bir süredir düşündüğüm, acaba dediğim, inanmak istemediğim ama bu kadar benzerliğin beni tedirgin ettiği bir düşünce. fikirlere açığım.
bir örnek üzerinden yola çıkacağım.
2 sene önce adana'da gittiğim özel bir dil okulunda suriyeli bir hocamız vardı. konuşma sınıflarına giriyordu. suriyeli dediğime bakmayın; akademik kariyeri sağlam, aşırı modern ve entellektüel bir kadındı. genel olarak kafamızda ezbere canlandırdığımız suriyeli kadın imajından çok farklıydı.
her neyse; bir sohbet esnasında savaş mağduru suriyelilerin avrupa'ya ve türkiye'ye alınmasına dair yorumu: "ben zaten yıllar önce bu yobazlardan, kendileri haricinde herkesten nefret eden düşünce yapılarından artık usanıp avrupa'ya gittim. suriye'yi bunlar mahvettiler. baskıdan ve şiddetten dolayı ülkemi terketmek zorunda kaldım. şimdi savaşı bahane edip başka ülkelere yapışıyorlar. eğitimli ve nitelik sahibi olanlar zaten savaş yokken bile kendi ülkelerinde durmuyorlardı. çünkü önemsizmiş ve değersizmiş gibi hissettiriliyor. ülkede kalanlar ise cehaletten beslenip çoğunluk olanlar. çoğunluk oldukları için her konuda kendileri haklı görmeleri. şimdi onlar da kendi ülkelerinde işleri bitince ve emecek kan bulamayınca sağa sola kaçıyorlar. kene gibiler bunlar. allah yardımcınız olsun." demişti.
bugünü düşünüyorum da şu güzel ülkemde; kıyaslayacak olursak eğer cehaletten beslenen çoğunluk desen var, bu çoğunluk olmalarının güç olarak kullanılması desen var, kadına şiddet veya kadını itibarsızlaştırma desen var, aynı fikirde olunmayan her düşüncenin ötekileştirilmesi desen var, üretmek için çalışmak yerine tüketmek için çalışmak desen var, yoksulla zengin arasındaki uçurumun iyice artmışlığı var, zeki insanların en kısa süre içerisinde ülkeden kaçmak istemesi var.
var oğlu var yani.
şaka bir yana allah korusun ya suriye gibi olursak?
işbu yazı herhangi bir parti lehine ya da aleyhine yazılmamıştır. sonuçta bu sözlükte binlerce farklı düşünceden binlerce farklı insan var. düşünceleri merak ediyorum gerçekten.
bu kafa ile devam edilirse maalesef ki evet cevabına sahip sorudur. 2 sene olacak burada yazarlığım onaylananı bu 2 sene boyunca sürekli halkın kutuplaştırıldığını insanların birbirine tahammülünün kalmadığını yazıyorum. insanlar kızıyor buna çünkü kafaları hep oy verdikleri siyasi partiye dokunup dokunmadığına göre çalışıyor. bir sıyrılabilseler bu düşünceden aslında güzel günler çokta uzak değil.
insanların arasındayız tüm gün. trafikteyiz, esnaf ile konuşuyoruz, sokaklarda geziyoruz, akşam evimize gidiyoruz haberleri izliyoruz. durum çok kritik. insanlar artık tamamen siyasete odaklanmış ve "ya bizdensin ya karşıdan" kafasında yaşıyorlar. kimsenin kimseye tahammülü yok kimsenin kimseye hoş görüsü yok. dikkat edilirse ırakta, mısırda, suriyede, lübnanda ne yaptılar ise burada da aynısını yapıyorlar bir şekilde. bir ülkeyi karıştırmanın yolu bir ülkeyi dağıtmanın yolu artık işgal etmekle olmuyor. hele bizde asla olmaz bu eğer bu yola girerlerse ne türk - kürt kavgası kalır ne particilik kalır ne mezhepçilik kalır bizim insanımız birleşir ve karşı durur. adamlar bunu biliyor bu adamlar salak değil direkt müdahale yerine siyaset üzerinden mezhep üzerinden ırk üzerinden karıştırıyor bizi yıllardır. maalesef ki mevcut siyasilerde buna çanak tutuyor. bizim kızdığımız şey sadece budur mevcut hükümet ayrıştırıcı değil birleştirici olmalı. kavga siyasetini bırakıp ülkenin yarınları için çalışmalı. bu politika seçim kazandırır lakin seçim yapabileceğin özgür ve demokratik bir ülken olmazsa hangi seçimi kazanacaksın ortada seçim yapacak bir şeyin kalmayacak..
velhasılı artık kavga kültürü bırakılmalı iktidarı muhalefeti bir şekilde orta yol bulup bu kaos ortamından çıkmalı ve vatandaşını sükunete sokmalı. ben artık şahsen akşamları trafikte yol kavgası yüzünden birbirini vuran insanları kadınlara ve hayvanlara uygulanan şiddeti telefon dolandırıcılarını yaşlı başlı insanları darp eden sistemdeki boşluktan yararlanan kansızları görmek istemiyorum. bir siyasi partinin arkasına saklanıp her boku yiyebilirim kafasında olan insanlar yüzünden içimizdeki kin ve nefret artıyor. 3.5 milyon göçmenimiz var geçmişleri bilinmiyor ruh halleri bilinmiyor bunlar rahatça aramızda geziyorlar insanlar dile getirmese bile öfkeliler bunlara. tamda işte o orta doğuyu harmanlayan büyük devletlerin istedikleri şeyi kendi ellerimiz ile önlerine sunuyoruz. bunlardan vazgeçilmesi lazım artık ülkede adalet sistemini onarmamız lazım vatandaşların yarısı devletine güvenmiyor bu güveni inşa etmek lazım yoksa maalesef ki arapların düştüğü duruma bizide bir şekilde düşürecekler.
Amerika ırak'a girdiği gün çizildi türkiyenin kaderi. hoş belki de daha öncesinden de bellidir, büyük babanın işlerine bizim aklımız ermez. türkiye'de o tarihten itibaren başa piyon geldi, piyon gitti. bir tek ecevit bozdu ezberi. vatansever yönetici vesselam, kanına dokundu piyon olmak. ilk taşı o attı amerikaya. bu yolun gidişi belli arkadaşlar. 100. yılını heyecanla hevesle bekleyen kulüpler gibi olmayı çok isterdim ama 100. yıla kan ile girecek gibiyiz. suriyelilere sahip çıkan biz, yarın bir gün koskoca dünyada yalnız kalacağız. ortadoğunun kaderi kan ile yazılmış zaten türkiye'ye de ulaşmaması mümkün değil, önemli olan kardeşlik dostluk için yalnız kalacağımız günleri beklememek.
2019'a kadar bir fevkaladelik olmaz ise, yanıtı o tarihlerde verilecek soru.
bana göre ülke arap hayranı gösterişçi çomar post-burjuvanın ve bunların odaklarındaki un akıtan sith lordlarının elinden kurtulmaz ise daha da acıklı olacak.