türkiye'de eğitimin başından beri çöp olduğunu fark edemeyenlerin hezeyanı.
sanki 10 yıl öncesine kadar üniversitelerimizden ilim irfan fışkırıyordu, bilime yaptığımız katkılar kitaplara sığmıyordu ...
yıl oldu 2012, bilime yaptığımız en büyük katkı kola makinalarına buz atıp bedava kola içmek, telefon jetonlarına delik delip at kuyruğu bağlayarak konuşma bittikten sonra geri çekmek ...
arada çıkan tek tük beyinlerde nedense hep göçer.
zaten eskiden de eniversite mezunları vasıfsızdı. bugünle aradaki fark eskiden vasufsız vasıfsız iş bulabiliyorlardı, şimdi öyle kolay bulamıyorlar.
üniversite bilim yuvasıdır başka ülkelerde. fakat bizde paraya en kolay yoldan ulaşma noktası.
bugün tıp en yüksek puanlarla kapanıyorsa, ülke olarak insan sağlığına çok önem verdiğimizden değil, bitirir bitirmez paraya kavuşturduğundan.
fizik, biyoloji, kimya gibi göz bebeği olması gereken bölümler ise bitirildikten sonra en fazla asgari ücretle çalışılacağından bomboş.
üniversite sayısının çok olması düz mantıkla bakıldığında kalite getirir. çünkü ne kadar çok üniversite o kadar çok mezun, ne kadar çok mezun o kadar çok seçicilik demektir.
bir ülkede yıllık 100 inşaat mühendisine ihtiyaç var; o ülkede her yıl 100 inşaat mühendisi yetişirse, hepsi diplomayı alır almaz işi de parayı da bulur, dolayısıyla zihniyetimiz gereği kendini geliştirmesine gerek kalmaz. fakat yüz değil de her yıl 5000 kişi mezun olursa bunların sadece 100 ü iş bulacağından yine zihniyetimiz gereği 50 si yine kendini geliştirmeden torpille iş bulur fakat en azından 50 si kendini geliştirir. kalan 4900 kişi ya kendine güvenmeyip başka sektörlere yönelecek, ya da gelişim konusunda diğerleriyle yarışacak.
bir yerde rekabet varsa gelişim olur. rekabetin olmadığı yerde gelişmeden söz etmek çok çok zordur.
bunun içinde devlet temelli eğitimin önüne geçilmesi lazım, çünkü devlet bilen adam değil, itaat eden adam sever ve öyle yetiştirir.
özel üniversiteler sanıldığının aksine aslında olması gerekendir, işin faydalısı budur fakat yukarıda değindiğim gibi bizde başarı da kariyer de para olduğu için özel üniversiteler ilim yuvası değil para tuzağıdır.
üniversitelerimizin çöp olmasını istemiyorsak önce kendimizden başlamak kaydıyla zihniyetimizi değiştirmeliyiz.
kimse sevişmesin, koklaşmasın demiyorum, dediğim seviştiğiniz zamanın yarısını kendinizi geliştirmeye adayın bu tip serzenişlere gerek kalmaz zaten.
bu çöplüğün horozları 10 yıl sonra içimizden birileri olacak, en azından onların öğrencileri böyle başlıklar açmak zorunda kalmasın.
benim gözümden üniversitemin halini belirtmek adına 4 ay önce ki bir olayla nokta koyayım;
okuduğum üniversite 40 yıllık neredeyse, bölümün kalitesi de fena sayılmazdı bu yıla kadar
her neyse, odtü'de de ders vermiş bir hocamız tarafından sorulan basit bir final sorusu;
bir sondaj çalışması sırasında takım 500 m. derinlikte sıkışmıştır. bu takım 10 tonluk bir yükle çekildiğinde ne kadarlık bir esneme olur ? verilen deformasyon değerlerini unuttum şimdi )
verilen cevaplar;
1436 santimetre
1436 metre
1436 kilometre ( evet yanlış okumadınız, bu dersi bb ile geçen bu mühendis adayına göre, 500 metrelik bir çelik boru ve 10 tonluk bir yük bulursan ucuna oturup istanbul'a ulaşımı bedavaya getirebilirsin veya zaten istanbulda isen yurt dışına hızlı ve bedava ulaşım sağlayabilirsin, tek kötü tarafı bayat kek vermiyorlar )
bu cevaplar birer tane de değil bazıları çift haneli rakamlar kadardı.
ve aynen hocanın ifadesi " odtü'de buradan öyle çok farklı değil, elbette bir fark var ama abartılacak kadar değil "
şimdi insan hiç eğitim almasa dahi çelik ve esneme kelimelerini yanyana görünce vermez yukarıda ki cevapları. üstelik doğru sonuç 13,78 cm iken. yani birim karıştırma yok işin içinde, belli ki herkes aynı yanlış formülü kullanıp birimleri sallamış. ama insanda az biraz mantık olur.
bu cevapları verenlerin iki tanesi 4. kalanları 3. sınıfta. en geç 2 seneye ülkemize yeni yeni mühendisler olarak katkı yapacaklar.
yapacakları katkı ise basit: mühendislik hatası sonucu 6 ölü, 11 ölü, 27 ölü vs.
