Bu geyik senelerdir vardır hatta büyük büyük dedemin söylediği sözü tekrarlar dedem; çanakkale savaşı sırasında komutanı ( hani tepeyi söz verdiği zamanda alamayıp intahar eden k0omutan varya işte o ) söylemiş "adımız türk olduğu sürece bu toplar başımızdan eksik olamaz diye.
senelerdir de devam eder gider hiç bir mantıklı açıklaması yoktur hükümetlerin ve halkların basiretsizliğini dış mihraklara atma çabasıdır.
dedelerimiz 1 karış toprak için canını verirken, 60 hektarlık devasa dilimler halinde vatan toprağını satan, müşteri bulsunlar diye büyükelçiliklere talimat veren ülkenin, halka süpergücüz paramız çok gazı vermesi, bir aşamadır.
Padişah Sultan Aziz'in Paris gezisi sırasında Fransa imparatoru 3. Napolyon, Dışişleri Bakanı Keçecizade Fuat Paşa'ya isteklerini sıralar:
Süveyş Kanalı açılmalı, Girit, Osmanlılardan alınıp Yunanistan'a verilmeli, Kudüs'teki kutsal yerlerin Katoliklere ait olanların yönetimi Fransızlarda olmalı...
Osmanlı devletinin bunlara kolay kolay razı olmayacağını bilen imparator, aba altından sopa gösterir:
"Bu sorunlar sizin için bir dert... Yorgun omuzlarınızdan bunları atınız... Devletinizin ne kadar zayıfladığı bütün dünyada biliniyor."
Fuat Paşa, gülerek karşılık verir:
"Haşmetmeab, siz, bendenize, başka bir devlet gösterebilir misiniz ki, üç yüz senedir, dışarıdan sizlerin, içeriden bizlerin, devamlı tahribine direnebilmiş! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, bu devleti yıkamadık!" http://www.fuatpasa.com.t...t.asp?bol=1&icerik=16
Osmanlı gibi, Türkiye de, isterlerse sekiz koldan gelsinler, kolay kolay yıkılamayacaktır.
zaten gırtlağına kadar battığı halde, abuk subuk ve üretime değil, tüketime yönelik milyarlarca dolarlarlık yeni harcamalar yapan bir ülkenin halka süpergücüz paramız çok gazı vermesi, bir aşamadır.
dış borç katlanarak büyürken ve bunu karşılayacak varlıklar satıldığı için artık satacak bir şeyi kalmayan halka süpergücüz paramız çok gazı vermesi, bir aşamadır.
iç pazarına bile zor yetecek kadar ürettiği domatesin tohumunda israil'e bağımlı bir ülkenin, halka süpergücüz üretimimiz süper gazı verilmesi, gıda ihracatçısı ülkelerin bizi sömürmesi, gıdada dışa bağımlılığın gizlenmesi bir aşamadır .