gelmesini çok istediğim bir olaydır. teröristlere, hırsızlara, ahlaksızlara kesinlikle uygulanması gereken bir durumdur. bunlardan bir tanesini taksim meydanında sallandırın, bakalım birdaha yapabiliyorlar mı! gerçi, bunlara anında ölümde kötü, yavaş yavaş alıcaksın canlarını ya neyse...
suçluluğu kanıtlanmış çocuk tacizcilerine, vatan hainlerine (sadece terörist değil, rüşvet alan memura da)cinayet işleyenlere(kafa koparan cinsten) mutlaka uygulanması gereken, keşke gelse olayı.
var olan oturmuş bir düzen olduğu içnin bunun gerçekleşmesi biraz da olsa ütopiktir.sadece idam değil ; türkiye şeriatla yönetilen bir ülke olsaydı bunun gelmesi değil gitmesi konusunda bazı düşünsel akımlar muhakkak ki çıkacaktı.islamiyette recm olayı vardır.recm ; bildiğim kadarıyla namaz kılmayan veya zina yapan vs. günah islamiyete aykırı eylemler gerçekleştiren kişinin cezası recm'e göre uygulanır.fakat bunun uygulanabilmesi için 3 inanan ve mümin insanın bir araya gelerek bu olaya şahadet getirmeleri zorunludur.her kim olursa olsun islamın kurallarını çiğner günah işlerse cezası recm'dir.bu kardeşimiz bile olsa.şeriat mı modern müslümanlık mı? sorusunu aklıllarda bırakan düşüncelerdir.
canım ulkemizin son beş yıllık kalkınma planında olmazsa olmayacaklardan olmalıdır. nedenini, gazete okuyup televizyon izleyen herkes bilmektedir. idam cezasının caydırıcılığı üzerine onlarca istatistik varken bu hoşgörü ve özgürlük naralarının boşa çıkacağını hepimiz biliriz. hatta şöyle düzeltiyim; biz birbirimizi biliriz. picca bacca adlı kadının kaybolduğu haberini gördüğümüz an hepimiz "kesin kadına tecavüz edip öldürmüşlerdir" dedik mi, demedik mi? dedik... katilin ne kadar ceza alacağına varana kadar da yorumlarımızı yaptık. işin en berbat tarafı, hergün yeni katliam, tecavüz, cinayet...vb, haberlerinde suçlular için tahminler atıp tutuyoruz. bu, üç yıl yer, bu kefaletle serbest kalır, bunda delilimiz yok, derler...ve ne acı ki hemen hepsi de tutuyor...işte bu yüzden türkiye ye idam gelmeli...daha fazla masumun canı yanmadan suça yönelikleri frenleyecek bir şey olarak idama sığınmak da ne kadar acı ama hal böyleyken de böyle...
ilke olarak insanın insanı öldürmemesi gerekir. Fakat toplum düşmanı haline gelmiş insanların bu hapishane şartlarında eğitilmesi de pek mümkün görülmediğinden hakimlerce kullanılmasa bile demoklesin kılıcı gibi suçluların başı ucunda sallanması gereken caydırıcı bir unsur olan idamın tekrar konulması gerekir; diye düşünenlerin düşüncesi.
AB ye uyum falan filan diye idamı kaldırdılar şimdi hırsızı tecavüzcüsü nasıl olsa 10 ay yatar çıkarım diyip cesaretlendirildi.adam masum bir kıza tecavüz ediyor sonra onu öldürüyor sonra elini kolunu sallaya sallaya 2-3 sene yatıp çıkıyor.bir de iyi hal göz önüne alınırsa vay hale bakın.kız öldü gitti,adam cezasını çekemeden çıktı rahat rahat yaşıyor.bir insanın hayatına mal olan olayın cezası bir ömür ceza çekmek olmalı aslında.bu tür insanlara teröristlere tecavüz cinayet işleyen katilleri idam ediceksin milletin önünde asıcaksın ki ibret olacak ve kimse kimseye zarar vermeyecek.cezası da az olunca herkes herkese istediğini yapıyor istediği vahşeti yapıyor.insan haklarına aykırı diye idam kaldırıldı,peki masum insanları öldürmek yada tecavüz edip bir ömür o insanı psikolojik batağa sürüklemek insan haklarına uygun mu.idam kaldırılmasaydı belki bu kadar suç oranı artmazdı belki insanlar bu kadar yozlaşmazdı.
hegel e göre bir soyut hak kavramı vardır. önceden var olan, bizim üretmediğimiz bir hak. suç, bu soyut hakkı ihlal eden bir eylemdir.
birini öldüren kişi onun yaşam hakkını ihlal eder. ceza ise bu ihlalin, ihlalidir.
