türkiye'nin arabadan önce yol üretmesi gerekir. hafif sanayileşmiş tüm kentlerde trafik sorunu vardır. araba değil, yol, viyadük, köprü ve metro gerekir bu ülkeye.
elalem araba üretir bizde vay detaycı almanlar vay bilmem ne fransızlar diye reklam yaparız sonrada onlara lastik armağan ederiz !
(bkz: adamlar yapıyor aaabi)
bir kaç ayda hiç yoktan devrim gibi bi arabadan 4 adet üretebilmişliği olan bir millet şimdide alasını yapabilir ama "amanın farları dikdörtgen yapmışlar. keh keh" derler karambole getirip önümüzü yine keserler. (bkz: tarihin tekerrürle olan yılışık ilişkisi)
Çok ilginçtir açıkçası. 60 yıl önce bile Almanya uçak, tank üretiyordu, biz hala siktiriboktan iki araba yapamadık yahu. Hakikaten çok gerideyiz, fazla gerideyiz.
saçmalıktır.
koca volkswagen'in tüm modellerinin motor bloğunu izmir'deki türk imalatçı üretir gönderir. ki arabanın en kritik parçasıdır bu. audi'nin direksiyon karterini manisalı türk yan sanayi verir. bentley dişli brütleri gebze'deki türk imalatçıdan gider. porsche'un, alfa romeo'nun tüm kritik mekanik parçaları (motor, vites kutusu) izmir'de bursa'da yan sanayilerde üretilir. general motors'un sızdırmazlık ekipmanları düzce yapımıdır. düzce'den detroit'e gider.
kısacası arabanın tüm parçalarını üretecek yan sanayimiz vardır. ama birleştirmesini, araba haline getirilmesini, yani ekmeğini el yer.
hatta daha da vahimi tofaş ve oyak-renault'da araba haline getirilmesini de türk yapar. ancak arabanın adı fiat ve ya renault olur.
kısacası tüm parçalar türk'tür, hatta araba haline getiren montaj fabrikaları da türkiye'dedir. ancak araba fransız, italyan, alman, amerikan'dır. esas kar onlara gider. kendimiz yapar, kendimiz birleştirir, onları besleriz.
yerli araba üretmek için tüm yan sanayi, bilgi birikimi, tecrube ve yatırımımız aslında vardır. ama dışarıya bağımlı hükümetler asla yerli marka üretmeye cesaret edemezler. yoksa ne der amerikan, alman, fransız, italyan.. biz de ülkemize fabrika açıyorlar diye müteşekkir oluruz aslında ucuz iş gücümüzü sömüren bu dünya markalarına.
türkiye'deki otomobil fabrikalarını bilmemekten doğan çıkarımdır. zira türkiye avrupa, hatta dünyanın en büyük otomobil üreticileri arasındadır. türk otomobil markası yoktur o ayrı.
sorun türkiye'de kısıtlı olan üretme azmidir. genel olarak söylüyorum, türkler girişimcilikten çekinmektedir. hele ki iş ağır sanayi olunca çekinceler artmaktadır.
oysa ki türkiye'de bulunan otomobil fabrikaları dünya çapında başarılara imza atmaktadırlar. bursa'daki tofaş dünyadaki en iyi fiat fabrikası oldu. yine renault, ispanya'yı geride bıraktı. birçok model üretilmek için türkiye'ye yönlendiriliyor.
bunun en büyük sebebi de türkiye'deki iş gücünün avrupa'ya göre yaklaşık 1/3 oranında daha ucuz olmasıdır.
aslında üretmişizdir. Uçak bile üretmişizdir malum tayyare fabrikasında... Hollanda'ya 35 tane satmışız, almanya'dan 95 tane sipariş almışızdır. Lakin kapatılmıştır fabrika sebepsiz yere, inönü tarafından... Ve araba. Araba'da Cadillac'in bizden 2 sene sonra yenilik diye çıkardığı ayarlı direksiyonu biz devrimde kullanmışızdır. Lakin o cumhurbaşkanı, oyalayacağına gazetecileri, garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymadık demiştir. Halbusu 4 araba'dan 3'ünde benzin vardı. Ve benzini olmayan araba da kömürlü trende kıvılcımdan facia olmasın diye boşaltılmıştı...
türkiye'nin arabadan önce yol değil eğitimli insan üretmesi gerekir. hafif sanayileşmiş ( sanırım yazar ağır sanayi varsa hafif sanayi de olur diye düşünmüş aklınca)tüm kentlerde ne araba, ne yol, ne köprü sorunları çözer. çözülse idi anasının amına dönmüş istanbul kasabasında çok övülen akepe nin yaptığı onca yol, onca köprü, onca viyadük çözerdi trafik sorununu.
tüketim hastalığı oluşturduğun bir toplumda sürekli pompalanan ithal mallar, araçlar çığ gibi büyüdükçe, insanlar ekmekten, haktan, adaletten bahsetmek yerine banka kredisiyle aldıkları arabalarından bahsediyorlarsa ve bu arabalara ödenmemiş krediler yüzünden el konuyorsa hangi öneriden bahsedyorsun ki sen?
