fransanın tüm yüzsüzlüğünü vurgulayarak türk düşmanlı ile açıklanabilecek haraketlerine karşı aynı dilde verilebilecek cevap türüdür...
2001 yılında "türkiye soykırım yapmıştır" manasına gelen bir kanunu kabul eden fransa, 16 mayısta meclisinde soykırımı inkar eden kişinin 1 sene hapis ve 45 euro ceza alması yönünde bir ikinci kanun hazırlığı yapmış fakat gelen tepkiler nedeniyle yasanın oylanmasını 12 ekim 2006 tarihine ertelmiştir. an itibariyle de çizgisini koruduğunu görmekteyiz.
işin acı tarafı; adamların 5 sene içerisinde yaptığı hor görme, suçlama ve küçük düşürme içeren kin ve nefret dolu haraketlerine türk hükümetlerinin, türk dış işlerinin, türk politikacı ve medyasının ne kadar aciz kaldığını kanıtlıyor olmasıdır.
koca memlekette hiç mi vatanını seven yerel yönetici, belediye başkanı, siyasetçi, iş adamı yoktur ki;
çıkap da cezayir soykirim aniti dikip bu utanmazlara tokat gibi bir cevap veremiyor ?
ama bilinen bir söz vardır,
milletler hak ettikleri şekilde yönetilirler. yıllardır fransa türkiyenin en çok ithalat yaptığı ülke olmaya devam ediyorsa...
güzide milletimizde var olan bilinç bu düzeyde kaldığı sürece bırakın cezayir soykirim anıtını, meclisin karşısına ermeni soykırım anıtı dikilmesin yeterli, başka ihsan istemeyelim...
başlık açılmadan önce adana büyükşehir belediyesi'nin bu kararı almış olduğunu hatırlataraktan hem seviniyorum hem de ilk entryye ayar vermiş oluyorum.umarım bize ve bizden bildiklerimize yapılanları unutmayız unutturmayız.devamının gelmesini dilerim.
sözde ermeni soykırımını kabul edene cezai işlem yapacak (misilleme olarak) bir yasa çıkaramayan bir devletin yapamayacağı türden bir uygulamadır. (bkz: ülkemi pazarlıyorum) (bkz: rte)
konuyla alakalı bir chp'li değişik bir bakış açısıyla şu yorumu yapmıştıtır.
"chp istanbul milletvekili şükrü Elekdağ, Fransa'nın Cezayir'de uyguladığı soykırımla ilgili TBMM'de bir yasa tasarısının kabul edilmesinin bir anlamı olmayacağını, o zaman Türkiye'nin de NATO üyesi olduğunu, 'O zaman nerdeydin?' diye sorabileceklerini belirtti"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sözde Ermeni soykırımını reddetmeyi suç sayan yasa tasarısının Fransa Meclisi'nde kabul edilmesi durumunda Paris Caddesi'ne bir Cezayir soykırımı anıtı dikeceklerini açıkladı.
meclisten gectikten sonra yapılacak ya da yapılması öngörülen hadisedir. gerekliliği veya gereksizliği tartışılabilir. fakat fransada bir kanunun işevsellik kazanabilmesi için senatonun onayından da geçmesi gerekmektedir. senatodan gecmezse eğer cezai hüküm taşıyan kanun, yanlış anlaşılma olmuş denip, bütün anıtlar yıkılacak mı merak ederim.. olayı siyasileştirmek kesinlikle bizim zararımıza olacaktır. inatla tarihçilere ve uluslararası mahkemelere başvurulması gerekmektedir.
cezayir savaşında fransızlar tarafından öldürülen insanların bugüne kadar umursanmamışken bugün siyasi bir misillemenin aracı olarak kullanılmaları nedeniyle bu anıtı dikmek en hafif tabiriyle saygısızlıktır.
cezayir'deki savaş bm gündemine geldiğinde türkiye'nin bu savaşı fransa'nın iç meselesi olarak değerlendirdiğini gösterir tavrı nedeniyle bugün bu anıtı dikmek tutarsızlıktır.
uluslararası platformda kimsenin ciddiye almayacağı bilindiğinden anlamsızdır.
türkiye haklı olduğu kadar güçlü de olacaktır mutlaka. ama bu yollarla değil, böyle ucuz, böyle bayağı siyasetle değil...
Bu gidişler bütün illere birer tane *dikilecek olan anıttır. bizde bu anıt dikme şevki olduktan sonra milletce herşeyi abarttığımız gibi bunuda abartırız.
bir şeyinde unutulmamasının gerekliliğinin vurgulanması gereken nokta barındıran içinde ki o da: fransız diplomasinin kurnazlığı
peki şimdi ben de o zaman bunu derim demenin bir yadnan da "evet ben kabul ediyorum böle böle olduğunu ben de sana misilleme olarak bunu öne sürüyorum" demek değil midir?
bir kaç ayrımın farkında olduktan sonra dikilmesinin hoşa gidip gidilmeyeceği tatışılması gerekilen konu.
tanımı da hallettikten sonra o ayrımların öncelikle farkına varalım.
öncelikle fransa'da ayaklanıp bunu kabul ettiren 450.000 fransız vatandaşı ermeni var, bizim almanyadaki nüfusumuz kaç alman vatandaşı olarak 1milyonu geçti belki de.. adamlar orada büyük bir oy tehdidi ile istediklerini kabul ettiriyorlarken biz niye kendi isteklerimizi kabul ettiremiyoruz, mesela sözde ermeni soykırımının kabul edilmemesini belki de onun olduğunu kabul edenlere ceza verdirdetecek bir yasa çıkmasını nasıl olur da sağlayamayız? o avrupa birliğinde en büyük oy potansiyeline sahip bir ülkeyi nasıl olarak arkamıza alamayız? öncelikle bunu yapmak ve yaptırmak arasında fark var..
bir diğeri; cezayirlilerin böyle bir issteği yok.. bakın gelecek kötülemelere söylüyorum, ben fransa soy kırım yapmamıştır demiyorum lakin adamlar oraya amrikanın ırak'a yaptığını yaptı ve nasıl becerdilerse cezayirliler bundan şikayetçi değil.
belki şikayetçiler de bunu bize duyuracak yerleri bastırıyorlar. peki diyelim ki böyle bizim bundan hangi ara haberimiz oldu? kısacası bizim bundan çıkarımız ne olacak? adamların çıkarı bu coğrafyadaki kaışıklığı sürdürüyor olmak ve güçlü bir türkiyenin bu topraklarda yer almasını engellemek ve türkiyenin güçlenmesini uzunca bir süre ertelemek, peki ya bizim çıkarımız??
bir türk dünyaya bedeldir ya; sanırım birkaçımız bir araya gelince o kadar da etkili olmuyoruz. biz bazı şeyleri kabul etmek yerine kabul ettirmeyi birimiz dünyaya bedelken yapamıyoruz daha, başka şeyi kabul etmek de çok fazla etki etmeyecektir sanırım.
özetle; demek istediğim belirli bir politika dahilinde alınmış kara değil bu. kavgada kapıyı vurup çıkmak ya da sevgiliyi kıskandırmak için başkasının koluna girmek gibi birşey. daha önceden harekete geçip sözde soykırımın meclise girmesini engelliyecek hareketi yapmak lazımdı. testi kırıldıktan sonra çok da bir anlamı kalmıyor içindeki suyun.