filistindekilerin bize mektup veto edin isteklerini dile getirmelerine rağmen türkiyenin veto etmemesi durumudur.
bunca laf söylenmişken, bunca tavır alınmışken ve israile karşı nefret belirginleşmişken türk halkındaki, geriye atılan bir adımdır. bariz bir hatadır.
şu müslüman demokrat olarak adlandırabileceğimiz insanlardaki hayalperestliğe hasta oluyorum.
neden amuğa gomadık, dağıtaydık, rest çekeydik hayallerinizi sağa sola saçarken cidden bir saniyeliğine bile olsa türkiye'nin ve hükümetinin tam bağımsız şekilde karar verebilecek yapılar olduğuna inanıyor musunuz?
daha da önemlisi ne düşündüğünüzün bir önemi mi var sanıyorsunuz sayın istatistikler?
halkın canı çekince, israil veto yiyecek.
tabi, tabi.
dış politikada diğer aktörleri denkleminize katmak nasıl kaçınılmaz ve doğası gereği ise, muhafazakar toplumların da uydu hükümet sahibi olması siyasetin doğası gereğidir.
muhafazakarlardaki kibire gel hele!
hem cinlere inanacaksınız hem de bağımsız olacaksınız.
önce de ki; neden işbirliği yapalım araplarla, bunlar ihanet etmedi mi bize, kodumun arapları, neden asker gönderiyoruz bize ne... bunları söyledikten sonra israil'in lehine bir karar verildiği zaman da ortalığı ayağa kaldır. eee ne istediğini biliyor musun sen? bence hayır. bu ne ikiyüzlülük arkadaş?
herşeyi geçtik, israil'den bahsediyoruz. dünyadaki en büyük iki devletten birisi. ülke olarak ne kadar büyürsek büyüyelim, biz henüz sadece türkiye'yiz. ve son 10 yıldır değil yıllardır bağımsız değiliz.
spora göre değil skora göre yorum yapan spor gazeteleri yazarlarını örnek alan sözlük yazarı zannıdır, zira neyin niçin yapıldığını bilmeden "aha bak burda ne yapmış ahahaaa haaaaa" dersen yarın çok utanırsın, ama utansan da "evet haklılarmış" demessin o da ayrı bir başlık konusu tabi.
hükümet ile iyi geçinen ve muhafazakar kimliği ile bilinen bir çok gazeteci tarafından da eleştirilen durum olmuştur. örneğin yeni şafak gazetesi yazarı hakan albayrak, olayı "oecd..israil...utanç" başlığı ile kaleme almıştı.