemesi... bir takım, bir de parti belirliyor; gözleri kararıyor sonra... bak annesine küfür etsen sesi çıkmaz (ettiler, sesi çıkmıyor çoğunun) ama takımına, partisine laf söyle; kaçmaya başla!

    - sürekli bölünmeye, parçalanmaya çalışılmış... sağ-sol, alevi-sunni, türk-kürt... ve hep de birilerine yazık olmuş bu kışkırtmalarda...

    - namaz kılanlar kılmayanlara, kılmayanlar da kılanlara nefret duyuyor! ulan aynı mahallenin çocuğusunuz, beraber büyüdünüz diyen yok! etraftakiler de; zaten yobazdı, zaten dinsiz imansızdı diye tempo tutuyor!

    - hep uyutulmuş hala da uyutuluyor...

    hala; ben iyiyim o kötü diye uğraşıyorlar! yahu yeter artık, oyna(t)mayın ülkemle... ya da çıkın adam gibi söyleyin; ''kardeşim biz yönetmiyoruz bu ülkeyi; böyle söylüyorlar biz de yapıyoruz '' deyin, vallahi rahat uyuyacağım, tamam böyleymiş diyeceğim...

    ama oynamayın yahu! salak yerine koymayın insanları...

    gözümüzün içine bakarak kandırmayın artık!
    27 ...
  6. 3.
  7. aynı anda 4 mevsimin de yaşanabildiği ülkem.*
    27 ...
  8. 4.
  9. kötü yanlarının yanında,çok iyi yanları da olan canım ülkem.uğrunda ölünecek çok az şeylerin en başında yer alır.hiçbir şeye değişilemeyen vatan.memleket.
    18 ...
  10. 2.
  11. 72 milyon nüfusuyla şu anda dünyanın en kalabalık 16. ülkesi. 10 sene içerisinde Avrupa'nın en kalabalık ülkesi haline gelmesi bekleniyor...

    [kat: ülkeler]
    20 ...
  12. 2255.
  13. 3155.
  14. Çobanın güdülmesine alışkın, sürü içgüdüsüne sahip bir ülke.

    Canım ülkem.
    17 ...
  15. 1358.
  16. b'den y'ye güzel geçinen ülkeydi bir süre önce.
    16 ...
  17. 2432.
  18. Sıradan bir ülkenin 50 yılda yaşayamayacağı olayları aylık olarak yaşayan ülke. Takip edemiyoruz. At izi mi it izimi çözemiyoruz. Haklıyı haksızı ayırt edemiyoruz. Maskelerin altından başka maskeler çıkıyor kimsenin gerçek yüzünü göremiyoruz. Olaylar olup geçiyor biz ne olduğunu neden olduğunu kestiremiyor mal gibi kalıyoruz. Kim kime hizmet ediyor , kime güvenebileceğimizi bilmiyoruz. Bugün haklı gördüğümüz tarafın sabah uyanınca farklı yüzünü görüyoruz. Sentez yapacak doğru bilgi edinemiyoruz. Gencecik çocuklar ölüyor , insanlar nefretle besleniyor ve buna üzülecek zaman bile bulamıyoruz. Yorum yapacak bir akıl kalmadı çünkü ortada bilgi yok. işaret edilenden nefret ediyor övülene sevgi besliyoruz. Akıl tutulması yaşıyoruz artık.

    ilkokul ikiden terk annemin bu sabahki yorumu; bu ülkeyi düşmandan kurtardık ama kendimizden kurtaramadık.
    Tabi o kütahya şivesiyle konuştu.
    15 ...
© 2025 uludağ sözlük