ekonomisini dış finansman ile döndüren türkiye'nin mısır'a 2 milyar dolar borç verecek olmasıdır. cari açığı olan hiçbir ülke nette dışarıya borç veremez, bu borç verilen para kendi parası değil, dışarıdan borçlandığı paradır. o halde birçok soru geliyor akla. mesela türkiye'nin bu 2 milyar dolara gerçekte ihtiyacı yok mudur? ihtiyacımız olmadığımız halde dolar borçlanıp buna faiz mi ödüyoruz? madem fazladan borçlanmış olduğumuz paramız var, bunu ülkemiz içinde değerlendirebileceğimiz verimli, ithalat harcamalarımızı azaltıcı hiç mi alan bulamıyoruz da bunu başka bir ülkeye borç veriyoruz? biz enerji açığı olan bir ülke değil miyiz? bu bize fazla gelen iki milyar dolarımızla biyoyakıt üretimi yapan tesisler yapamaz mıyız, rüzgar tribünleri üretip rüzgar santralleri kuramaz mıyız? biz insanlarımızın işsizlik ve kredi kartı borcu içinde, haciz kıskacında kıvrandıkları bir ülke değil miyiz? sonra bu parayı mısır'a yüzde kaç faizle veriyoruz? bu faiz aldığımız riske değiyor mu? değiyorsa niye mısır piyasadan borçlanmak yerine bizden borçlanıyor? yoksa piyasa mısır'ın daha yüksek riske sahip olduğunu düşünüp bizim borç verdiğimiz faiz oranlarından daha mı yüksek faiz talep ediyor? dışarıdan borçlanıp duran bir ülke olarak mısır'a borç vermek, fazladan belli bir miktar faiz yükünü de sırtlanıp mısır'a kefil olmak anlamına gelmiyor mu? bizim uluslararası rezervlerimiz kısa vadeli borçlarımızın ne kadarını karşılıyor ki, yani net döviz varlığımızın yeterliliği ne kadar ki biz başka bir ülkenin borcuna kefil oluyoruz?
daha kendi dış ticaret açığını dengeleyemeyen, 1 litre benzini vatandaşına 5 tl'ye satan bir hükümetin amiyane tabirle "bok yemesi"dir...
türkiye'de her sabah kaç karı koca geçinemediği için kavga ediyor, kaç hasta parası olmadığı için ameliyat-tedavi olamıyor, kaç çocuk ailesi yoksul olduğu için dengeli beslenemiyor, kaç işsiz evine ekmek götüremiyor, kaç işveren kepenk kapatıyor...
önce bunlar araştırılsın, bunların önüne geçilsin.
mısır'a verecek 2 milyar doları buluruz nasılsa...
