gerçekleştiği gün ülkemde demokrasinin, insan haklarının ayaklar altından alınıp göğe vurduğu gün olacaktır; belçika'nın bir yıl flamanca* bir yıl fransızca katılması, isviçre'nin italyanca, almanca, fransızca ve ingilizce şarkılar seçebilmesi buna örnek verilebilir;
eğer birleşik kıbrıs cumhuriyeti'ni rum tarafı da onaylamış olsaydı, bazı yıllar kıbrıs'ı türkçe parça temsil edecek ve teleseçimin oylarını süpürebilecekti;
dünyanın en büyük kürt nüfusuna sahip devleti, türkiye cumhuriyeti'dir; buna karşılık kürtleri kürt kimliğiyle tanımamak için benim ülkem nice dolaplar çevirdi ve benim gibi türkleri de az utandırmadı;
köylerinin isimleri değiştirildi, insanlar çocuklarına istedikleri isimleri koyamadılar, dillerini geliştirmek için kurslar, enstitüler açamadılar; 250.000 türkiye cumhuriyeti yurttaşının yaşadığı hollanda'da, belirli bir sayıyı geçince okullarda çocuklara ana dillerinde ders saati ayrılmak zorunda olduğu halde biz ülkemizde kürtçeyle alay ettik, herkesi zorla türkleştirmek için eğitim dahil her yolu kullanmayı denedik; ülkemizin radyolarında ve televizyonlarında dünyanın her dilinden şarkıya yer verilirken, yıllarca kürtçeyi yasakladık; şimdilerde bile ilk fırsatta üstüne yatmaya çalışılan bir hak durumunda...
özetle, 2023'e dek türkiyenin bir kürtçe şarkıyla eurovizyona katılmasıyla ancak bu ülke kürt vatandaşlarına borcunu manevi olarak ödeyebilir. iki halkın empatisindeki en yüksek nokta olur o gün ve kardeşlik bayrağı en yükseğe çekildiği için, ülkemin birliği en kuvvetli noktasını bulur.
eurovision'a en farklı solugu agzıyla şarkı soylemeyen sanatçılar getiricektir.
nasıl kafasıyla düşünemeyenler * sözlüğe ayrı bir soluk getiriyorsa aynı farklı soluk eurovision'da bu şekilde kendinden söz ettirecektir.
yeterki maksat farklı soluk olsun.
eksi oylarda rekor kırmam benim ayıbım değil ne yazık ki. bunca insanın böyle düşünmesinden utanıyorum ve gelecek beni daha da ürkütüyor şimdi. mevlana'nın, yesevi'nin, yunus'un, hacıbektaşı veli'nin pir sultan abdal'ın, şeyh bedreddin'in toprağında büyümenin üstümüzdeki etkisinin bu kadar az olmasından da ayrıca üzgünüm. seçim barajını bu kadar yüksek tutarak, insan hakları, kültürel haklar konusunda bu kadar katı olup, körleştirici ulusalcılık paranoyasının etkisinde davranarak, cumhuriyeti birlikte kurduğumuz kürt kardeşlerimize türkiye'yi dar ederek, kimliklerini tanımayarak, onları zorla kuzey ırak'taki oluşuma fikren ve fiziken yaklaştırdığımızın ne kadar farkındayız? asıl farkında olunması gereken tehlike burada değil mi? asıl bölücülük bu değil mi? 1000 yıldır birlikte yaşayan kürtleri ve türkleri bu coğrafyadan kim ayırabilir? biz kendimiz bunu istemedikten sonra! unutulmasın ki, ılımlı yaklaşım her zaman kazanır, empati her daim iyidir.
mozaikten çok, anadolu bir aşure kazanıdır; nuhungemisinin en övündüğü yemeğidir o; o denli güzeldir ki kimilleri ona tatlı der; aşurenin içindeki her şeyin tadını ayrı ayrı hissederiz, hiç birisi öbürüne baskın çıkmaz, diğerini ezmez, ötekileştirmez ama bu tek tek güzel tadların yanında aynı zamanda aşurenin kendi başına ayrı bir lezzeti vardır, hem herkesten, her şeyden biraz almıştır hem de artık kendi olmuştur.
