operasyon amacı saldırı değildir. ancak türkiyenin hiç bir şekilde müdahale etmemesi gerekiyordu kanımca. yardım gemileri yollanabilir belki ama savaş gemileri, yok kaddafi saldırıyormuş. la saldırıyorsa amerikaya ne ? herkes biliyor amerikanın neden libyada olduğunu. köfrez savaşınıda hatırlatmakta fayda var ayrıca. sözümona demokrasi getirmek için. *, bu sefer yemeyiz.
türki'ye libya'yı satmamıştır. böyle yorumlayanlar hem ırkçı hem solcu( yani terörist) olmayı başaran fanatiklerdir. türki'ye kaosu bitirmek için yapılan milletlerarası hareketin nato'ya devredilmesini ve sivil halkın güvenliğinin sağlanması isteklerini yerine getirtmiş, diplomatik alanda büyük bir başarı sağlamıştır.
Türkiye nin libya yı satıp satmadığı ilerleyen günlerde belli olacak.Eğer Türkiye gerçekten sivil insanlar daha fazla ölmesin, karışıklık giderilsin diye yapıcı bir durumda olaya müdahale edecekse devrilen kaddafi sonrası Türkiye ye bunun karşılığı milyar milyar dolar olarak gelecektir. Çünkü libya Türkiye için denizcilik ve inşaat sektöründe altın yumurtlayan tavuk. Yok saldırıya destek veren bir ülke pozisyonunda olursa bu sefer bütün arap yarımadasının nefretini kazanır, fakat bu seferde amerikanın istediği olacağından amerika güdümlü milyar dolarlar akar. öyle ya da böyle tezkerenin onaylanması tayyip erdoğan'ın bu seçimlerde de başbakan olarak kalacağını şimdiden ilan etmesi oldu. tersi durumda amerikan müdahelesi ile hükümeti zor günler beklerdi.
bazılarının kendi zihin ve hayal dünyasına göre yorumladığı ifadedir. ama gerçek çok karışıktır. "natonun ne işi var" diyen hükümet, fransa yüzünden natolu idareye razı olmuştur. dış politika zor ve tükürdüğünü yalatır insana. yinede şu an kimsenin kimseyi sattığı yok. hükümetin intiharı,tüm dış politikasının iflası olur, bu ihtimal.
unutmayın ki afganistan içinde da aynı laflar ediliyordu ama türk askeri orada hayır işleri ve zülmün ziyadeleştirilmemesine katkı yaptı. o nedenle kimse erken konuşup,tükürdüğünü yalamasın. benden uyarması...
satmak lafının bile aciz kaldığı katliama ortak olma yolunda ilerlediğini gösteren durumdur. yazıklar olsun. bunu çeşitli makyaj ve dış politika jargonu ile mecburi olarak göstermek de vicdansızlıktır. o dış politika kuralları ve kutsal bm kararları yakında sizin ülkenizde uygulanınca gerçeği görürsünüz.
vallahi pes birader, kendi kendine düşünmeyi bırakıp, televizyonda gaz veren palyaçolara inanan jenerasyonun sonu budur işte. arkadaşım olanlara iyice bir bak bakayım. elemanın biri rüya görüyor, japonya felaketten helak olacak, 20 lider, 20 büyük ülke yok olacak diyor.
hemen ardından japonya tsunami ve depremle vuruluyor. türkiye nükleer enerji santrali çalışmalarıyla uğraşırken japonyanın nükleer enerji santrali patlıyor ve ne hikmettir ki radyasyon bulutu direkmen amerikaya uçuyor.
o sırada afganistanda, bir karakolda görev yapan amerikan askerleri delirmeye başlıyor, gayipten sesler duyduklarını, ışıkları gördüklerini söylüyorlar. bir süre sonra karakolun altından bir mezar çıkıyor, kemikler sovyet savaşından kalma rus askerlerine aittir.
önemli not : çernobil mağduru rusya.
bu olaydan sonra türkiye'nin can ciğer iş birliği yaptığı ve iş ortaklığı kurduğu arap kralı yorgunluktan bilincini yitiriyor.
fransa ve amerika kanlı şafak operasyonuna başlıyor. biri nükleer enerji devi, diğerinin bağlantısını başta verdim. şimdide bu haber.
olaya ne kadar balkan, afrika ve asya ülkesi karışırsa kar bu portrede.
rusyanın ortaya kaynamasıda yakın. en kötü ihtimalle arap kralı ölücek, mısırda olanlar arabistanda tekrarlanıcaktır.
bilmeden, etmeden, düşünüp taşınmadan ortalığı galeyana getirmeyin
Satmak doğru bir tabir değildir ancak kıbrış barış harekatı esnasında libya'nın türkiye'ye yaptığını türkiye libya'ya yapmamıştır. Türkiye olarak nitelendirmekte yanlıştır esasında, en nihayetinde hükümet politikasıdır. Sizlerde biliyorsunuz ki; kıbrıs barış herakatı sırasında libya lideri kaddafi, türkiye istemesi durumunda tüm askeri mühimmatlarımızı kullanabilir demişti. Gel gelelim türkiye'nin yaptığına yardımdan ziyade neredeyse libya'da ki kaosa ortak oluyoruz. Bu türkiye'nin ayıbı değil hükümetin yani AKP'nin ayıbıdır. 2011 seçimlerinde biz bu ayıbı sileceğiz.
valla pek sayılmaz türkiye nato üyesi olması nedeniyle oluşan durum abd istediği takdirde mecburiyettir. varmış gibi gözüksede türkiye'nin uluslararası politikada özelliklede natoda sözünün geçerliliği pek yoktur. ortadoğunun en büyük gücüyüm diye dolaşırken fransa da yapılan bölgeyle alakalı toplantılara davet bile edilmemiştir. ve dış politikada bu haldeyken ve bir o kadarda abd ye bağımlı durumdayken abd gireceksin derse bu olaya dahil olmak mecburiyetindesindir.