Tamamen birleşik devletlerdeki bazı kodamanlar için olacak olan savaştır. Tabii tasmalarının ucundaki canis cinslerinin kimler oldugunu soylemeye gerek yok.
türkiye toplumuna içindeki irlandalıları gösterecek olan savaştır. olmamasını dileriz ama suriye eşşeğin amına suyu kaçırdı. zaten pkk dahil olmak üzere türkiye'deki bazı inanç gruplarını iran'la birlikte yıllardır kullanıyorlar. yani biraz dönüp tarihinize bakın. ondan ders alın. bakın ileri de suriye gibi olma ihtimaliniz zayıf, kürtlerden dolayı çünkü. kahpe orta doğu insanına karşı sizlerin tek dostu kürtlerdir. suriye meselesi, pkk'nın geri çekilme süreci, iran'ın pkk'ya silah bırakmayın çağrısı ve hatay olayları. bunlar birleştiğinde tarihte yaşananların tekrar ettiği ortaya çkıkıyor. böyle bir savaş kısa zamanda olmayacaktır. ama şu bir gerçek ki, suriye-iran-lübnan hattı mutlaka haritadan silinecektir. ilginç ve imkansız duruyor sanmayın çünkü onlar birer saman alevidir. umarım türkiye toprakları bundan en az zararla kurtulur. çünkü sizler onlar gibi olmayı hak etmiyorsunuz. içinizdeki milliyetçi görünüp kendi toprağını elin iranına suriyesine peşkeş çekecek kadar aşağılıklar var olsa da.
türkiye ile suriye arasında vuku bulması için dünyanın egemen güçleri olan siyonist-haçlı ittifakının var güçlerini ortaya koyduğu savaştır.
Türkiye bu savaşın içine çekilmek istenirken bütün tahriklere rağmen suriye'ye girmeme konusunda ısrarını sürdürmektedir. Keza Türkiye bu savaşa girmek istese çoktan savaş ilan etme hakkına uluslararası hukuka göre sahipti; çünkü suriye tarafından türk uçağının düşürülmesi, sınırın suriye tarafından türkiye'ye ateş açılması, akçakale ve çevresine suriye tarafından toplar atılması uluslararası hukuka göre zaten birer casus belli (savaş sebebi)'dir.
Yalnız dikkat edilmesi gereken husus şudur; ABD sürekli suriye'deki isyancılara yardım ederken bir taraftan da yardımın dozajını isyancıların savaşı kazanacak seviyeye gelmemesi üst sınırında tutmaktadır. bu Suriye'de vuku bulan hadisenin devamlılığını sağlama çabası olarak görülebilir.
Peki neden bu hadisenin devamı sağlanmak isteniyor?
Bir çok insan mevzunun ciddiyetinin farkına varmasa da ortadoğu I. Dünya Savaşı'ndan sonra ikinci bir kırılma anına, "Arap Baharı" denilen hadise ile girmiş bulunuyor. 100 yıldır batı hegemonyasında halkı yöneten ve zulmeden rejimler yıkılırken, batı'nın egemen güçleri ortadoğu'da yeni bir dizayn çabası peşinde koşmaktadırlar. Diğer taraftan Türkiye de bu gayeler çerçevesinde egemen güçler tarafından meşrutiyet şartlarına itilmiş vaziyettedir. Memleket içerisinde yaşanan hiç bir hadise kolay bir şekilde kontrol altına alınamamakta, vakalar birbirini kovalarken devlet sadece mevzisinde yerini almış bekleme vaziyetindedir.
Bu yeni kırılma evresinde tıpkı I. dünya savaşı sonrasında olduğu gibi ortadoğu'da haritalar yeniden şekillenmekte, rejimler yeniden dizayn edilmeye çalışılmaktadır; fakat burada siyonist-haçlı ittifakının gözden kaçırdığı nokta, sürecin ilahi bir şekilde hak mecraına kıvrıldığıdır. 100 yıldır kendi topraklarında esaret altında ve mahzun yaşayan ortadoğu halklarının zincirlerini kırdığı bu yeni dönemde, satranç tahtasındaki hamleler baş döndürücü hal almışken bile hadiselerin hızına yetişememektedir. Dolayısıyla hadiseleri kontrol altında tutmak adına yapılan hamleler, hamleyi yapana öldürücü bir darbe vurabilir.
Burada tehlikeli durum ise egemen güçlerin manipülasyonlarında başarı sağlayarak yaşanan hadiselerin suyunu kendi oluklarına akıtmayı başarabilme ihtimalleridir.
