isviçrede 1000 yıl süren barış ve demokrasi vardı. guguklu saatten başka ne yaptılar? italyada ise bölünmüşlük savaş ve mafya vardı. ve rönesans oluştu. yani böyle durumlar bir çeşit tepkidir. biz hafızası olmayan tepki göstermeyen bir toplumuz. dolayısıyla rönesans bir hayal ve yaşadıklarımız fazlasıyla müstehak bize.
yapılabilir, ne batıyı taklit edelim ne arapların götünü yalayalım.
medeniyet tek bir çizgidir ve ne doğunun ne batının elindedir. o çizgiye bilimle ulaşılır ve kendimizi bilime verelim. okuyalım, araştıralım, sorgulayalım, yeri geldi susturana bağıralım ama artık yapalım bunu.
kendi özümüzle, kendi kimliğimizle yapalım.
evrensel değerlerde insan olduğumuzun bilincini kaybetmeden tüm kitleleri kapsayacak şekilde yapalım. dışlayıcılıktan vaz geçip, kendi üstünlüğümüzü vurgulamadan yapalım.
Daha önce yapılmaya çalışılmış bir denemedir. Zira köy enstitüleri, bu ülkede felsefe ve düşünce anlamında bir şeyler yapılması gerektiğini en güzel şekilde anlatmıştı.
(#31471371)
işine gelmeyen toprak sahipleri, koltuk sevdalıları ve din tüccarları yüzünden son verildi aydınlanma hareketine.
Onun devamında ise şimdi eğitim dünyanın aksine daha da muhafazakarlaştırılmaya çalışılıyor;
Artan din kültürü dersi saatleri, imam hatip ortaokulları ve liselerinde yaşanan artışlar, cemaatlerin adeta "burası benim muhitim" dedikleri yaşam alanları.. Ne olacak bilmiyorum ülkede vaaz veren kişi sayısı artınca, zaten sadece vaazlarımızda "made in Turkey" yazacak..
Bizim "Benim sözlerim bir gün ilimle fenle çatışırsa ilmi, feni seçin." Diyen bir liderimiz vardı, bugünlerde daha da çok anlaşılıyor değeri..