kurtuluş savaşı günlerinde vermişlerdi bu sözü; ne yazık ki bu sözden caymaları için elimizden geleni yapıyoruz.
ben bir türk olarak yapılanlardan utanıyorum ve korkularımı empati yaparak paylaşmak istiyorum:
- Barajlar kuruyorlar, kebanlaştırıyorlar toprakları, oradan alınan elektrik enerjisi istanbul'a, ankara'ya izmir'e veriliyor; keban baraj gölü'nün kıyısındaki köyler ise yıllarca elektriksiz kalıyor! bu nasıl bir haksızlıktır?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- ağrı kürt isyanında, zilan isyanında uçakların attığı bombalarla övündünüz *, bunu modernizmin belirtisi olarak basında şişirdiniz durdunuz *, çıkan her isyanı kanla bastırdınız ve artık bu son dediniz? oysa sonradan kaç isyan çıktı, gerçeği anlamak için daha kaç tane çıkmalı?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- türkiye bizi tanımıyor, türkiye bizi sevmiyor, köylerimizin adını değiştirdi, çocuklarımıza yıllarca istediğimiz isimleri koyamadık, dilimizle alay edildi, aşağılandık durmadan, ana dilde eğitimin insan hakkı olduğunu anlatamadık, radyolarda, televizyonlarda dünyanın tüm dillerinden şarkılar duyuldu, bizim şarkılarımız bugün bile hala baskı altında... bu nasıl vatandaşlık, bu nasıl devlet?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- bulgaristan'da ve kıbrıs'ta yaşayan türkler için her şey istenebilirdi ve her istek haklıydı; onlara verilenin, onlar için istenenin onda biri bize çok görüldü; dünya'da kürtlerin en çok yaşadığı toprak anadolu'ydu * oysa dilimiz yok sayıldı, kimliğimiz kart kurt ile heba edildi...
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- türkiye bizi tanımıyor, türkiye bizi sevmiyor, kerkük'teki türkmenler için "soydaşlarımız" diyor, bizim kuzey ırak'taki kardeşlerimizden ise iğrenerek söz ediyor; sonra da ırkçı değiliz diyor. Buna kim inanır artık?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- bizim siyasette girmemizi istemiyorlar, bize barajlar koyuyorlar, barajları bir biçimde ** aştığımızda da, ilk fırsatta ya da ilk yanlışımızda kolumuzdan tutup meclisten atıyorlar *; kendileri 80 yıldır tonla yanlış yaptılar, siyaseti böyle öğrendiler; bize, kendi yanlışlarımızdan ders çıkarıp siyaseti türkiye'de böylece öğrenmemizin fırsatını vermiyorlar, sabırsızlıkla, hoşgörüsüzlükle, kardeşliğin yollarını tıkıyorlar; pkk dışındaki kürt partilerine, demokrat kürt dergilerine, aydınlarına hayat hakkı vermiyorlar, pkk ise yasadışı olduğundan, bir anlamda ona her şey serbest; bu ne demek? yasal olarak adam olamazsın git illegale bulaş! demek... dağa çıkmak istemeyip ama muhalif olmak isteyenlere niye hayat hakkı yok bu ülkede? işte yasal partimizin başkanını da adi bir suçlu durumuna sokup, tutukladılar... Türkiye'nin inandırıcılığını tüm dünyada ve kürtlerin arasında azalttılar. kimse bunun farkında değil mi? Biz artık ne yapacağız?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- eskimiş, ekşimiş ve emekleyen generallar her gün bir gazetede, bir televizyonda itiraf ediyorlar: "biz kimi yerlere bomba attık, kimilerini korkuttuk, özel harp taktikleri uyguladık... bunları yapmaya mecburduk, vatanı savunuyorduk!" savunuyoruz dedikleri vatanı böldüklerini, halkın bir kesimini türkiye'den nasıl soğuttuklarını bunların yüzüne kim haykıracak? bunların yaptıkları yanlarına kar mı kalacak? şemdinli'ye bakarsak, evet yanlarına kar kalacak!
