oranların yakın olması herkesi yanıltabilir çünkü mevcut büyüklerin oranına bakılırsa çin türkiye'nin kat ve kat üzerinde bir ekonomidir, 2010 ilk 6 ayında abd'yi bile geçen çin ekonomik olarak türkiye'den çok ileride olduğunu kanıtlar.sadece cüsselere rağmen yakın bir oranda büyüme yapmasıdır. birisi fildir birisi kedi.
Ekonomik olarak ciddi anlamda oluşan bir büyümedir. O yüzden bu büyümeyi yapan değerli insanlarımıza birer şakşak hediye ediyoruz. Şimdi olay şöyle ki, büyüme denen olay ile halkın gelir düzeyinin yükseleceğini düşünürsek yanlış olur. Çünkü arka mahalledeki kasabıma böyle bi büyüme çok az yansır, ya da yansımaz. Üst kesimler bu büyümeleri etkiler ve ne yazık ki tavan ile taban arasındaki fark da uçuruma doğru gider üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi. Biliyoruz ki pek saygıdeğer Çin halkının ortadireği de bu büyümeden etkilenmemiştir bizim Mehmet amca da. Bundan mütevellit bu durum ülkenin gelişmişlik düzeyini kesinlikle etkilemez. Orta çağdaki burjuvazinin güçlenmesi gibi bir durumdan farklı bir şey değildir. Ayrıca bir başarı olarak da görülmemelidir bu. Gerçek başarı taban ile tavanı birbirine olabildiği kadar yaklaştırmaktır. Her nerede olduğu önemli değil, düşük ya da yüksek. Birbirine ne kadar yakınsa bir devlet de o kadar başarılıdır.
unutulmamalıdır ki biz 2009'da çift haneli küçülme yaşarken çin yüzde 8.7 büyüyordu. yani adamlar sürekli üzerine koyuyor biz eski konumumuza gelmeye çalışıyoruz.
--spoiler--
Büyüme rekorlarına imza atan ülkeler ile Türkiye arasında bazı farklılık var. Bunlardan belki de en önemlisi büyümenin finansmanı ile ilgili. Türkiye ve Hindistan dışındaki ülkeler büyümelerini cari açık ile finanse etmeyen ülkeler. Hindistan'ın bu konuda Türkiye'den ayrıştığını söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye'nin cari açığının GSYiH'ye oranı yüzde 4,8 iken, Hindistan'ın ki sadece yüzde 1,7. Bu oranlara göre Türkiye büyümesini yurtdışı tasarruflarla yani borçlanma ile finanse ederken, diğer ülkeler tam aksine büyümelerini ulusal tasarrufları ile finanse etmektedir.
Diğer ülkelerle Türkiye'nin ayrıldığı bir başka nokta da işsizlik oranı konusunda. Türkiye bu ülkeler arasında yüzde 13,7 ile en yüksek işsizlik oranına sahip. Yani rekor büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye bu büyümeyi borçla finanse ederken aynı zaman da işsizliği azaltan bir istihdam da yaratamamış.
--spoiler--
kaynak:http://www.dunya.com/reko...ine_114_93800_yazar.html?
nedense herkesin çok iyi bir şey sandığı olay. tamam tabiki güzel bir şey, ne güzel ekonomi büyümüş hem de ciddi anlamda büyümüş ama unuttuğumuz bir nokta var. türkiye'nin nüfusu kaç? 72.561.312 kişi. çin'in nüfusu kaç? 1,338,612,968 kişi. araya bir ülke daha sıkıştıracağım: lüksemburg. bu ülke&şehir'in nüfusu kaç? 493,500 kişi. şimdide ekonomik büyüklükleri sıralayalım. en büyüğü çin, ondan sonra türkiye, ondan sonrada lüksemburg geliyor. biz yine iyi bir sıradayız dimi? peki şimdide bir çin halk cumhuriyeti vatandaşının yıllık gelirine bakalım: $6,567. şimdide bir türkiye cumhuriyeti vatandaşının yıllık gelirine bakalım: $10.745. lüksemburg dükalığı'ndan bir vatandaşın yıllık gelirine bakalım: $82,440. yani senin ekonomin ne kadar büyük olursa olsun, istersen trilyon dolarlara sahip ol, yinede nüfustan kaybedersin. anlicağınız rte referanduma doğru böyle rakamlar ortaya atsada yinede sizin cebinize giren para miktarı değişmeyecektir.
