öncelikle bu başlığın, cennet gibi güzel ülkemize karşı bir hakaret, bir aşağılama amacıyla atılmadığının bilinmesi gerekir. burada orospulaştığı iddia edilen, türkiye'de yaşayan insanlardır. buna birçoğumuz da dahiliz. misal ben, kendimi bu genellemeden hariç tutacak kadar temiz ya da masum görmüyorum. bence siz de bu hususta iki kere düşünseniz iyi olur.
ülkemizde ne siyaset ne hukuk ne eğitim ne de ekonomi alanında olumlu bir gelişmenin izini bulmak mümkündür.
daha geçen seneye kadar onlarca bombanın patladığı bir ülkede halkın can güvenliğinden söz edilmesi de absürt olurdu herhalde. futbol maçı izleyelim derken canımızdan oluyorduk.
bunlar yönetici sınıfındaki insanların değişmesiyle düzelebilecek en azından azaltılabilecek meseleler diyebiliriz. yönetici sınıfının da baştan sona rezil olduğunu vurgulamak hak ve özgürlüğünü, bu ülkenin bir vatandaşı, bir genci olarak kendimde görüyorum. rüşvetler, yolsuzluklar, aşağılık politikalar, koltuk sevdası, adam kayırma artık illallah dedirtecek düzeye ulaştı.
şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz resmen. ülkede herkes birbirine fetöcü diyor. garip olansa fetö ile kucak kucağa oturanların bir başkasına fetöcü deme yüzünü bulabiliyor olması ve halkın da (başta kendi yandaşlarının) dut yemiş bülbül gibi bunu seyrediyor oluşu. neyse fetöye zarraba man adasına bilmem neye girmeyeceğim hiç. zaten yeterince bilgi sahibi de değilim bu konularda.
ben yurdum insanından söz etmek istiyordum esasında. bu yurdum insanı öyle nalettir ki sevilecek hiçbir yanı yoktur. metroyu her kullanışımda, inenlere öncelik vermeyen çomarlara küfür savuruyorum. herhangi bir esnaftan alışveriş yapacağım zaman, kazık yediğimin bilincinde oluyorum. yani mutlaka sikiliyorumdur düşüncesi kafamda yer edinmiş, başka türlüsü olamaz çünkü. iğrenç bir toplum.
üstüne bir de suriyeliler de katılmaz mı? tam bir kaos. büyük bir felaket. sokaklarda keyifle gezinmek, yerini eziyete bıraktı. tüm güzel yerlerde bu arapları görüyorum. geçen denize sigarasını atan bir tanesine dalmamak için zor tuttum kendimi. piç herif.
solcular kendi aleminde. maddi durumu çoğunlukla iyi kendilerinin. yaşasınlar. hayat fani ne de olsa. her gece kadıköy'de rakı sofrası kursunlar. zaten solcular rakı masasında önce ülkeyi, sonra dünyayı kurtarırlar masadan kalktıkları zamansa ee biz şimdi ne yapacağız, neyse dağılalım derler. sağcılara inanın hiç girmiyorum nefretlik bir hayat görüşü. ortacısı yok mu? ben ortacıyım mesela. benimse allah çoktan belamı vermiş. allah mı? onun da varlığı yokluğu belirsiz. varsa bir garip yoksa da işimiz iş. hadiyin iyi geceler.
not: uludağ sözlük'ten de bir halt olmayacağını ekleyelim. kokuşmuş düzenin ele geçirdiği bir ülkedeyiz. vatan millet sakarya edebiyatının bittiği bir noktadayız. herkes kendini kurtarsın.
başkanlık sisteminin gelmesi ile son bulacak ahlaksızlıklar silsilesinin vurgulanmış olduğu başlık. ilk icraatları sayayım o halde.
evlilik programları artık diken üstünde, antalya ilinde ise sağda solda ayyaş çapulcular içip sıçıp ortalığı batıramıyor bundan böyle valilikten gelen karar ile. ne kadar güzel değil mi yeni türkiyemiz daha da iyi olacak içiniz rahat ola.
izdivaç programlarının amacının gerçek olma durumu.
geçen gün görmüş olduğum bir istatistik de bunu doğrular nitelikte. akp döneminde fuhuş zannedildiğinin aksine oldukça artmış.
misal şu haber bir kaç yıl geriden olsa bile bugünden çok farklı değil. neden böyle oldu diye düşünmeden birilerinin peşisıra gidildikçe durum daha da karanlık bence.
--spoiler--
Sadullah Ergin’in verdiği rakamlara göre, 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220, ırza geçme ve çocuklara cinsel taciz suçları yüzde 125 oranında arttı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in CHP Milletvekili Ali Özgündüz’ün soru önergesine yanıtları çarpıcı gerçekleri gün yüzüne çıkardı. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den itibaren suç oranlarındaki artışları açıklayan Bakan Ergin, 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçlarının yüzde 220, ırza geçme ve çocuklara cinsel taciz suçları yüzde 125 arttığını belirtti.