aşurenin ustası nuhungemisi hep bu diyardaydı, hep olacak, o kimseye git demez, terket demez, kendini bilenlerin, kendi olmuşların baş üstünde yeri vardır, kendini bilmişlere her daim kapısı açıktır.
kendi topuğuna kurşun sıkmakla ünlü türkiye'nin, sorun denileni, avantajı haline dönüştürebileceğine inancını henüz yitirmeyen, kürtçeyi kendi toprağının zenginliği bilen bir türk olarak; eurovizyon'a gönderilen kimi şarkıların geçmişte ve şimdi nasıl bir kimlik bunalımı içinde çabaladığımızı gösterdiğini düşündükçe kürtçe bir ezginin bir gün eurovizyonda herkese iyi gelebileceğini düşünüyorum.
asıl mesele bu coğrafyada yaşayan halkların dillerinden biri ile eurovizyon'a katılmak değildir. yani Bu, bu kadar da büyük mesele değildir. En nihayetinde geleneksel olmasının dışında eurovizyon ameyane tabirle daşşağa sarmış bir yarışmadır.
Burdaki asıl sorun , bunun ne amaçla kullanılacağıdır. Ben zanentmiyorum türkiye'de lazca* bir şarkı ile erovizyona katılınsa ciddi tepkiler olacağını. Kazım Koyuncu'nun dido'su ile mesela zamanında katılınsa...
Ya da trt bir karar alsa , dese ki; her sene bu coğrafyada konuşulan bir dille katılacagız bundan sonra eurovizyona. Sadece kürtçe ile katılacağımız sene ciddi tartışmalar olur. Her ne kadar bir çok kürt kökenli vatandaşımız, bölücü örgüt sempatizanı olmasa da ; olanlar bunu ciddi bir mesele haline getirecektir. Çünkü terör örgütleri her türlü cingözlüğü lehlerine çevirecek faaliyetlerde bulunurlar. Kimi zaman herkesten çok demokrat, kimi zaman herkesten fazla milliyetçi , kimi zaman herkesten çok islamcı olurlar. iyi bir tiyatro oyunudur sergilenen. "Amaca ulaşmak yolunda her yol mübah - bilmemkaç perde" şeklinde.
Bu oyunlarla sempatizanlarına moral verirler, bakın * haklarımızı yavaş yavaş kabul edtmeye başladılar. Korkuyorlar bizden vs gibi kışkırtmalarla, destekçisi olan şerefsiz ülkelerin de adlarını ekleyip gaz verme seanslarını bitirip, yeni militan , yeni vatan düşmanları yaratırlar. Her küçük olay bir fırsattır onlara bu ülkenin vatandaşını dağa çekmek için.
Daha fazla gerilimi , olayı engellemek için kürtçe ile katılmamak gerekir. Ayrıca ingilizce ile de katılmamak gerekir ama orası apayrı bir yazı konusudur.
türkiye dışında birçok ülkenin işine gelecek olan durum.
türkçe söylenmesi bile artık ayıplanacak şekle dönüştü. şimdi türk'üm diyene faşist denilen bir türkiye'deyiz zaten, ben alıştım da benim çocuğum ne yapacak, bilmiyorum.
türkçe şarkıların anlaşılamamasından bahsedenler "şebnem paker - dinle" örneğine bir göz atmalılar. müziğin duygusallığından bahsedenler ise, 1974 kıbrıs harekatı sonrası katıldığımız için sıfır puan alan, ama dillere destan olan "semiha yankı - seninle bir dakika" örneğine bakmalılar, üstelik seninle bir dakika , fransızca modaya uygun bir şarkıydı o zamanlar.
