tartışmasız zübeyir baya. gerçekten çok iyi futbolcuydu. sürekli hayır kurumlarına ziyarete giderdi. nur dolu yüzü vardı. fakir fukaraya üç beş atmadan geçtiğini hiç bilmem.
yıl 2000... nisan-mayıs ayları...fenerli arkadaşlar toplanıp kahveye galatasaray'ın uefa kupasına uzanan maçlarını izlemeye gidiyoruz. bir galatasaray maçına, üstelik normal maç parasının iki katı para vererek, sigara içmediğimiz halde bir 90 dakika boyunca sigara dumanı soluyarak, dumandan görünmez hale gelen bi 72 ekran televizyonun karşısına balık istifi diziliyoruz. ne için?
futbolu sanata dönüştüren, bazen mükemmel bir çalım, bazen hiç akla gelmeyecek yerlerden vurulan akıl almaz şutlar, bazen de akıl dolu küçük dokunuşları izleyebilmek için.
sadece kendi takımının taraftarlarınca değil, birçok kişi için de başına "i love you" cümlesi getirildiğinde kalitesi ve sevilirliği bir kat daha artan futbolcudur.
10 numaralı formanın hakkını veren, çalımları, tekniği, golleri hiçbir bilim tarafından açıklanamayacak hagi. ali sami yen' de hoş bir seda bırakan ve rakip takım taraftarları tarafından da takdir edilen fenomen.
edit: sen eksiyi verdin futbol hagi' ye artı oyunu verdi. istediğin kadar eksile gerçekleri balçıkla örtemezsin. hadi öperim.