(bkz: gerçekler acıdır)
bir çinli on yıl önce aylık 100 dolar alıyorsa şimdi 105 alıyordur. ihracatın içinde olan biri olarak söyleyebilirim ki hayvan gibi ihracat yapıyoruz deyim yerindeyse. Ha bu istihdama dönüşmüyorsa suçlusu açgözlü patronlardır.
bir çinlinin on yıl önceki yaşam kalitesiyle bugün ki yaşam kalitesini karşılaştırdığımızda bariz yükselme vardır ama türkün bu on yılda ki yaşam kalitesi hemen hemen aynıdır. yani çinin büyümesi gerçek türkiyenin ki ise muammma.
tarım bakanı et fiyatları tezgahta sürekli artıp 30 küsür liraya dayanırken "yüzde bilmem kaçlık bir düşüş söz konusu" diye açıklama yaparken inanılması imkansız gelişme.
bazı ekonomiden anlamayan angutların "öhöhöhö hökumatımızın böyüh başarısı" diye lanse ettikleri mevzu.
şimdi hacı abi elmalarla armutları güzel güzel ayırmak gerekiyor.
şimdi yavru kurtlarım 2009'un aynı döneminde sen ne kadar küçüldün? resmi olarak %13,8, gerçekte %14,5. bunu yaz bir kenara. çin ne yaptı aynı dönemde? %6,1 büyüdü. senden artısı oransal bağlamda %19,9 daha büyük! çaktın mı?
çin %6,1 büyümüş, sonra ertesi sene bunun üstüne %11,9 koymuş. şimdi geçen sene aynı dönemde gerçekleşen %13,8'lik küçülmenin g20 ülkeleri içinde kaçıncı sırada yer aldığına da bir bakın ha? geçen seneki küçülme oranı ulusa sesleniş adlı masal programında hiç yer almazken, şimdi veriyor gazı amcam. nerede sizin dürüstlüğünüz? çinden sonra en büyük büyüyen ülkeymiş hele bir çin'in geçen senesine de baksana adamım? küçülme olunca "dış etkenler" büyüme olunca "ben yaptım" nerede lan bu yoğurdun bolluğu? sıçrama teorisi denen bir şey vardır, dibe vurursun ve sıçrarsın türkiye'nin %13,8'lik küçülmenin akabinde büyümemesi zaten sürpriz olurdu. ha bu arada 2010 için öngörülen büyüme oranı da %4,5-5 arasındadır. akp dönemindeki büyüme ortalaması %4,5'tur. ayrıca 1923-2003 arasındaki büyüme ortalaması da %4,5'tur. sen devletin elinde ne varsa satacaksın ama ilginçtir ancak ortalamayı yakalayabileceksin. ortalamayı yakalamanı da "böyüh başarı" diye pompalayacaksın.
ha, efendim geçen sene %13,8 küçülürken ekonomi bir zat-ı muhterem çıktı "kriz bizi teğet geçti" dedi. şimdi ilk çeyrekteki %11,7 büyüme için de "haklı olduğumuz ortaya çıktı, kriz bizi teğet geçti" dedi.
şimdi bakın bazı ekonomiden anlamayan dick -alm. kalın- kafalılar da iyi okusunlar bakın sizin gibi elmalarla, armutları toplayıp matematiğe takla attırmıyoruz. bakın bu ülke 1994'te bir kriz yaşadı ve ekonomisi %6 küçülmüştür ve ertesi yıl 1995'te de %7.9 büyümüştür. bu ülke 1994'te kriz olduğunu kabul ediyor mu? ediyor değil mi? siz de ediyorsunuz değil mi ekonomiden anlamayıp ahkam kesen sığırlar?