şimdi ise sertab erener'e zorla "ingilizce şarkı söyleyin, sizi birinci yapacağız" denildiğinden artık türkçe rafa kalktı. nasıl kalkmasın ? msn dili, yabancı şarkıların güzelliği ayağına türkçe'yi düzgün konuşan, hatta yazabilen kaç kişi kaldığını merak ediyorum. şimdi ise "shake it up şekerim" e bakıyorum. arada bir halay konmuş, bir de "şekerim" denmiş. müzik, justin'in şarkılarına benziyor, ama ikinci sınıf.
bin yıllık kültür derken, bir de şuna bakın. olimpiyatlarda şeyh küşteri'nin, bursalı hacivat-karagöz'ü yunan kültürü olarak tanıtıldı. horon da oynandı, horon biraz daha rumlara dönük diyelim. ki helena da bunu boşa kaçırmadı. "horon" ve "avaramu" yu birleştirip birinci oldu. ama avrupa gazeteleri yemedi tabii, osmanlı-oryantal kültüründen esinlendiklerini herkes anladı.
evet, kürtçe söylenirse çok puan kaldırırız. isveç ile israil kafadan bize 12 puan verir mesela; ama almanya'dan, belçika'dan gelen oylar düşer. ha almanya'da kürtçe şarkı söyleyen bazıları kahraman oluyor, o ayrı mevzu. bak, oradaki puan da artar o zaman.
ben de doğuluyum, benim üstümde kürtlerin de emeği var, o yüzden kürtlere ve - anlamasam bile - kürt kökenlilerin kürtçe konuşmasına karşı değilim. ama sen türkiye'yi temsil etmek için gidip ingilizce, kürtçe, japonca şarkı söylersen o yarışmanın hiçbir anlamı kalmaz, hele pkk, kürdistan gibi "kürt sorunlarıyla" canı yanan bir ülkeyi temsil için kürtçe ile katılırsan kendi kendini çökertmiş olurun. bölüp yönetirler seni.
çok uzattım galiba; sözlerimi mete han'ın 2200 yıldır pek çok kez doğrulanan bir sözünü çarpıtarak bitirmek istiyorum :
"at benimdi, verdim; kadın benimdi, verdim; dil milletimindir; onu veremem."
gerceklesmesi cok zor olsada mesela; aynur dogan ın türkiye yi temsil etmesi ve sarkının yarısı türkce yarısı kürtce olmasıyla ve onun güclü sesiyle hem basarılı oluruz hemde dünyaya birşeylerin iyiye gittigini göstermiş oluruz! tabi bu dediklerim bu ülke de kolay kolay olmaz...
bana göre verilen örneklerin hepsi de yanlış. en azından konuyla alakasız.
belçika veya isviçre bizden yapı olarak çok farklı ülkeler. şöyle ki belçikanın resmi olarak 2 dili var zaten. isviçrenin de 3. dolayısıyla bu dillerin ayrı ayrı ülkeyi temsil etmesi garip bi durum olmaz.
almanya ve fransadaki türklere yapılan baskılara gelince, oradaki durum da bizden tamamen farklı. almanyadaki türkler ülkenin başından beri orada yaşayan halklar değil, işçi olarak gelip son 50 yıl içerisinde oraya yerleşmiş olarak azınlıklar. dolayısıyla tabi ki almanayayı türkçeyle temsil etmek çok saçma olur. fransa için de aynı şekilde.
ülkemiz türkiyede ise kürtler sonradan ortaya çıkmış bir unsur değildir.zaten yüzyıllardan beri bu topraklarda türklerle birlikte yaşayan birkaç etnik unsurdan biridir kürtler. ama şöyle de bir gerçek vardır ki türkiyenin bir tane resmi dili vardır. o da türkçedir. türkçe sadece etnik köken olarak türklerin dili değil, bu topraklarda yaşayan herkesin yani atatürk'e göre türk milletinin resmi dilidir. dil bir milleti birbirine bağlayan en büyük bağdır. bu bağ bir şekilde koparsa işte o zaman ülke bölünmeye gider. bu yüzden günümüzde güneydoğuda okullarda türkçe eğitim yapılması hiç de faşist bir uygulama değildir.
sonuca geldiğimizde eurovizyon'a kürtçe şarkıyla katılarak ülke bölünmez. kürtlere yapılan güzel bir jest olur. hem de dünyaya "bakın biz sandığınız kadar kanlı bıçaklı değiliz !" diye bir mesaj verilmiş olunur. kaldı ki eurovizyon'da ülkeler resmi dilleriyle katılmalıdır diye bi şart da yoktur.
1- belçikada flamanlar ve fransızlar yaşamaz. flaman ya da fransız bölücü yoktur.