Öte yandan yaşanan hadiselerin oluşturduğu kaos ortamının son bulması ve yeni bir nizam tesis edilebilmesinin yolunun ise bir savaş olduğu kesindir. Bu savaşa giden sürecin, I. dünya savaşına giden süreç gibi uzun sürmeyeceği de kesindir; zira zaman daha hızlı akmaya başlamıştır. Çok yakın bir tarihte büyük bir dünya savaşına şahit olmamız kaçınılmazdır. Tümevarım yöntemi ile iktisadî, siyasî, içtimaî meseleleri tek tek ele aldığımız da hepsinin yakın bir tarihte vuku bulacak bir III. Dünya savaşı'nı işaret ettiğini görmekteyiz.
Not: bu yazıda ise sadece suriye meselesi ve yine sadece bir bölümü ile ele alınmıştır.
1 hafta içerisinde türk uçaklarının suriye mevzilerini bombalamasıyla yeni bir boyut kazanacak savaş. gerçekten savaş kadar iğrenç bir şey yok. melekler bile Allah insanı yaratırken " kan dökecek" diye endişe duymuşlardı. gerçekten savaş tahmin edilemeyecek ölçüde yıkım getiren bir olay. ancak aynı kıbrıs barış harekatında olduğu gibi mecbursa yapılması kaçınılmazdır. akıllı olup olabildiğince karşı tarafa sağlam hasar verirsek, iran ve rusya çok tepki gösteremeden esad'ı pes ettirebiliriz. aksi halde iş çığrından çıkabilir.
suriye de yaşanan olayları taraflı yayın yapan ve muhtemel bir türkiye-suriye savaşını sonuna kadar destekleyip, provoke eden türk basını yerine dünya basınından takip edenlerin daha sağlıklı bilgilere ulaşacağı durumdur. akçakale ye düşen top mermisinin türkiye nin öso ya verdiği mühimmatlardan olduğu iddiasından tutun da suriye ordusunun muhaliflerin elinde kalan birkaç kasaba hariç suriye nin tamamında tekrardan yönetimi eline aldığına kadar türlü türlü haberler var dünya basınında. şimdi yaşanan olayların öncesine, bugününe ve yakın zamandaki muhtemel durumuna bakarak şunu söylemek çok zor olmayacak sanırım; rusya suriye yi amerika ve müttefiklerine yem etmedi bu olayda ve yaşanan arap baharı dalgası suriye de kayaya çarpıp geri sekti. bu işten en zararlı çıkan ise dost ülke suriye ile ilişkileri ve ticareti bozulan türkiye oldu.
esed içerde muhaliflerle başa çıkamazken bir türkiye cephesi açmak istemez. o yüzden ölenler için özür dileyecek, angajman kurallarınca vurulan hedeflere ses çıkarmayacaktır.
ekonomisi kötüye giden türkiye bir savaş ekonomisini göze alamaz. angajman boyutuyla yetinecektir.
tehlikeli olan "başka ellerin" sabır taşırmak amaçlı türkiye'den suriye'ye, suriye'den türkiye'ye bir kaç havan mermisi, üç-beş roket yollamalarının gayet kolay ve olası olmasıdır. umarım bir amerikan, israil ajanının ya da pkklının ellerinden ateşlenen silahların kurbanı olmayız. birilerinin "hesapladığı" bir savaşın tarafı olmamızı hiç istemiyorum.
eğer esed yönetimini böylesine karşımızı almamış olmasaydık bir tampon bölge oluşturmayı bile kabul ettirebilirdik. ama artık mümkün değil.
konvansiyonel bir savaşta suriye ordusunun türk ordusu karşısında pek şansı yok. onların başarısı, şehit edebilecekleri türk askeri sayısının çokluğu, dolayısıyla türk kamuyounda oluşacak infialin boyutu ile ölçülebilir.
Ben bunların konuşulmasını kendi adıma utanıyorum gerçek savaşları yaşayan insanların çektiği azabı kendileri bilir ama siz burda hiçbirşey bilmeden savaşalım gücümüzü gösterelim türkiyenin kimseye birşey kanıtlamasına gerek yok bizleri bilen bilir.
çıkabilmesi şu sıralar muhtemel olabilen savaş. savaşı kim kazanır belli olmaz ama kesin olan bir şey var; böyle bir savaştan sonra zaten soğuk savaş rüzgarları esen ortadoğuda taşlar yerinden oynamaya başlar.