-suç, bir soyut hakkın ihlalidir.
-ceza, o ihlalin ihlalidir. yani o hakkın varlığını teyit etmektir.
bir kişi öldürüldüğünde onun yaşam hakkı ihlal edilmiş demektir. yaşam hakkına ''a'' derseniz, bir kişi öldürüldüğünde yaşam hakkınının yani ''a'' nın başına bir eksi çekmiş oluruz. öldüren kişiyi de öldürürsek yaşam hakkının başına bir eksi daha çekmiş oluruz. sonuç artı olur. eksiyle eksinin çarpımı artıdır. dolayısıyla ölen kişinin yaşam hakkını teyit etmiş oluruz.
burada sosyolojik bir bakış açısı yoktur. hegel felsefi yönden bakış açısını ortaya koymaktadır.
yukarıda bahsettiğimiz örnekte bir kişi öldüğünde ''-a'' olur. o kişiyi öldüren, öldürüldüğünde ''-2a'' eder. bu örnekte eksiyle eksinin çarpımı artı değildir. ortada iki ceset vardır. eğer ölen kişi canlansaydı, onun yaşam hakkını teyit etmiş olurduk ve bir anlamı olurdu.
gayet saçma bir karar olur. idam çözüm değildir. caydırıcı özelliği de yoktur. suç işleyen, işlemek isteyen bir insan zaten ölme riskini göze alır. sadece abdullah öcalan'ın idam edilmesini istemek bile başlıca bir gerzeklik örneğidir. yasal olarak suçlu bir insanı, beğenin ama beğenmeyin ideoloji ve ideolojini uygularken işlediği suçlar yüzünden idam etmeniz onu kahramanlaştırır, efsaneleştirir. idam cezasının ülkeden gitmesi ya da gelmesi kısır tartışmalara en güzel örneklerden biridir. gelmesini isteyen kesimin toplum huzurunu düşünüp, evet idam cezası uygulanmalıdır demesi bana samimi gelmiyor.
Son derece yerinde bi karar olur.AB ye girelim diye kaldırılmış bir ceza hükmüdür.
Arkadaş,
avrupa birliğine girelim diyoruz.Oradaki ülkeler de "şunu yapın, bunu yapın" diyolar..Şöyle bir atlas alıp elimize (ama dünya atlası he) açalım bakalım bakalım dünyanın en ortası sayılabilecek,3 kıta ile kavşak oluşturan bi yerde hangi ülke var?
doğru cevap Türkiye olacaktır.
Efendiler AB ye girelim diye atılmadık takla girilmedik şekil kalmadı.Bu yaptırımları kim istiyor?Ab'nin Konya'dan küçük stratejik önemi geçtim turistik olarak bile gidilmesine gerek olmayacak derecede konuşlanmış ülkeleri söylüyor.
Arkadaşım orda idam tabi olmaz,orda kavga dövüş tabi olmaz..kim nabıyo orda?
Bizim kadar kozmopolit,oryantal bi ülkede kuralları öyle indirirsen curcuna kopar..
Bu yazımı en iyi şu özdeyişle noktalayabilirim mesajımı alan alsın:
"sen koymuşsun kuralı coniye göre,uyar mı aliye veliye"
zihinlerde elleri kanlı bir devlet anlayışı çizecek olan hadise. hem birinin özgürlüğünü elinden almak onu öldürmekten daha büyük cezadır. çünkü özgürlük uğruna ordular can verir.
kaldı ki bir devletin ceza anlayışı kendini ve insanlarını savunma amaçlı olmalıdır. saldırıya uğruyorsa saldırı yapılmasını önleyecek bir ortam hazırlamalıdır ki bu ortama biz hapishane diyoruz. suçluda olsa insan öldüren devlet katildir. bu savunma değildir, ötesidir. olmaması gerekendir.
caydırıcı olmalı bir kere bi düşüneceğine 10 kere düşünsün gerekirse... kim olursa olsun mutlaka idam geri gelmeli geçmişten günümüze bakarsak idam kalktıktan sonra herşey çok rahat gelişiyo şekil A cem garipoğlu allah bilir kaçtanesi vardır öyle onun rahatlığı bu hükümetin rahatlığından olsa gerek...