2- belçika'nın resmi dili flamençe ve fransızcadır. ne yapsın adamlar arapça şarkı söyleyerek mi girsinler yarışmaya?
3- isviçre'de almanlar, fransızlar ve italyanlar yaşamaz. isviçre'de alman, italyan ve fransız bölücüler yoktur. kendi konuştukları dil ile yarışmaya katılmaktadırlar.
4- türkiye'nin kürtlere ödenecek ne borcu varmış acaba?
5- kürtler türklere olan borçlarını nasıl ödeyecekler acaba?
6- ikisini birer kefeye bi koyup bakmak lazım türkler alacaklı mı borçlu mu?
.......sonra da gemiye binip gitmek lazım.. uzaklaşmak lazım.. susmak lazım..........
eurovision a buna benzer olarak türkiyeyi temsilen kardeş türküler katılsın ve kendi şarkılarında olduğu gibi bu topraklar üzerinde yaşayan tüm halkların konuştuğu dilleri içeren bir şarkı ile katılması hayali olabilir. *
avrupa ülkelerinde konuşulan resmi dillerin neler olduğunu bilmeden ahkam kesmeye çalışan sulanmış beyinlerin ayakta alkışladığı zırvalamadır.
belçika'nın resmi dilleri; Hollandaca, Fransızca, Almanca.
isviçre'nin resmi dilleri; Almanca, Fransızca, italyanca, Romanş.
avrupa'ya şirin görünmek için atmadığımız takla kalmadı. hep bu şirin görünme merakı yüzünden geliyor başımıza böyle saçmalıklar. milli güvenlik diye bir şey kalmadı sayelerinde.
türkiye bölünmez bir bütündür. bugün iktidar olanlar bunu savunmasa da, savunacak milyonlarca insan var bu ülke de. her ne kadar, dünya'nın en yoğun kürt nüfusunu barındıran ülke olsa da.
20 sene önce yoktu böyle şeyler, kürtçe'ydi, ermenice'ydi. hep son yıllarda, bunları gündeme getiren bir takım dış mihraklar tarafından bir sorun olarak gözümüze sokuldu. milyonlarca cahil insan bu akıma katıldı ve başımıza bir de böyle boktan sorunlar yaratıldı. sanki başka dertlerimiz yokmuş gibi.
türkiye'de türkçe konuşulur. avrupa birliğine uyum yasaları adı altında türkiye'ye dayattırılan dil serbestliği sonucunda, bir çok insanın duymaktan rahatsız olduğu kolpa bir dille ile türkiye nasıl temsil edilebilir?
eger yeterince basarili bir kurtce sarki juri tarafindan secilirse gerceklesmesinin onunde hicbir engel olmayan guzel dusunce. ama illa bir kurtce sarki olsun diye insanlarin secimini hice saymak da buyuk saygisizlik olur. secilecek kadar guzel kurtce bir sarki elemelere katilsa, eminim ki juri uyeleri bu sarki kurtce diye o sarkiyi elemez.
başarının veya hoş görünün anahtarı olmayacak olaydır. bu bir sihirli çubuk değildir.
olaya müzikal açıdan sokulmak gerekir ise, müzik insanı üç farklı şekilde etkiler;
1) melodik olarak
2) sözleri ile
3) her ikisi, zaten bu tip şarkılar klasik oluyor.
türkçe-ingilizce şarkı olayında, olay bu kadar kültürel bir şeymiş gibi gösteriliyor ise, ben bu yarışmaya batı enstrümanları ile katılmayı sorgularım. madem kültürel ve bizi temsil etmeli, kopuz, tar, saz ve sipsi ile katılalım. bakalım turu geçebiliyormuyuz, demek melodik olarak müziğe milliyetçilik sokamıyoruz. veya folklor ekibi ile çıkamıyoruz.