Bakan Ergin’in yanıtını değerlendiren Ali Özgündüz, “Bakan Ergin’in yanıtı, AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde uyguladığı sosyo-ekonomik politikaların ve eğitim politikalarının başarısız olduğu, bu politikaların toplumda çok ciddi ahlaki ve sosyal erozyona sebebiyet verdiği istatistiki verilerle bizzat bir Hükümet üyesi tarafından ortaya konmuştur” dedi.
Bakan Ergin’in verdiği yanıta göre AKP döneminde çeşitli suçlardaki değişim oranını şöyle:
Fuhuş: Fuhuş suçundan 2002 yılında 2669 kişi hakkında dava açıldı. Bu sayı 2007 yılında 4494’e, 2010 yılı sonu itibariyle de 8409’a ulaştı. Fuhuş suçu 8 yılda yüzde 220 oranında arttı.
Cinsel saldırı ve çocuk istismarları: Bu suçlardan 2002 yılında 16 bin 043 sanık hakkında dava açılmışken, bu sayı 2007 yılı sonu itibariyle 19 bin 162’ye ve 2010 yılı sonu itibariyle de 35 bin 760’a ulaşarak 8 yılda yaklaşık yüzde 125’lik bir artış gösterdi.
keşke yunan galip gelseydi diyen sözde türk tarihçisi insan müsveddelerinin türediği,cumhuriyetin kurucusu ulu önder mustafa kemal atatürk'e dil uzatanların çoğaldığı,şort giydi diye bir kızın suratına tekme atan zavallıların ortalıkta fink attığı ve daha nice iğrenç zihniyetlerin çoğaldığı güzel(!) ülkemin git gide daha da çamura bulanması durumudur.yazık ki bulandığımız şey çamur değil bataklık!battıkça daha da batıyoruz.iyiye giden hiçbir şey yok.her şey kötüye gidiyor.körler zaten olanı biteni görmüyor onlar için her şey el bebek gül bebek.biz ise dilsizleriz,bir şeyler görsek bile dile getiremiyoruz ya da anca burada getirebiliyoruz o da ne fayda!
şu muhafazakar kafanın geçmişi kutsayıp hep geleceğe bok atması yok mu hele.
türkiye git gide kötüye gidiyor diye bir şey bence yok. mesela gezi de olan gençlerin gücü çoğu insanı şaşırtmıştır. bu çok önemlidir çünkü gençliğin bir araya gelebileceği bir an olabiliyor.
bide bu seksenden sonra apolitik bir genç yetiştirmeye çalıştılar, sorgulamaya itaat eden ama onu bu siyasiler kıramasa da bugün gençler gene kırmıştır.
bugün bir yerde şiddet olsa bile ülke ayağa kalkabiliyor. bu ortadoğudan en büyük farkımızdır bence. türkiye şu an bile şiddeti normal görmüyor.
ahlaki açıdan konuşuyorsak bence yanlıştır, bugün sadece bazı şeyleri gizli kapaklı yapmak zorunda kalmıyor insanlar.
bir de buradaki en büyük yanılgı ahlakı stabil bir olguymuş gibi değerlendirmek.
aksine ahlak fazlasıyla dinamik ve sürekli değişen bir olgudur.
mesela bundan 50-60 yıl önce 11-12 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesi toplum tarafından normal karşılanan bir durumdu.
ahlaksızlık mıydı? bugün için evet, o gün için hayır.
bugün ise tam tersi bir durum var, bir kız 16-17 yaşında evlense dahi hoş karşılanmıyor.
ya da aynı şekilde bundan 50-60 yıl önce bir kadının çalışması, hele de erkeklerin olduğu bir ortamda çalışması büyük ahlaksızlık olarak addediliyordu. bugün ise tam tersi bir durum var, çalışmayan kadın hoş karşılanmıyor.
bu şekilde yüzlerce örnek sıralayabiliriz aslında.
yani dünün ahlaki değerleriyle bugünü yargılamak abestir.
çünkü evvelki günün yargıları da dünü ahlaksız addedecektir.
haa yok politik anlamda konuşuyoruz, konu kadınlar, erkekler, toplum ya da ahlak değil diyorsanız bilemem.
geçenlerde bir dostum söyledi,ileride bir kitap yazacağım ve kitabın adı 'türkiye orospulaşıyor' olacak diye.
kitabını sen sonra yazarsın da ben şimdilik senin duygularına tercüman olayım sözlük aracılığıyla.
evet,türkiye orospulaşıyor.bundan daha açık ve net olunamazdı herhalde.durun,hemen kadınlar gelmesin aklınıza.
erkekler de orospulaşıyor.hemde daha fazla,kesinlikle daha fazla.hem kadını hem erkeği,kısaca insanlar orospulaşıyor,daha da kötüsü zihniyetler de orospulaşıyor.zihniyetler orospu olunca,ondan doğan fikirler de orospu çocuğu oluyor.
işte durum tam olarak bundan ibaret.türkiye alaca bir karanlığın içinde,medeniyete açılıyorum,çağdaşlaşıyorum sanıyor ama aksine yozlaşıyor,orospulaşıyor.atatürk'ün türk milletini yükseltmek istediği uygarlık seviyesi,kesinlikle bu olamaz!
