öyle taklitle olacak iş değildir bir ülkeyi geliştirmek. osmanlı da bunu yapmaya çalışıyordu başaramadı, türkiye de yapmaya çalışıyor hala başaramadı. yüzyıllar boyunca biriken bir tarih, kültür ve bilim var avrupa'da. rönesans, reform, fransız ihtilali, sanayi devrimi vb. bunları yaşamadan avrupa'da var olan bilim ve kültürü bir topluma enjekte edemezsin, yan etkileri olur; şu anki gibi devletin her ülkenin kapısında teknoloji dilenerek sürünür.
yapılacak büyük inkilaplar yüzeysel değil öncelikle temelsel olmalı, yabancı devletlerin yaptığı tarzda değil kendi halkının kültürünün gerektirdiği tarzda yapmalısın bunu. aksi takdirde toplum reddeder, diretmeye kalkarsan isyanlar çıkar. bunun için en başta yapılacak olan şey millete kendi benliğini hatırlatarak tekrar dirilmesini sağlamaktır. bu diriliş sonrasında devlet ve toplum el ele bir harekete girecek ve yapılan inkilaplar halk temelli olacak. işte bu ilk adımı attıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
ikinci sıradan da eğitim sisteminin eksiklerini gidermek gelmektedir. türkiyenin ihtiyacı olduğundan fazla üniversite mezunu verip işsizlik oranını arttırması bu eksiklerin en büyüğüdür. olay beyin gücü-iş gücü oranını korumakta yatmaktadır. belki karşı çıkanlar olabilir fakat sayılı üniversiteye geleceğin aydın beyin güçleri alınarak yetiştirilmeli, geri kalan kısım ise becerilerine göre çeşitli iş alanlarına dağıtılmalıdır. bu sayede hem bilim gücü yüksek ve beyin göçü vermeyen bir devlet, hem de üretimde iş gücü eksikliği çekmeyen üreten bir devlet konumuna gelmiş olacağız. kendi kendimizi idare ettiğimiz bu nokta, hep o sözü edilen tam bağımsızlık noktasıdır.
tam bağımsızlık sağlandığında ülke kendi ayakları üstünde dışa doğru dimdik durabilecek bir duruma gelmiş demektir. büyük ülke olmak büyük sorumluluk gerektirir. bu sorumluluk kararlı ve tuttuğunu koparan bir devlet olmaktan geçmektedir. dış politakada tırsak, çekingen tavır bırakılarak, ciddi, kararlı, başı dik ve söz geçiren bir politikaya geçilmelidir. (ecevit'in kıbrıs harekatını önlemek isteyen amerika'yı tehditi bunun en güzel örneklerindendir.)
işte o zaman türkiye'yi dünyanın bir süper gücü olarak tanımlayabiliriz.
her vatandaşın düşünmesi ve en azından bulduğu çözümlere yönelik biraz çaba harcaması gereken konu.
-büyük büsbüyük uluslarası şirketlerimizin olması lazım ,
-beyin göçünü engelleyip tam tersine beyin göçü alabilmemiz lazım,
-kültürümüzü,dilimizi,dinimizi korumamız başka ülkelere özenerek değil kendi özümüze dönerek bir karakter hem ülke hem kendimiz açısından yaratmamız lazım. ***
