aslında tüm bu olayların başlangıcı bush yönetimini suriye ve irana girmemesi için ikna edebilen türkiye başardı burada türkiye nin esas gücü daha fazla karışık bir ortadoğunun özellikle israil in ve abd nin bölgesel etkinliğinde nefret oluşturmasının payı büyüktü . sonra pentagonda yapılan çeşitli değerlendirmelerle bunun yumuşak bir geçiş olması için dünyada bir darboğaz oluşturulması gerektiğine vurgu yapıldı . bu dar boğaz ekonomikti ve etkileri ile arap baharı denen sürece kadar yani tunus ta işportacılık yapan bir öğretmenin kendini yakmasıyla başlayan süreç devreye girmiş oldu. tıpkı planlandığı gibi yükselen petrol fiyatlarınında özellikle dokunulamayan araplar denilen umman , katar ,s.arabistan gibi ülkelerde sömürülmesi amaçlanıyordu.
bu santrançta filler ise iran ve ona blok oluşturan şii suriye yönetimi vardı . israil in iran ın gelişen askeri ve ekonomik yönünü dernekler ve düşünce kuruluşları ile bastırılamayacağı seçimler sonrası etkisiz olan eylemlerle ortaya çıkmıştı.
bu planı süreçle birlikte anlayan iran ve petrol zengini ülkeler suriye deki muhalif güçleri sivil ve meşru bir eylem yerine silahlı bir güç olmaya ittiler buna karşı duran ortadoğudaki en etkili nato gücünü ise türkiye ydi . katar başta olmak üzere avrupa ile sıkı ticareti avrupadaki kriz nedeniyle bozulacak türkiye ise sıcak parayla ekonomiyi dünyanın en güzlü makro ekonomileri arasında tutmayı sağladı karşılığında ise israile yakın bir suriye nin silahlı güçlerce devrilmiş bir hükümetin anahtarı istenmişti türkiye den . israil ise golan tepelerini verecek ama hizbullah ı bölgeden tamamen silecekti. bu nedenle bölgede hizbullah da suriye nin yönetimine destek verir hale geldi. pkk ve suriye kürt muhalifleri ise daha küçük paylar istiyordu ama bu süreçte tamamen dışta kaldıklarından çok ütopik hedefleri kaldı amaçları pkk ile türkiye yi kışkırtıp bölgeye çekmek sonra türkiye nin şama kadar ilerlemesine yardım etmekti. bu yönde sanki eset yapmış gibi tırlar taciz ediliyor hatta bir hac kafilesini vurmaktan bile çekinilmiyordu. bu amaçla çekilen türkiye bölgede emperyal olmayacağından ve olamayacağından bölgede fedaral bir yapıya gitmek zorunda kalacak ve suriyede bölgesel bir yönetim oluşturulacaktı.
bu süreç işlerken geleceği ilgilendiren belli başlı kıstaslar bulunmaktadır;
1-iran nükleer silah yapımını tamaladığı an ve kürecik üssünü egale edeceği an israil i tek hamlede yok edecektir.
2-türkiye nato ve abd yi suriye de askeri olarak beraber savaştıracaktır.türkiye burada meşru toprak kazanımı için ise küçük askeri zaiyatlar alması sağlanacaktır.
3-israil ve türkiye en son raddede bir arada suriye yi feth edecektir.
4-rusya nın desteği ile suriye de yönetim eset olmadan nusayrilerle ve muhaliflerce oluşturulan bir oratak geçici yönetime yerini bırakacaktır.
evet gelecek için kesin olan bir şey varsa o da savaşın malesef kaçınılmaz oluşudur , çünkü ;suriye de muhalefet silahlandıkça özellikle orta sınıfı sayesinde ayakta kalan eset yönetiminin ekonomik gücü olan halep ve şam mezhepsel çatışmalar gebedir. buda tüm bölgeyi yıllarca istitkrarsızlaştıran ve özellikle israil e karşı bir terör yuvası haline gelecek bir suriye dir.
şuan ki gelinen noktada ise nato kanadında planı en reel olara işleyen abd ve türkiye nin kasım 2012 abd seçimlerinin beklenmesi sürecine girmiştir.
ufukta görünen savaşta şuan alel acele sınıra taşınan füze rampaları ile türkiye ilk kez kendi teknolojisiyle suriyenin kıyı kesimlerini yani nusayrilerin bulunduğu kesimleri sıcak hatlar olarak gördüğünü ve şam a kadar bir engelle karşılaşmacağını görmüştür. *.
rusya ise yükselen fiyatlar nedeniyle belirsizşiği mümkün olduğunca uzatma peşinde yakın zamanlarda çin e ucuz yakıt sağladığı için çin de onun yanında .kısacası rusya sahip olduğu enerjiden nasıl daha daha fazla milyararca dolar alırım hesabında güçleri sınayıp nato desteği görürse suriye nin eset yönetimini kötü son çok hızlı yakalayacak demektir.