Güldürmüş moron tespitidir. Güçlü türkiye lafını tam da hala kurtarma ekiplerinin ulaşamadığı köylerin olduğu bir günde demesiyle bir de cila çektirmiştir. Kendi kendine güçlü demenle güçlü olunmaz mal herif.
su acılı gunde hala sen ve senin gibi algi kasmaya çalışanların allah bin belasini versin. size tavsiyem hicbirseyi onurunuzun serefinizin uzerine koymayın birgun elbet lazim olur.
Ülkeyi abd uydusu yapan da menderes ve dincilerdi. Duyunu umumiye ile ülkeyi 100 yıl borca sokan da sizin kafanizdakilerdi. Ingiliz mandasını savunan da. Bir yigit bagimsizlik dedi. Ne içip yiyorsunuz . Bu ne utanmazlik.
bence tam güç istila etmemelerinin sebebi turkiyeyi avrupanin çini hale getirme plani. Baksana ucuz iş gucu var. Paralari burda 20 kat degerleniyor (ileride daha fazla olur) tatile geliyorlar yazlik aliyorlar daire vatandaslik aliolar. Kendi ulkelerine para değeri yuzunden tatil yaptirmiyolar bi daire alamazsın zar zor belki kiralik bi yerde kalirsin aç kalarak. Ooooh ne guzel aq. Bu ulkede bilimin ilerlemesini durduran fabrikalari kapatanlarin amina koyim vatan haini gericiler.
Beyinsizin bahsettiği çoğu şey cumhuriyet devrimlerine ait. Cumhuriyet devrimleri şeklinde özetleyeceğimiz sosyal olgu da ülkenin yönünü batıya çevirmek kavramıdır. Bu yönelim Atatürk daha doğmadan zaten ortaya çıkmıştı.. Cennetmekan ikinci Mahmut han hazretleri gayet aydın bir padişah olarak böyle gelip böyle gitmeyeceğini görmüştü. Keza Abdülaziz han hatta Abdülhamid Han dahi bunun böyle olacağını ön görmüş ve bürokrasiden başlayarak batı tipi örgütlenmeye başlamışlardı. Cumhuriyeti kuranlar zaten bizzat o bürokrasi kadroları idi.. Dolayısıyla Osmanlı nın son dönemi ile cumhuriyet arasında batıya yönelim olarak bir fikir ayrılığı zaten yoktu. Maalesef önce imparatorluğun zayıflaması ile sonra etnik ve ekonomik dağılması ile bu süreç tamamlanamadı. Burada abdulhamid han bir hesap hatası yaptı ve ülkenin batılılaşma zaruretini kendisi de desteklenmesine rağmen bu hareketin gelişimi onu sonradan korkutunca o güne kadar hep yararını gördüğü düşmanları birbirine takıştırma taktiği ile devreye Pandora nın kutusunun kapağı ile oynamak gibi bir ölümcül hatayı soktu ve bu günkü akp yi de oluşturan karanlık dinci bağnazlığı bir siyasi enstrüman olarak kullanabilirim düşüncesine kapıldı ki ondan önce en aymaz padişahlar bile bunun asla yapılmaması gereken bir hata olduğunu biliyorlardı. işte zaten ikinci Mahmud handan beridir başlayan batılılaşma hareketine bir süre sonra bir şeytan kardeş yoldaşlık etmeye başladı. O da karanlık tarikatlaşma siyaseti. Yani demem odur ki ne batılılaşma hareketi ne de onun anti tezi tarikat siyaseti cumhuriyet dönemi ile başlayan hareketler değildir Osmanlı dan bize bakiyedir. Cumhuriyet dönemi de aynı Osmanlı gibi batılılaşmayı tam başarıya erdiremediği gibi Pandora nın kutusunun kapağını da tam kapatmayı başaramadı..