nedense herkesin çok iyi bir şey sandığı olay. tamam tabiki güzel bir şey, ne güzel ekonomi büyümüş hem de ciddi anlamda büyümüş ama unuttuğumuz bir nokta var. türkiye'nin nüfusu kaç? 72.561.312 kişi. çin'in nüfusu kaç? 1,338,612,968 kişi. araya bir ülke daha sıkıştıracağım: lüksemburg. bu ülke&şehir'in nüfusu kaç? 493,500 kişi. şimdide ekonomik büyüklükleri sıralayalım. en büyüğü çin, ondan sonra türkiye, ondan sonrada lüksemburg geliyor. biz yine iyi bir sıradayız dimi? peki şimdide bir çin halk cumhuriyeti vatandaşının yıllık gelirine bakalım: $6,567. şimdide bir türkiye cumhuriyeti vatandaşının yıllık gelirine bakalım: $10.745. lüksemburg dükalığı'ndan bir vatandaşın yıllık gelirine bakalım: $82,440. yani senin ekonomin ne kadar büyük olursa olsun, istersen trilyon dolarlara sahip ol, yinede nüfustan kaybedersin. anlicağınız rte referanduma doğru böyle rakamlar ortaya atsada yinede sizin cebinize giren para miktarı değişmeyecektir.
(bkz: gerçekler acıdır)
unutulmamalıdır ki biz 2009'da çift haneli küçülme yaşarken çin yüzde 8.7 büyüyordu. yani adamlar sürekli üzerine koyuyor biz eski konumumuza gelmeye çalışıyoruz.
--spoiler--
Büyüme rekorlarına imza atan ülkeler ile Türkiye arasında bazı farklılık var. Bunlardan belki de en önemlisi büyümenin finansmanı ile ilgili. Türkiye ve Hindistan dışındaki ülkeler büyümelerini cari açık ile finanse etmeyen ülkeler. Hindistan'ın bu konuda Türkiye'den ayrıştığını söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye'nin cari açığının GSYiH'ye oranı yüzde 4,8 iken, Hindistan'ın ki sadece yüzde 1,7. Bu oranlara göre Türkiye büyümesini yurtdışı tasarruflarla yani borçlanma ile finanse ederken, diğer ülkeler tam aksine büyümelerini ulusal tasarrufları ile finanse etmektedir.
Diğer ülkelerle Türkiye'nin ayrıldığı bir başka nokta da işsizlik oranı konusunda. Türkiye bu ülkeler arasında yüzde 13,7 ile en yüksek işsizlik oranına sahip. Yani rekor büyüyen ekonomiler arasında yer alan Türkiye bu büyümeyi borçla finanse ederken aynı zaman da işsizliği azaltan bir istihdam da yaratamamış.
--spoiler--
kaynak:http://www.dunya.com/reko...ine_114_93800_yazar.html?
Ekonomik olarak ciddi anlamda oluşan bir büyümedir. O yüzden bu büyümeyi yapan değerli insanlarımıza birer şakşak hediye ediyoruz. Şimdi olay şöyle ki, büyüme denen olay ile halkın gelir düzeyinin yükseleceğini düşünürsek yanlış olur. Çünkü arka mahalledeki kasabıma böyle bi büyüme çok az yansır, ya da yansımaz. Üst kesimler bu büyümeleri etkiler ve ne yazık ki tavan ile taban arasındaki fark da uçuruma doğru gider üçüncü dünya ülkelerinde olduğu gibi. Biliyoruz ki pek saygıdeğer Çin halkının ortadireği de bu büyümeden etkilenmemiştir bizim Mehmet amca da. Bundan mütevellit bu durum ülkenin gelişmişlik düzeyini kesinlikle etkilemez. Orta çağdaki burjuvazinin güçlenmesi gibi bir durumdan farklı bir şey değildir. Ayrıca bir başarı olarak da görülmemelidir bu. Gerçek başarı taban ile tavanı birbirine olabildiği kadar yaklaştırmaktır. Her nerede olduğu önemli değil, düşük ya da yüksek. Birbirine ne kadar yakınsa bir devlet de o kadar başarılıdır.
oranların yakın olması herkesi yanıltabilir çünkü mevcut büyüklerin oranına bakılırsa çin türkiye'nin kat ve kat üzerinde bir ekonomidir, 2010 ilk 6 ayında abd'yi bile geçen çin ekonomik olarak türkiye'den çok ileride olduğunu kanıtlar.sadece cüsselere rağmen yakın bir oranda büyüme yapmasıdır. birisi fildir birisi kedi.