ikametgah 4,5 TL
nüfus cüzdan sureti 4,5 TL
noter onaylı diploma * 25 tl
kan grubu kartı 8 tl
fotokopi o bu filan falan zart zurt bla bla.
işsiz parasız bir adam olarak bunları ödemeden işe giremiyorsunuz.
aym, anayasadan bu kavramı cımbızla çekip almalıdır. türkiye kurulduğundan bu yana hiçbir zaman "sosyal devlet" olmamıştır. yalanı anayasaya söyletmeye gerek yoktur..
''oldu görürsem söylerim'' demezler mi insana..''sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa''
solcularda biraz çalışan beyin olsa idi şu an iktidar olmuşlardı..
gerçekliği, uludağ sözlük yazarlarının, asosyal olmadığı iddiasıyla aynı paralelliktedir.
sosyal devlet dediğin soyut sikindiriğin en temel görevi; temel tüketim mallarını ucuz bir şekilde halka sağlamaktır. söyleyin lan godoşlar; elektriği mi, doğalgazı mı, suyu mu, ekmeği mi yoksa ulaşımı mı ucuza sağlıyorsunuz ?
haa! unutmuşum arada bir iki torba zehirli kömür atıyorlardı demi kapınıza ?
ey özelleştirmeyi savunan halk düşmanı ibneler, her şeyi özelleştirip piyasaya bırakırsan, gariban halkın refahı demek olan sosyal maliyetleri kim karşılayacak ? biriniz izah edin götümü verecem. firma sahiplerinden, özelleştirilen şirketlerden iyi işleyen piyasa sayesinde vergi toplanacak diyenin ta burdan ağzına veririm. neden mi güzel kardeşim; türkiye' de zenginden vergi alınmaz, alınamaz! vergi yükünü de gariban çeker bu ülkede. asgari ücretlinin gelirinin yüzde kaçı vergi adı altında adamın cebinden çalınıyor biliyor musun? bir de servet sahiplerinin, vergilenme şekline bak anlayacaksın.
ha hepiniz bel bağlamışsınız kpss' ye, gene devlet kapısı diye güveniyoruz değil mi? dinle o zaman; özelleştirme bu hızla sürerse, devletin sağladığı istihdam olanakları dahada azalacak. ondan sonra vay kriz oldu hadi işci çıkaralım diye sikinin keyfine servetine servet katan özel sektörün mevsimlik işcilerine dönüşeceksiniz, tabi şanslı olanlarınız için geçerli bu durum. kalanlar onun bunun eline bakacak!
türkiye'nin anayasada yazdığı gibi sosyal devlet olmadığı aşikarıdır. sosyal devlet olabilmek için zengin ile fakirin aynı şartlarda yaşaması gerekmektedir. buda bu ülkede hiç bir zaman olmamıştır. umalımki yüzüncü nesil yazar lar görsündür.