benim öğrencilik dönemimde devlet okullarıyla kolejler arasında ki farkı hemen görebilirdik.
şimdilerde nasıl bilmiyorum ama benim dönemimde yetersiz oldukları kesindi. 657ye tabi devlet memuru olmaları ve umursamaz tavırlarıyla öğretmenden çok ''bitse de gitsek'' modunda olan öğrenciden farksızdılar.
böylesine kutsal bir mesleğin çok daha ciddiyetle yapılması gerekirken, bir öğretmenin ''bitse de gitsek'' modunda olması esasen bir ülke sorunudur.
eğitim şart diyorsak ve insanlarımız eğitilmeli diyorsak, bu guruba öğretmenlerde dahil olmalı.
mutlaka ki aralarında 'mahmut hoca' tadında olanlar vardır ama 13-14 yıl evvel lisede ben hiç rastlamadım bu tarza.
belki şimdi değişmişlerdir. yani umarım öyledir. yok değişmedilerse önce öğretmenlere birer 'eğitmen' lazımdır.
türkiyenin iktidarı bile cahil ve yetersiz ise;
neredeyse her 2 yılda bir eğitim sistemi değişiyorsa ve öğretmenlerimiz bu sisteme ayak uydurmakta güçlük çekiyorsa bu ne öğrencilerin ne velilerin ne de öğrencilerin suçu yada sorunudur. oturmuş bir eğitim sistemi ne zaman gelir ozaman herkes biliçli yeterli, kendini geliştirmiş olacaktır.
içinde olmadan konuşulması doğru değildir,
(bkz: bekara karı boşamak kolaydır)
(bkz: uzaktan davulun sesi hoş gelir)falan filan.
her mesleğin her insanın iyiside kötüsüde mevcuttur.fakat öğretmenlerin kafaları rahat olacak ki kendini geliştircek öğrencisine daha çok ilgi gösterip yeni bilgiler aktarıcak adam orda sana fonksiyonları osmanlıyı vektörleri vs.i anlatıyor ama ay sonu kirasını kredi kartı borcunu nası ödeyeceğini düşünüyor bir de bu açıdan bakılması gereken durum.yanlış önerme.
türkiyede herhangi bir zümreye cahil demek cehaletin ta kendisidir. bir öğretmen olarak bu sözü çok duyuyorum bunun nedenini ise devletin öğretmene verdiği değere bağlıyorum artık. 4 yıl oku sonra atanmak için ortalama 2 yıl otur kpss'ye çalış. sonra git doğunun ücra bir köyünde 6-7 yılını üç kuruşluk maaş karşılığında heba et ve karşılığında kendini ifade etmesini öğretmiş öğretmenine bile saygısı olmayan bebelere kendini kanıtlamak zorunda kal. yazık diyorum sadece.
yaklaşık 15 20 yıl önce üniversite bitirenlerin çoğunun kadro yetersizliğinden öğretmen yapılmasından kaynaklanan bir sorundur. hakkını vererek eğitimini almış, çalışkan, yeniliklere açık, adaletli hiçbir öğretmen için geçerli değildir bu. en kutsal eylem insan eğitmektir nokta
yetişen son neslin adilik ile samimiyeti birbirine karıştırmasına şahit oluyorlarsa evet. anneye küfretmenin komik olduğu bir çağa girilmişse evet. kaç tane kız düşürürüm'ün, kaç kitap okumalıyım'dan daha önemli olduğunu düşünen milyonlarca ergen var ise evet..
evet arkadaşlar, öğretmenler adiliği, karaktersizliği ve had bilmezliği öğretemez. hele hele kız düşürmenin-erkek tavlamanın yollarını hiç öğretemez. başlığı açan gibi fikri savunanlar için de günümüzde geçerli bilim itliktir. bu yüzden öğretmenler maalesef çağ dışı kalmışlardır.
okula gideyim ders anlatayım, dinleyen dinler dinlemeyen dinlemez . tatil yapayım bol bol, maaşımı alayım sektirmeden, az alıyorum diye eylem yapayım. gelip eve yatayım ohh mis.
hiçbir pedagojik yeterliliği bulunmayan ve sadece dilekçeyle * öğretmen yapılan insanlardan bahsediyorsanız doğrudur.
biz de parmak uçlarımıza sopalar yedik, mal gibi sınıfın önünde tek ayakla hem de arkamızı dönüp bekledik,kulak diplerimizden çekildik,beden eğitimi dersi için eşofmanımız yok diye azarlandık. peki şimdi aynısını öğrencilerime yapıyor muyum?
asla!
ama gelin görün ki milyona yakın çalışanı olan milli eğitimde böyle fosiller bulunduğu sürece aynı şehir efsaneleri anlatılmaya devam edilecek.
batının güzel ve büyük şehirlerinde yaşayıp öğretmenlere bok atmak da ayrı bir zevktir, doğaldır. ama şunu da unutmayın ki, sizin hayallerinizde bile tasarlayamayacağınız yerlerde çalışıyor o öğretmenler. *
nedenlerini eğitim fakültelerinde gençliği pençesine düşüren gerici cemaat örgütlenmelerinin bilim, sanat ve kültür düşmanı ideolojilerinde aramak gerekir.
kesinlikle doğru olan tespittir.
çoğu dersin boş geçmesine öğrencilerden daha heveslidir.hele hele bu aralar lise öğretmenleri greve takmıştır derslerin yarısı boştur.ders anlatmasını bilmezler sınav hazırlamasını hiç hiç bilmezler.kimine torpil yaparlar kimine inadına kötü verirler.derslerin yarısını azarlamayla geçirirler,bir öğrenciye en küçük hatada senden birşey olmaz deyip moralini bozarlar,herşey not değil biraz saygı derler küçücük birşeyde notla tehtid ederler.yarısı ders anlatmayı bilmez kitaptan mal gibi okur deftere yazdırır vbvbvbvb
not:daha çook var..
evet arkadaşlar; insanın inanası gelmiyor ama maalesef bu böyledir.
türk öğretmenlerinin arasında idealist bir öğretmen bulmak inanın çok zor, ayrıca çoğu cahil ve yetersizdir. içlerinde karaktersiz olanları da yok değil...
ben hayatım boyunca ailemden ve ettiğim kavgalar sonucu yemediğim dayağı öğretmenlerden yedim, böyle kansız eğitimci mi olur?
orta okul 1. sınıfta (zorunlu eğitim 5 yıl olduğu dönemler) resim kağıdı getirmeyi unuttum diye yediğim dayaktan ötürü sınıfta 2 kız ağladığını bilirim. düşünün küçücük bir çocuğum ve kafamı tahtaya vura vura döven bir orospu çocuğu başımızda öğretmenlik yapıyor...
heee eğitim hayatımda idealist insanlara rastlamadım mı elbette ki rastladım ama dedim ya çok az...
not: inanası kelimesi yazılırken yanlışlıkla basılan "m" harfi sebebiyle oluşan inanması kelimesi, salakça yapılmış bir bildirim ile farkına varılıp düzeltilmiştir.
not2: ayrıca daha kültür olmak kavramını yaratan kişinin böyle salakça bir bildirim yapması da işin komik tarafıdır.
