türkiye borç alan değil, dünyanın 16 ıncı büyük ekonomisi olmuştur.
kişi başına milli gelir eski hükümette ki oranlara göre 3 kat artmış.
parada ki sıfırların atılmasıyla, ülke parası değer kazanmış.
enflasyon % 29 iken, şuan %6.4 olarak tek haneli rakama inmiş.
ihracat 4 kat artmış.
en düşük memur maaşı 396 liradan, 1411 lira olmuş.
kamu borçları düştü, merkez bankası rezervleri doldu.
sağlık bütçesi 4 kat arttırıldı, askeriye harcamaları azaltıldı.
muayene kuyrukları bitmiş, lüks hastahaneler kurulmuş.
milli eğitim bakanlığı bütçesi 7,4 milyar dolardan 34 milyar dolara çıkartılmış.
bütün bunların gerçekleşmesi, hükümetin yaptıkları yanlışları yok etmiyor tabiki, ama eski hükümetlere oranla şuanki hükümetin gerçekten iyi işler yaptığı bir gerçek. dış basında yazılmış, makale ve yazarları okursanız bunu daha net anlarsınız anlamak isterseniz tabi.
Baslik turkiyenin son on senede gelismesi degil, son on sene metropollesmesi olarak degistirilmelidir. Zira gelisme, soayal devlet anlayisi cercevesinde bolgesel kalkinma yolu ile gerceklesmektedir. Turkiye de ise yatirimlar belli basli kentlere yapilmakta, ozellikle nispeten daha ufak nufuslu kirsal kesimler bu alanda avuclarini yalamaktadir.
Baska bir acidan daha yaklasmak gerekirse, gelismis ulkeler ic kaynaklar uretir, bu kaynaklari kendileri kullanir, hatta bu kaynaklari ihrac ederler. Ama turkiyede birakin kaynak ihracini, kendi kaynaklarimizi dahi uretemeyen bir ulke konumundayiz. Bir ulkenin ekonomik anlamda en fazla kacinmasi gereken sey dis ticaret acigidir, bu alanda turkiyenin şanı zaten almis yurumustur.
Gözle gorulur bir gelişmedir. Ekonomi de,sanayide ,sağlıkta ,ulaşımda,savunma sanayinde ve daha nice sektörlerde ülke gelişim göstermiştir. imf borcu sıfırlanmıştır.ülkede kişi başına düşen milli gelir katlanarak artmıştır.Kısaca 10 yılda boyle bir gelişim sergilenmişse 2023 te neler olur diye düşünmeden edemiyor insan.