80 lerde lise okuyanlar iş buluyordu, 90 larda üniversite okuyanlar şimdi ise üniversite okuyan da işsiz! az çok kültürlü bilgili potansiyel amele yetiştiren kurumlar haline geldi üniversiteler tabi köklü olanları hariç.
her ile bir üniversite yapma kafasıyla içine düşülen buhran. bir ülkede her şey rakamlarla ölçülürse olacağı budur. şu kadar bin km yol yaptık deyince millet alkışlıyor. bir allahın kulu da demiyor ki "allah razı olsun da aga bu yaptığın asfalt her sene çöküyor, yerine yenisi yapılıyor?" aynı mantık üniversite sayısında da işliyor. adam diyor ki, şehrimize üniversite yaptılar daha ne olsun? iyi hoş da, o okuldan mezun olan adamın kaçı kendi eğitim aldığı alanda iş bulabiliyor?
küçük şehirlere üniversite yapmanın o şehre pek çok avantajı oluyor. şu anda anadoluda pek çok şehir üniversiteler sayesinde ayakta kalabiliyor. adam istanbullu, ne işi olur yozgatla, kırşehirle? ama üniversiteyi kazanıyor geliyor. ve her ay ortalama 1000 tl para harcasa kişi başı 10 bin tl para giriyor o şehre yıllık. düşünün gerisini.
peki ama kırşehirde, yozgatta üniversite mi okunur? oradaki üniversitenin şartları üniversite okumaya ne kadar uygun? şehir, kozmopolit bir şehir mi? öğrenci aldığı dersleri, o şehirde yapacağı stajlarla, part time işlerle destekleyebilir mi? her sene onlarca seminere, toplantıya katılabilir mi orada? bunları soran eden yok. sonuç, nice üniversiteler var ki iki tane hoca ile koskoca bölümü idare etmeye çalışıyor, 300-500 öğrenciyi idare etmeye çalışıyor. sonra da orada makine mühendisliği okuyan adam, gidiyor bir ilkokul mezunu adamın doğalgaz şirketinde çalışıyor. lise diplomasıyla yapabileceği işi yapıyor.
peki ya büyük üniversiteler? odtü, itü, boğaziçi, hacettepe vs. hepsi de hükümetle kavgalı. şaka gibi. devlet kendi üniversitelerine, kendi çocuklarına, hem de en gözde çocuklarına küsüyor. garip bir ülkeyiz vesselam.
yaranılamayan kinin tespitidir. arkadaş yıllar önce siz bilmezsiniz; okunacak üniversite yok, şehrimizde üniversite yok, puanlar çok yüksek az üniversite var nasıl kazanalım diyenler şimdi kalkmış neler diyor. yok arkadaş iyilik yaranmaz.
"madem ülkede bir takım zenginler var, bir de bunların zerre sıkıya gelemeyen, çalışmakta gözü olmayan ama diploma sahibi olmak isteyen afedersiniz mal ötesi çocukları var, öyleyse neden bundan nemalanmayalım? söğüşleyelim kerizleri gitsin" mantığı...
kaliteli özel üniversiteleri tenzih ediyorum tabi ki...(misal koç, sabancı,bilkent vb )
istihdam sağlanacaksa desteklediğim hizmetlerdir. Herkes üniversite görmeli bence. Ailesinden ayrı yaşamalı bir süre. Ancak eğitim kalitesi de dikkate alınmalıdır. Lisenin devamı niteliğinde olmamalıdır. iktisattaki kalkınma kavramı eğitimde de yer almalıdır. Nicelik değil nitelik meselesi baz alınmalıdır.
toplum bazında eğitim kalitesini yükseltir, iş bulamasa da çoğu. en azından demokrasinin temeli sağlanıyor, seçmen kalitesi artıyor... traktör süren, kahvehanede takılan köylü üniversiteli... tayyip'in oyları da düşüyor...
eğitimi baltalamaktır çok az olan nitelikli insanımızın da içine etmektir.
ayrıca tayyip efendinin "işsizliği" azalttık deme bahanesi yaratmasına sebebiyet verir, malum öğrenciler, askerler, emekliler çalışan işçi sınıfından sayılmadığı için işsizlik yüzdesine dahil edilmez gizli işsizlik denilen olay gerçekleşir.
tarımın bittiği, sanayinin zaten hiç olmadığı taşraya yeni geçim kaynağı sağlama yöntemidir. hatta esnaf yazın aç kalıyor diye yaz okulu açan bile duyduk.
eğitim olanağını arttırdığı için naylon solcularca bok atılan yer.
eskisi gibi prim yapılamıyor, halk cahil denilemiyor... eh kolay değil senede 1,5 milyon üniv mezunu gelirken.