Doğruluk payı yüksek olan söz.
IMF batmıştır. Yardım ettiği ülkelerden bir tek Türkiye ayakta kalmıştır.
Çünkü ekonomi içerisinde arz ve talepten çok daha fazla değişken mevcut. Hala okulda öğrendiklerini uyguluyor bu garipler. Amaç, fona katkı saylayanların istediklerini dikte ettirmekten öteye gidemiyor bir yerden sonra.
ahh ulan ah zamanında adamlara adeta yalvaranlar nerede şimdi dilediğini yapan yöneticiler nerede. bazı kör andavallar görmezden gelir ya neyse. onlar da anlayıp hak verecekler bir gün. temennimiz çok geç kalıp pişman olmamaları.
olsun yine de alınır o borç, çünkü onların bize ihtiyacı vardır belki. yıllarca bunu söylemedik mi kendimize; ''bizim ab' ye ihtiyacımız yok ki olüum onların bize ihtiyacı var lan''
bütün dünya devlerinin, G20 ülkelerin düşündüğünün aksine türkiye bu sene imf yle anlaşma yapmamıştır. hükümetin gerekçesi belediyelere ayırdıkları bütçeye kadar devletin işine burunlarını sokabilecek olması. ben samimi buluyorum bu açıklamayı ve türkiye'de bulunan başta tüsiad gibi komisyonların anlaşma merakının, 'ekmek elden su gölden' hedesinden başka birşey olduğunu da sanmıyorum. kuru para olsun da, 'biricik' işadamlarımız ellerini taşın altına koymasınlar. yok efendim. kalkınacaksak hep beraber.
şimdi sapasağlam bir adama, yüzün sararmış, betin benzin atmış, hasta gibisin deyip teraneler atarsan, elinde aynası olmayan bu adamın tansiyonu çıkar ve her tavsiyenizi dinler. dünyanın türkiye'ye de yaptığı budur. abd sözde ermeni tasarısını kabul eder,obama yunan isyanını över ve 'sizi yanlız bırakırız hee' ültimatomunu verirken dış basın türkiye imf yle anlaşmazsa batar, gidişat iyi değil diyerek avcunun içine alma çabası içinde..ama artık türkiyenin elinde aynası vardır ve kendisine çevirerek gayet sağlıklı olduğunu anlayabilmektedir.
doğru ancak eksik bir kavramdır. aslolan ülkenin kendi kaynakları ile üretimi ve ödeyeceği kadar borçlanabilmektir.
bugün için ülkenin yaklaşık 500 milyar $ borcu olduğu düşünülürse...
önce türkiye nin imf ye ihtiyaci yok diye bağıcaksın ama öyle uluyacaksın ki seni marstan bile duyacaklar insanların akıllarına kazıyacaksın yürekli adam bak oy verdiğimiz * yöneticiye diyecek herkes.
sonra kuyruğunu kıçına sokup karıncaları rahatsız etmeyecek bir sessizlikle el altından bir ton taviz ve bir o kadar yasa çıkartacağı sözünü verip imf ile anlaşacaksın sessizce lazımdı yaptık diyeceksin sakin sakin hiç bir şey yokmuş gibi.
ama insanların aklında senin haykırışların kalacak oy vakti gelince ona göre değerlendirileceksin.
demek ki neymiş nerde bağıracağını nerde susacağını bileceksin ki insanları kandırabilesin.
ilk önce tayyip amca "imf'ye ihtiyacımız yok" diye yırtına yırtına bağırıyordu. bu demek oluyordu ki, bir süre sonra kuzu kuzu kıvırıp anlaşma imzalayacaktı. keza öyle de oldu. yavşayıp, imzalama pozlarına girdi.
tabi var ki, başbakanımız imf yetkilileri ile görüştü borç para almak için. nasıl geri ödeyeceğimizi de hesaplayarak, bazı ürünler de kdv yi yükseltme şartı öne sürdüler. yani alınacak borcu kdv yoluyla vatandaşa ödetecekler. ülkemizde üretim düşük tüketin ise yüksekse borç alarak yaşamaya mahkumuz. borç parayı da imf den almak zorundayız bunun lamı cimi yok. ekonomi den bi'haber kahramanların atıp tutmasıyla olmuyor neyazık ki.
vakti zamanında imf'in bir dediğini iki etmeyip, siyasal rant uğruna iliğimizi kemiğimizi kurutmalarına izin veren büyüklerimizin* yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte meydanlarda bir william wallace edasıyla haykırdıkları söylem. hem de içinde bulunduğumuz küresel mali kriz nedeniyle dünyanın en büyük ülkeleri bile imf'ye göz kırparken.
ha içinde bulunduğumuz koşullarda imf'le masaya oturmanın doğru veya yanlış bir karar olabileceği tartışılabilir olsa da tabiri caizse meydanlardan imf'e racon kesmenin sahte bir kahramanlıktan başka bir şey olmadığı yadsınamaz bir gerçektir...
her an degismesi beklenen soylev. zira genel duruma goz onune alinirsa; bu soylev dogruysa eger, ben halisulasyon dolu bir dunyada yasiyorum dedirtiyor insana... *
hangi amaçla söylendiği meçhul, halbuki türkiye'nin imf'ye ihtiyacı olduğunu, dahası bağımlı olduğunu, bu göbek bağını kendi eliyle kesip atamayacağını bu sözü söyleyen yetkililer de biliyor.
kısaca; akp hükümetinin kendi ekonomi programının bulunmadığını, dahası herhangi bir ekonomik vizyona sahip olmadığını, ve daha daha dahası ülke ekonomisini idare edecek ne kadroya ne de zihinsel kapasiteye sahip olmadığını hesaba katarsak; bunun üstüne 2001 krizi sonrası gökten inen mesih derviş'in ekonomi programının takipçisi olduğunu da eklersek türkiye'nin imf ile daha uzun yıllar kol kola yürüyeceğini söylemek zor olmaz.
büyük resme iyi bakın, son 1,5 ayda ülkeden çıkan sıcak para 10-15 milyar dolar arası. cari açık sınıra dayandı, sıcak para da kaçmaya başladığına göre cari açığı neyle finanse etmeyi düşünür bu pek akil yetkililer. üreterek katma değer yaratarak ihraç ederek elde ettiğimiz dövizle mi? peki cari açığı geçtik, 400 milyar dolara yaklaştığı söylenen toplam borç stoğunu neyle nasıl kapatacaklar. var mı cevap verecek delikanlı?