Zannedildiği gibi Türkiye'nin ilk seçilmemiş başbakanının Cinali olmadığının bilinmediği durumdur bu...
Bundan önce 1990'da Özal, Çankaya Köşkü'ne çıkınca partinin başına Akbulut geçmiş ve o dönem iktidarda ANAP olduğu için Akbulut da otomatik olarak Başbakan olmuştur...
Keza 1993'te Özal'ın ölümü üzerine dönemin Başbakan'ı ve DYP Genel Başkanı olan Süleyman Demirel Çankaya'ya çıkınca ismet Sezgin,Köksal Toptan ve Tansu Çiller arasında gerçekleşen kongrede DYP Genel Başkanlığı'na seçilen Tansu Çiller yine "seçilmeden" Başbakanlık görevine gelmiştir...
Bir de bunun askeri darbe dönemlerinde askerlerce atanan örnekleri mevcut...
Örneğin 80 darbesinin Kenan Evren liderliğindeki Milli Güvenlik Konseyi Başbakan olarak eski bir oramiral olan Bülend Ulusu'yu Başbakan olarak görevlendirmiştir...
Yine 12 Mart muhtırası sonrası askerlerin "Partisiz ve tarafsız başbakan" isteğine uygun olarak CHP'den istifa eden Kocaeli milletvekili Nihat Erim de seçilmeden göreve gelen bir diğer başbakandır Türk siyasal tarihinde...
Bir de Türk siyassi tarihinin "taktik dehası" olarak gördüğüm Mesut Yımaz vak'ası vardır ki evlere şenlik... Bu isim siyasi kariyerinde bir tek seçim dahi kazanamamış olmasına yani halkın kendisini Başbakanlık için "seçmemesine" rağmen konjonktürel şartları ve denge stratejisini dahiyane biçimde kullanarak 3 kez bu memlekette başbakanlık yapmıştır... O'nun ilk başbakanlığı da ANAP'ın 1991'de gerçekleştirdiği kongrede Yıldırım Akbulut'u devirerek Genel Başkan olması ve kurduğu hükümetin Meclis'ten güvenoyu alması ile "otomatikman" gerçekleşmiştir...
Ama Yıldırım Akbulut dahil hiç birisi daha göreve gelirken bu kadar net biçimde aşağılanmamış,ve OMURGASIZCA bunlara hiç aldırmadan sadece noter görevi görecek bir memur gibi "görevlendirilmeyi" kabul etmemiştir...