biraz önce ntv'yi açtım ve keyifle banu güven'in akşam haberlerini izlemek üzere koltuğuma kuruldum. o de nesi? konu ensest. karabük'te 52 yaşındaki bir adam hem kızı hem torunu ile ilişki yaşamış. dinlemek bile giran geliyor adama.
bir uzman şu sıralar bu durumun türkiye'de dünyadakilerle aynı olduğunu ancak türkiye'de yargınn çok yavaş olduğunu ve adaletin geç tecelli ettiğini söylüyor.
evet bu tip suçlar için idam geri gelmelidir. bunu ancak akp başarabilir. bunu yapacağınıza bütün kalbimle inanıyorum.
öz kızınızın olduğunu. hani ateşlendiği gecelerde sabaha kadar başında beklediğiniz, doğduğunda elinize almaya korktuğunuz, rüyasında gördüğü şey sonrası ağladığı için teselli ettiğiniz o biricik kızınız. sakız, şeker gibi bir şey almak için bakkala gidiyor. sokaktan geçen bir hanzo onu yakalıyor. 8-10 yaşlarında bir kızın kendinden onlarca kat daha güçlü birine karşı çaresizliğini düşünün. yapacağı hiçbir şey kurtaramıyacak onu. derken adam yakalanacak 5 yıl hapis yatacak. oysa kızınız yıllarca psikolojik tedavi görecek. gençliğine adım attığında arkadaşları birisyle ilk kez öpüşmenin heyecanını anlatırken, kızınız hanzonun biriyle çoktan yaşamış olacak. hiç kimse ilki olamıyacak onun. bekaret bacak arasında diyenler olacaktır. peki sen birde onu yaşayanlara sor. git bakalım tecavüze uğramış birin "ya bacım sana tecavüz ettiler ama bekaret bacak arasında değildir. boş ver olan oldu. senden aldığı zevk 5yıla eşdeğer." biri zevk alıp 5-10 yıl yatıyor. diğeri hayat boyu hem psikolojik hem fizyolojik olarak bedelini ödüyor.
ulan değil idam o hanzoyu kendi ellerimle öldürürüm. 5 yıl gider yatarım. nasıl olsa af çıkar. sokmuşum f tipine. yok insanlar ölüyormuş, yok hastalıkmış...
birinin ölmesini isteyebilmek en az suçsuz yere birini öldürenler kadar katilcedir. bu ülkede adalet hiçbir zaman suçsuzun yanında olmamıştır. parası olan adalet sisteminde suçsuzların ön planına çıkarılabildiğine, yardım edeyim derken zanlı konumuna düşüp senelerce hapis yatılabildiğine göre; idamın geri gelmesini istemek çok büyük risktir.
bir çırayı yakalım derken ormanı tutuşturmayınız. can almak allaha mahsustur. zira birini dört duvara sıkıştırmak öldürmekten daha acı vericidir.
''asacaksın abi'' insanlarının zevkle beklediği olay. öz kızına tecavüz etti, asalım. dağa çıktı, asalım. sevgilisini kesti, asalım. sonra? idamları gören ahali korksun, türkiye cennet olsun. kim bulunursa, idam sehbasına çıkartıldığı askeri rejimlerden sonra, huzurlu, güvenli bir ülke mi olduk? yoldan kamyonla insan toplayıp, seçmece, bir oradan, bir buradan, adam astığımız günlerin üzerinden 10 sene geçmediği, 90'lı yılların başında, dünya devi miydik yoksa?
deşifre edilerek, aşşağılanarak idam edilmesi geren insanların çokluğundan istenen hededir. keyfimize insan ölümü istenilmiyor beyfendiler. o kanunlar sizin için olduğu kadar bizim için de geçerli. 6 aylık bebeğe tecavüz edenleri, kundakta vurulmuş bebeği ne çabuk unuttunuz?
bazı suçların karşılığı kesinlikle bu olmalı (bkz: öz kızına tecavüz eden şerefsiz) bu adamı içeri atıp sonrada bizim ödediğimiz vergilerle besleyeceksin. bu saçmalık ayrıca en az iki kere tekrarlanmış bir suçu da bu kapsama alacaksın. o zaman hırsızlık vede kapkaç gibi adi suçların kökü kazınır. ama devleti soyan sistem böyle bir düzen ister mi? tabi ki hayır..
