yanılmıyorsam resmi olarak gladio'nun açığa çıkartılmadığı, sorgulanamadığı tek nato ülkesi, ülkemiz...
hatta sadece gladio değil, karanlık dönem de öldürülen bir çok öğrenci liderinin de gerçek katilleri hala ülke siyasetinde, komutasında görevlerini sürdürdükleri için açığa çıkarılamamıştır...
benim ülkem güzel ülkem, hem katil hem de şefkatli bir baba olan ülkem...
tamamen tesadüfler ülkesidir. doğuda ki birçok sanatçıyı hiçe sayan okutması beklenilen fakat üniversiteler paralı olsun diyip bunları bir çırpıda yok eden ve gelişimini zorlayan bir ülkedir. kim bilir ne cevherler vardır da daha gözükmemiştir.
sınırlarını sadece istanbul, izmir, ankara diye bildiğimiz vatanımız mı?
hiç bu şehirlerin 100 km dışında neler yaşanıyor diye merak ediyormuyuz? yoksa sadece ben kendime bakarım başkası ne yapar düşünmem tarzında mı yaklaşıyoruz?
ülkemiz için yapıcaklarımız çok ama biraz şehirlerden uzaklaştığımız da köylerede bariz bir sefilik var. okul yok! hadi okul var öğretmen yok, öğretmen var güvenlik yok, güvenlik var yol yok, aşk yok, yok allah yok. bu kadar sefil olan bir yere sen gidiyorsun teknoliji koyuyorsun televizyon birde anten veriyorsun değmeyin köylünün keyfine. istanbulu izliyor gece alemlerini görüyor, izmiri gösteriyorsun çeşmedeki eğlenceyi gösteriyorsun edisinin düdüsü. sonra bu köylü ''ben de büyük şehre gitsem bende para kazanırım orada iş imkanı var'' diyor topluyor tası tabağı vuruyor büyük şehirlerin yoluna sonrasında nemi oluyor!
bu adam gece kondu yapıp varoş diye tabir ettiğimiz semtleri yaratıyor, bu adam burada kaba konuşuyor, sokak ortasında bağdaş kurup oturuyor, orasını burasını kaşıyor çünkü doğal bu adam kimseye kendini beğendirme çabası yok! ve kıro damgasını yiyor alnının tam ortasına.
ne oluyor iş yok yiyecek aş yok sefillik var. çarpık yapılaşma, gecekondular yıkılıyor herşeyleri ellerinden alınıyor geldikleri sefillikle ortada bırakılıyor. haydi ne diyoruz ''büyük şehir senin neyine geldiğin gibi evine geri dön lan!''
bu adamlar bunları hakediyor mu? neden geldikleri yerlerde iş imkanları yok? neden gereken değerler verilmiyor? neden sağlıksızlar? neden neden?
işte burası benim türkiye'm. ''ben kendi karnımı doyururum yada cebimi başkasının derdi beni mi gerdi'' mantığında yaşadığımız üç tarafı denizle çevrili asya ile avrupa yı birbirine bağlayan güzel ülkem işte benim türkiye'm.
osmanlı padişahı 3.murad'dan bu yana topraklarının % 96'sını kaybetmiş bir ulusun, atası bilge kağanın dediği gibi "ey türk titre ve kendine dön" tembihine uyarak kurduğu yüce devlet.
gelişmekte olan ülke...
halkının; sesini çıkartmayan koyun olması istenendir aynı zamanda...
bize hep; beterin beteri vardır dediler değil mi? elbet beterin beteri var...
ama bu beterin iyisi yok mu? neden onu istemiyoruz?
merak ediyorum; kaç ülkede insanlar 'bugün de doyduk bakalım yarın ne yapacağız' diyip kalkıyor sofradan? kaç ülkede insanlar gelecek kaygısı taşıyor...
ha bu arada ülkeden kastım; yer altı ve üstü zenginlikleri tartışılmaz derecede yeterli olan... kendi kendine gerçekten yetebilecek... halkının kafası gerektiğinde çalışan...
ama yok; haline şükret...
bizim kahrımız halimize değil ki; hakettiğimizi alamamıza...
yoksa çok şükür karnımız doyuyor!
çetelerle, derin devletlerle sarılmış, sokakları bombalı, arabaları kundaklı önüne gelenin hırsla sahip olmaya çalıştığı bir kadın gibi olan memleketimdir.
hayır!
herkesin becermeye çalışıp ertesi sabah kanlı çarşaflarını balkonlara asma hayalleri kurduğu bir orospu değildir o!
ama ne kadar da zor namuslu kalabilmesi.
tuhaf insanların yaşadığı, tuhaf konuların tartışıldığı, asya ile avrupa arasına sıkışmış, ne batının ekonomik refahından ve şatafatından ne de doğunun cehaletinden, aymazlığından ve uyuşukluğundan vazgeçebilen, dünya tarihinde önemli roller üstlenmiş bir milleti içinde barındıran ülke, resmi adı türkiye cumhuriyetidir.
atatürk türkiyesinde atatürkçü gençlik bulunca sevinir hale geldik, nereden çıktı bu yobaz, bağnaz düşünceli, asıl amaçlarını açıklayamayacak kadar da korkak insanlar bilinmez.
alınan vergilerin hesabının halka verilmediği ülkedir.
rüşvet yemenin meşrulaştığı ülkedir.
özelleştirmenin milli güce verdiği zararları göremeyenlerin ülkesidir.
dünyanın en zengin ülkesidir. (yiye yiye bitirememişlerdir.)
dünyanın incisi, istanbul'u, sınırlarında barındıran ülkedir.
siyasi arenasında, güçlü aktörlerin bulunmadığı ama stratejik boyutta güçlü devletlerin menüsündeki 1 numaralı ülkedir.
atatürk'ün geri gelip, onları kurtaracağına inananların ülkesidir.
gençlerin, duruşlarını 35 yaş üstü gruba duyuramadıkları ülkedir.
dünyanın en misafirperver ülkesidir. ( o kadar ki, özel mülk edinen yabancı bireyler, o topraklar üstüne kendi bayraklarını çkseler bile gıkımız çıkmaz.)
yönetimin hatalarının itinayla saklandığı ülkedir.
vatanını en çok seven milletin yaşadığı ülkedir.
ülkenin son on yıldır iç siyasetindeki kilit açıklamaların tamamı yurtdışından gelmiştir (terörist öcalan'ın yakalanması, başbakan olacak adamın malum devlet başkanlarıyla görüştükten sonra başbakan olması, türban açıklaması, operasyon açıklaması...)
sansür yoğundur. (yönetimin elinden gelse, konuşan insanlar için bile 1 "diiit" sesi uygulaması yapacaktır.)
siyasi arenasında siyasetin değil, demogojinin yer aldığı,
üslubun mahalle kavgasına dönüşmüş olduğu,
siyasi liderlerin siyasi örgütlerde 40 sene devirmeden inmediği, tabiri caizse; kök saldığı,
hakkı olandan çok, parası olanın yönetime katıldığı ülkedir.
nuhun gemisi gibi olan ülkem. kimişi rotayı kıbleye çevirmek ister. kimi ben kendi kayığımı istiyorum yoksa gemiyi delerim der, kimisi oturun oturduğuz yerde yoksa atarım gemiden der. hiç biride düşünmez ben bu gemiye binerken bi sözleşmeyi onayladım * burda da bazı maddeler vardı değiştirmesini teklif etmek bile yasak ,acaba yaptığım hareketler buna uygun mu diye.