2001'de bu ülke %9,5 küçülmüştür. 2001'de de bir kriz olduğunu bu ülke kabul ediyor mu? ediyor değil mi? siz de ediyorusunuz değil mi ekonomiden anlamayıp ahkam kesen sığırlar? sana söylüyorum 2001 krizinin enkaz bıraktığını iddia edip, 2009'da krizin teğet geçtiğini iddia eden mal sana söylüyorum okumaya devam et nasıl göt olacaksın şimdi iyi oku. aralık başında akp'nin iktidar olduğu ve ekonomide etkisinin 0 -yazıyla sıfır- olduğu 2002'de %7,8 büyümüştür.
bu ülke 2009'un ilk çeyreğinde ne kadar küçüldü? %13,8. 2009 yılında genel itibariyle ne kadar küçüldü? ab ortalamasının %4,1 olduğu yerde %4,7! ab "kriz var" dedi bizden daha az küçülmesine rağmen peki bizde ne dediler? "kriz teğet geçti!" breh breh breh.
eğer 2009'da kriz teğet geçtiyse bu ülkede 1994'te kriz çıkmamıştır! bu ülkede 2001'de kriz çıkmamıştır!
eğer bu ülkede 2009'un ilk çeyreğinde %13,8 küçülüp, 2010'un ilk çeyreğinde %11,7 büyüme krizin teğet geçtiğinin kanıtıysa, 2009'da %4,7 küçülüp 2010 büyüme oranı %4,5-5 bandında gerçekleşecek olması krizin teğet geçtiğinin kanıtıysa, 1994'te %6 küçülüp, 1995'te %7,9 büyüyen bu ekonomi, 2001'de %9,5 küçülüp, 2002'de %7,8 büyümesi bu ülkede 1994 krizinin de, 2001 krizinin de teğet geçtiğinin kanıtıdır! eğer bu ülkede benzer bir istatistiği yakalamasına rağmen 2009'u krizin teğet geçtiğini, 2010'un muhteşem olduğunu iddia eden adamlar 2002'de %7,8'lik büyümeye bulaşmayıp, 2001 krizi üzerinden nemalanıp "enkaz" edebiyatı yapıyorsa hiç boşuna "ekonomiden anlıyoruz" cakası satmayacaklar.
hani popülistçe "benim milletim her şeyi bilir" deyip bu millete gazı veriyorlar ya, işte milletin gözünün içine baka baka yalan söylemekten utanmıyorlar!
arada bizim gibi araştırmayı bilen, biat etmeyen onlardan kat be kat fazla "ekonomiden anlayan" adam çıkınca durumun trajikliği ortaya çıkıyor.
hesap ortada, matematik ortada, istatistikler ortada.
ya 2009'da krizin ebemizi siktiğini kabul edeceksiniz, ya da 1994'e, 2001'e laf atmayacaksınız. hele hele 2001 hakkında enkaz edebiyatına hiç vurmayacaksınız. dürüst olacaksınız, adam(!) olacaksınız!
ulan yazmayayım, yazmayayım diyorum ama bir çoban şart arkadaş!
paleface buradaki hakaretleri üzerine alınanlardan özür dilememeyi de kendisine borç bilir.
2009'un teğet geçtiğini iddia eden varsa da bu yazıdan daha iyisini çaksın da ders alalım, verecek ders varsa!
bak şimdi: çin geçen yılın aynı döneminde (yani krizin ortasında) yüzde 6.1 büyüdü, biz ise aynı dönemde (yani geçen sene çin büyürken) yüzde 14.5 küçülmüştük. dolayısıyla çin geçen yılki yüzde 6.1'in üzerine bir de yüzde 11.9 büyüdü. yani çin artı büyüme yarattı, içeride değil. biz ise genç yılki yüzde 14.5'lik küçülmenin üzerine 11.7 büyüdük. yani senin anlayacağın akp'li dostum bizi yine aşağı yukarı -2 içerideyiz. ulan salak mı sanıyorsunuz siz milleti? bu ülkede iktisattan, ekonomiden anlayan adam yok mu sanıyorsunuz? büyümüşüz peh! gönül istedi ki büyüyelim, gönül isterki eksinden artıya geçelim ama yok. olmaz. üretim yok, ithal mal cennetine dönmüşsüm, geri dönüşü olmayan bir tüketime yönelmişsin... sonra da büyüdük. buna kim inanır? buna ancak dudağı üzerinde badem formlu yosun kıvamlı bıyığı olan yarım akıllılar inanır ve etrafındakileri de inadırmaya çalışır.