ihtiyacın fazlasının haram olduğunun söylendiği bir dinin mensubu olduğunu bilmeyen milyonlarca ahmak, hala çözüm değil sorun üretiyor bu ülkede.
eğitim eğitim diye yıllardan beri insanca konuşanları ise bir asmadıkları kaldı.
uyuşmuş beyin damarlarını açmanın tek yolu var. ama bu yol o yol değil.
biz adam olmayız şartlandırılması ile artık domates, buğday, mısır, soya, ayçiçeği, hayvancılık, et-süt ürünleri imal edemezken araba nasıl yapacağız. Montaj sanayii-ithal ham madde bahsedilmeden, yapılan ihracat rakamları yüz milyarlarca dolar açıklanıyor.
Tabii gülüyor ve kendi kendime soruyorum. Bu kadar satış yapmak için, kaç milyar dolarlık ithalat yaptınız? Üstelik yurt içinden kaynak kullanacağınız hammadde yada malzemeyi bile dışardan alarak? Bu işsizlik rakamlarını ne yapacaksınız?
Basit bir anlatımla, bir malı yurt içinde üretmek için 15 kişi çalışır. Oysa, yurt dışından hazır alan firma, o malı 2 kişi ile montaj, 1 kişi ile kalite kontrol, 1 kişi ile ambalaj yapar. iç piyasa-istihdam-katma değer vb konulara girmiyorum. Üstelik yurt içinde yapılan üretimde enerji fiyatları-vergi rezilliği-haksız rekabet vs cabası.
Neden araba üretmiyormuşuz.
Üretsek ne olacak.
Mesela; üretilen arabaya, sürücünün hayatı için tüm güvenlik (fren-hava yastığı-çelik bar vb) sistemleri dahilinde ekipman ile klima-çelik cant koysak araba 8-10 bin tl daha pahalı olacak. Çünkü araba lüx sayılacak. Tabii insan hayatı ülkemizde lüx. Oysa Tüm Dünya'da standart bu üretim.
Zaten elimizi yıkadığımız sabun, evimizde buz dolabıda lüx.
Vah benim zavallı yalnız ülkem-insanlarım.
(#6545944) evet üretmektedir verilen etry deki gibi bu başkalarının cebine girmektedir. adamlar fabrikayı babalarının hayrına değil ucuz işçilikten kuruyorlar.
ülkemiz otomotiv sanayisinin yan ürünlerini üretmektedir ama bunun yerine sadece ve sadece motor üretse ve bunu en kaliteli ve en ucuz bir şekilde üretse ülkenin varacağı konum çok daha iyi olacaktır. arabayı tamamen kendin üretmene gerek kalmaz. ucuz ve kaliteli olduğu için vazgeçilmez olacaktır ürettiklerin. ayrıca o motorları sadece otomotivde değil askeri araç üretiminde de kullanabilirsiniz.*
türkiye'de ki otomotiv sektöründen bihaber olan kimselerin kuracağı bir cümle olabilir. türkiye'nin yıllık ihracatının %15'e yakın bölümünü otomotiv sektörü oluşturuyor bu da yaklaşık 20 milyar dolara yakın bir paraya denk geliyor.
mesele yan sanayi olmakta veya montaj sanayi olmakta değildir. Geçenlerde bir haber okudum. Neymiş new york taksileri Türkiye'den gidecekmiş. Ford transit connect mi ne yollayacağız taksi diye. Arkadaş sanki ford bizim markamız, Amerikalı ucuz ve ucuzluğuna göre kaliteli işgücü diye kendi markasının üretimi için burayı seçmiş altıüstü tantanaya bak.
Otomotiv sektöründe asıl mesele otomobil üretebilecek teknik ekipmana ve iş gücüne sahip olmak değildir, asıl mesele dizayn, araştırma geliştirme ve bu araştırma geliştirmeler seri üretime geçince bunu karşılayacak pazarı bulabilmektir.
yoksa Motor bloğu üret ne olacak? adam 2 yıl sonra daha iyi alaşımlarla ve tekniklerle seninkinden daha uzun ömürlü, daha düşük maliyetli bir blok üretecek sen açıkta kalacaksın. Daha iyi bir transmisyon üretecek sen açıkta kalacaksın.
,,,atladığımız bir konu var. Araç üretmek başka, orada asgari ücretle, açlık sınırına tabi ücret alıp çalışmak başka. Siz 20 milyar dolar otomotiv satsanız ve onca yan sanayi+yedek parça üretimi yapsanız para kimin cebine giriyor.?
Mahalleden haraç toplayan bir kabadayının ayakçısı-tahsilatçısı zengin değildir. Yada peş peşe açılan AVM'lerde satılan Dünya markaları ile cirolar devlete yada iç piyasaya (+) katkı yapıyor demek için dağda çoban olmak lazım diyeceğim ama hayvancılığımız göz önüne alınırsa oda mümkün görünmüyor.
