türkiye'ye uygun olmayan bir elbisedir.
vakti zamanında bir cumhurbaşkanlığı seçiminde milletvekillerinin gizli atılması gereken oy pusulalarını parti başkanlarına göstermeleri şartı koşulmuştu, göstermek istemeyeni hatta aday olmak isteyen bir milletvekilini bile dövmüşlerdi.
ülkenin böyle bir seçime gitmesi tamamen bir kaos yaşatacaktır ülkeye. hele ki ortalıkta gezinen küçük faşocanlar oldukça.
her seçim sonrası televizyonlarda çıkan haberlerde görüyoruz, "falanca ilin felanca köyünde açık seçim yapıldı. çıkan arbedede 5 kişi öldü 9 kişi yaralandı" diye. güzel ülkemde siyasi parti sempatizanları resmen holiganlaşmıştır. nasıl ki tribünlerde kavga çıkar, seçim sandıklarının başında da o denli kavga çıkar şerefsizim.
güzel sorudur. biz kapalı kutuları severiz. var mısın yok musun yaparız. içimizde mavi çıkacak hissi doğurur ama her çıkan kırmızı olur. içimizde patlar.
şeffaf olsun bari içi görünüyor diye belki zorlanmayız. zira yüzde 10 barajı zaten zorluyor. oyları bir yerde toparlamaya çalışıyoruz. yüzde 10 kalksada herkes çatır çatır parlamentoya düşüncelerini sokabilse.
şeffaflıkta önemli ama işlenmemiş odun sandıkların daha estetik malzemelerle değiştirilmesine geç bile kalınmıştır. belki, odun sadıktan, odun gibi adamlar çıkmasınında önüne geçilebilir. en azından estetik açıdan.
diğer ülkelerde yapılan seçimlerde gördüğümde daha bir şaşırdığım durum olmuştur. yani şaşırmamın sebebi her ülke de neredeyse artık bu şekilde şeffaf ya da ona benzer yenilnemiş sandıkları görüyoruz. hatta en son ırak da yapılan seçimlerde dahi bu sandıklar vardı. bizde hala bilmem kaç senesinden kalma tahtadan yapılmış uyduruk sandıklar kullanıyor. bunların değişmesi zaten şart değişecekse de şeffaf olması güzel olur.