“Türkiye'ye ağır darbe olacağını, çünkü Türkiye'nin Dünya Bankası ve Avrupa imar ve Kalkınma Bankası'ndan (EBRD) en çok borç alan ülke olduğunu belirtti. Geçen yıl EBRD'den 1.8 milyar dolarlık kredi aldığını hatırlattı.”
. . . türkiye iflas etmez. Memoranduma gitmez. bu ekonomik sistemle ölmez ama sürünürüz. Dış borcumuz belli bir noktaya gelince, ödemeler dengesi alarm verince dış krediler kesilir, ülkede bir kaos ortamı oluşur, dış ülkelerden bir türk başımıza kurtarıcı atanır. Senelerce peynir ekmek yiyip, reisimize dua ederek bu krizi de atlatırız.
. . . şu an ki ekonomik sistem kamu gelirleri eli ile yandaş bir burjuva sınıfı yaratma üzerine dizayn edilmiştir. Kamu gelirleri peş keş çekilmekte, kamuda liyakat esası yok edilmektedir. Bu o boyuta gelmiştir ki bakanlar kurulu bile liyakat yerine biat esası ile oluşturulmuştur.
. . . Türkiye'ye ne mi olur. Türkiye'ye hiç bir şey olmaz. Türkiye'den de hiç bir şey olmaz. Böyle gelmiş böyle gider. Zaten biz de fakirliğe alıştırıldık bize de koymaz.
Arkamızda fabrikalar doğal Kaynaklar olmadıgı için doğru olan haberdir. Fetöcü felan demiş birileri. Şu anda 2004 seviyesine geri döndük 14 yıllık devletin ve halkın tüm kazanımları son 7 yıllık yanlış politikalar sonucu yitip gitti. 2003-2002-2001-2000-1999 geri sayıları yapılıyor şu an. 2001-1999 yıllarında 2 büyük kriz var açıkcası.