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- şemdinli'de bombacıları yakaladık, krokileriyle, silahlarıyla, bombalarıyla birlikte; töre cinayetiyle alışık olduğumuz ve ayrıca da türk kardeşlerimizden son dönemde bize bulaşmış "linç etme" duygusuyla boğuştuk ve hukuka inancımız galip geldi, yakaladıklarımıza dokunmayıp güvenlik görevlilerine teslim ettik onları; sonrası ise bizim hukuka inancımızı ayaklar altına alan bir hukuk skandalı: genelkurmay'ın sözleri: onlar iyi çocuklardır - van'daki mahkeme'de 49 yıla yakın hapis cezasına çarptırılma - van cumhuriyet savcısı ferhat sarıkaya'yı görevden alma, meslekten men etme - davayı askeri mahkemeye teslim etme - askeri mahkemede doğal olarak sanıkların serbest bırakılması - sanıkların asker olarak görevlerine dönmesi - nezih türk basınının konuyu hasıraltı etmesi - tıpkı hasıraltı edilmiş susurluk gibi... böyle bir durumda bizim hukuka, demokrasiye, cumhuriyetimize inancımızın sarsılmamasını kim sağlayabilir? 20 yıl sonra, bugün olanları ben çocuğuma anlatmaya çalışırken, çocuğum bana: "baba, o dönemde demokrasi yok muydu? tarafsız olması gereken yasalar, mahkemeler ne yapıyordu? basın bu konuyu nasıl atladı?" diye sorarsa ben ona nasıl cevap vereceğim? "Çocuğum, pkk ile mücadeleyi sadece uçakların bombalamasına indirgemiş bir zihniyet o günlerde savaş, uçak, bomba reklamıyla göz boyamakla meşguldü... Bizim cılız seslerimizi ise kimse duymadı, duyanlar da anlamak istemedi!" desem kendimi aklamış olurdum belki ama ülkemi, türkleri nasıl aklayacaktım?
- durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var!
- ....
- - durun arkadaşlar, türkiye'ye sözümüz var! son bir kez daha şansımızı deneyelim, tersi ihtimaller daha fazla kan, daha fazla ölüm, daha fazla göz yaşı içeriyor. türk kardeşlerimiz içinde de demokratça, dürüstçe, adilce düşünenler az değil... çözüme, barışa bir şans tanıyalım, lütfen!
2 gün önce eşkiya abdullah öcalan a imralı da insanlık dışı şartlar uygulandığı ileri sürüp bunu meclis gündemine taşıyacaklarını söyleyerek ilk sözlerini söylediler.
bu söz tayyip erdoganin agzindan cikmasi durumunda, hangi sözleri diye sorulasi soru. lakin yirmi sene evvelinden ettiği yeminlerse vay vay. (bkz: seriat)
"türkiyeye sözümüz var" derken acaba verilen sözü tutmaktanmı bahsediyorlar yoksa iktidara gelelim sizlere bir çift sözümüz olacak mı demek istiyorlar ki bunun cevabını alacağımızı sanmıyorum
her şeyden şüphelenmeyi bırakıp* herkes bu sloganın başarısı için dtp'ye yardımcı olmalıdır; ayrıca unutmayalım ki, akp için, "evet böyle dedi ama takiyedir", dtp için, "evet böyle dedi ama yalan söylüyor" diyerek de politika yapılmaz, olsa olsa paranoya yapılır!
ayrıca örneğin istanbul 1. bölgede, sonuçta aynı adayı * destekleyecek olsak da bu, mutlaka onlara oy vermek anlamına gelmez, oyumuz başka partiye bile olsa, dtp'nin samimiyetine inanmak, kendi çevremizde onu uçlara itecek davranışlara izin vermemek, bu konuda uyarıcı olmak, kendi üslubumuzu buna göre ayarlamak ülkemiz için yaşamsal önemdedir;
konu yaşamsaldır çünkü bölücüler filan diye cart curt atmak yerine ilk kez sorumluluk üstlenelim ve bu sözleri kamuoyuna duyurup kendilerini Türkiye ile bağlayanları, dışlamak ve söylediğine, söyleyeceğine pişman ettirecek, iki halkın arasına yeni şüphe ve güvensizlik tohumları ekecek davranışlar içine girmeyelim;
kürtler arasındaki ılımlıların radikalleşmesine yol açanları kınayalım, ılımlıların varlığının ve çoğalmasının, Türkiye'nin bölünmesini arzu etmeyenler için bir sigorta olduğu gerçeğini, kimilerimiz için çok zor da olsa, anlamaya çalışalım.
bu nedenle, oyumuz hangi partiye giderse gitsin, kürtler ve türkler arasındaki ilişkiyi, dostluğu geliştirecek her adıma destek verip, tersine bu ilişkiyi zedeleyecek her adımın karşısında durarak yeni tür bir politika izlenebilir; günümüz türkiye'sinin somut durumunun somut değerlendirmesi, böylesi bir akılcı ve gerçekçi politikayı zorunlu kılıyor;
adaletsiz barajlarla üzülmüş, tüm cumhuriyet tarihi boyunca aşağılanmanın etkisiyle süzülmüş, kuzey ırak şekillenmesiyle bir başka eşiğin başında duran türkiye cumhuriyeti vatandaşı kürt kardeşlerimizi yüreklendirecek, yüzlerini binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan çevirtmeyecek, 1000 yıllık kardeşleriyle sevgi ve göz temasını arttıracak her adım, her girişim artık çok önemli.