lisan olarak sokulmak gerekir ise, son 13 senenin birincileri ingilizce şarkı söylemiş. ama hiç biri gidip anglo sakson lehçelerde söylememiş. neden kürtçe ile katılınsın ? türkiye' de kürtçe ile beraber yaşayan bu kültürün insanları denilenleri anlamıyor iken, neden milyonlarca avrupalının kafasında soru işareti uyandıralım? uluslararası bir yarışmada kullanılacak dil, ingilizcedir, çünkü tüm avrupa'da pek çok insanın anladığı bir dildir. türkçe' yi yayma çabaları eurovision ile olmamalıdır, öncelikle okullara türkçe öğretmenleri atayarak olmalıdır. dükkan tabelelarını türkçe yaptırarak olmalıdır vs.
olaya siyasi açıdan sokulmak gerekirse, türkiye' nin kürtlere veya başka azınlıklara borcu alacağı yoktur efendim. adam gibi hayat sürmek isteyen her kürt vatandaşına, okul, sağlık , iş gibi hizmetler her türk vatandaşına olduğu gibi verilmiştir, ancak o dil, türkiye' yi temsil edemez. ülkenin resmi dili türkçe'dir. kürtçe şarkı neden söylensin, lazların, çerkezlerin, boşnakların günahı nedir ? sen bu tezi ortaya sürdüğün zaman, malatya' da koyun gibi kesilen 3 hıristiyan vatandaş için kiliseye gitme zorunluluğun ortaya çıkmaz mı? oda hoşgörü, oda hoşgörü.
Türkiye cumhuriyeti toprakları içerisinde yaşayan Kürtlerin dili olan ve azımsanmayacak Kadar kişinin konuştuğu dil olan Kürtçe ile eurovision'da kendimizi temsil ettirmeyiz, hem sonra yüz verince astarını ister Kürtler diye korkarız, hem olur mu öyle şey eurovison milli bir mücadeledir orada Kürtçe bir şarkı ile garip gelip havaya ateş etmeye utanırız türkün gururuna dokunur böyle şeyler.
Yıllarca kendilerini yok saymak için elimizden geleni ardımıza koymadığımız bir azınlığın dile ile milli mücadeleye katılacağız. Hayalini bile kurdurtmazlar adama. Farklı farklı diller ile katılan ülkelere bakmayın o diller o ülkelerin resmi dili. Türkiye cumhuriyeti topraklarında konuşalan diğer dilleri resmileştirmek mi? Yok daha neler.
Zaten Kürtler Türklere borçludurlar kendilerini aç bırakmak için biz fazladan yedik şimdi diyetisyenlerimizin masrafını Kürtler ödemeli.
Biz batılıyız bir kere ingilizce var okey mi adamım? ingilizce ile katılmaya karşı çıkan yobazdır modern olalım Kürtçe ne inanmıyorum böyle kıro dili iyyyyy.
bre at gözlüklüler. açın gözünüzü açın, biz kurtuluş savaşını emperyalistlere karşı, kürtlerle, lazlarla, çerkezlerle beraber kazandık. hem de kime karşı biliyormusunuz?
eurovision'a katılmanın başlı başına bir hata olduğunu bilmeyen, böyle iğrenç ve kanımca iqsu pek de yüksek olmayan bir kesime hitab eden bir yarışmanın saçmalığını göremeyen, muhtemelen kürt bir vatandaşımızın önerisidir.
kardeşim, bahsi geçen yarışmanın yüzünden türkiye egzotik, ütopik hatta tropikal bir ülke olarak gösterildi yıllardan beri -başımızdakiler sağolsun- avrupa'nın kendini beğenmiş insanlarına, ve şahsen türkiye'nin katıldığı her yurovizyon yarışması benim için bir utanç kaynağı oldu. şahsen kendime küfredilmiş gibi hissettim. şimdi sen gidip "kürtçe şarkıyla katılsın türkiye" diyorsan, kürtlere küfür etmiş olmaz mısın? en azından benim gibi düşünenlerin gözünde olursun birader...
kaldı ki, avrupa'nın o her şeyi en iyi bildiğini sanan halkı muhtemelen o şarkının kürtçe olduğunu bile bilmeyecek, türkçe sanacaktır. senin de eline bir şey geçmeyecektir. hatta zaten araştırma özürlü avrupalılara büyük bir dezenformasyon yaşatacaktır. he ama yarışma eurovision değil de, ne bileyim, "japanvision" falan olsaydı, amenna.