bunu tüm dünya halklarını içeri alarak genişletmek gerekiyor, o dizilerde özenip yaşamayı hayal ettiğimiz bütün ülkelerdeki gençler için de aynı sıkıntılar geçerli. çevresinden habersiz, en basit sorununda dahi çözüm üretemeyen, tek amacı daha fazla içki içip. uyuşturucu kullanıp, daha fazla sevişmek isteyen gençler tüm ülkelerde ezici çoğunlukta. uyuşturucu kullanımı 12-13 yaşlarda inmiş ve 15 yaşında kullananlar bir hayli fazla, özellikle çek cumhuriyeti, polonya gibi ülkelerde
bazılarının "tahminini değil temennisini" yansıtmaktadır, "madem benim oy verdiğimi başbakan seçmiyor bu ülke, o zaman yıkılsın" diye düşünen dangalakların temennisidir, neyseki hızla sayıları azalıyor ve ben gelecekten gerçekten ümitliyim.
hem o ümitsiz bedbahtlar göremiyormu ki; şu son 10 seneye kadar onların içinde bulunduğu hiçbir sistem çalışmadı, sürekli erken seçimlerle ve krizlerle anılan bu ülkede, iyi şeyler olmaya başladı,
nedir bu sizdeki memnuniyetsizlik? nedir gerçekten korktuğunuz şey? ya da şöyle sorayım, sizi korkuttukları hangi şey gerçekleşti bu ülkede?
öncelikle doğru bildiklerinizin size anlatılmış yalanlar olduğunu bilin, bu ülkenin "on yılda onbeşmilyon genç yarattık, demirağlarla ördük ana yurdu" diye hazır ol'da marş söyleyerek değil gerçekten demir ağ yaparak, ya da, yapmaya bi yerden başlayarak gelişmiş ülkeler arasında gireceğini unutmayın.
her ne kadar başbakanın anlık çıkışlarıyla dış politikada başarılı olduğumuzu düşünsekte durum göründüğü gibi değildir.
zira; avrupaya, amerikaya, israile muhtaç durumda olduğumuz muhakkaktır. tarım ve hayvancılık en önemli geçim kaynağı olan anadolu, dışarıdan angus getirtmektedir.
davosta ayar verdiğimizi sandığımız israil, şu an en fazla ticaret yaptığımız ülkelerden birisi.
dış politika zaten böyle boku yemiş durumdayken, içerde de başarılı olduğumuz söylenemez. işsizlik almış başını gidiyor. eğitim sistemi batmış durumda. genç nesil sınavlara olan güvenini kaybetti. devletin içinde kadrolaşmalar eskisine göre çok çok arttı. özelleştirmeler zaten apayrı bir konu.
açılım konusunda atılan adımlar bir sonuca ulaşmış değil. 2 yıldır 'açılım açılım' diye başımızın etini yiyenler 30 tane teröristin dağdan davul zurnayla indirilmesinden bu yana hiç bir yol katedemedi.
kısacası, eğer türkiyenin geleceğinden bahsedeceksek, biraz gerçekçi olmalı ve ampülden gelen karanlığın farkına varmalıyız.
geçmişteki türkiye birbirine ,ülkesine ,bayrağına sıkı sıkıya bağlı bir ülkeydi.
keşke insanlarımız şimdi de öyle olabilse.
baksana sözlük keşke diyorum. keşke!
aslında benim aklımda çok güzel fikirler var.
reklamların içine de ülkemizi coşturucak sloganlı reklamlar yapılsa ne güzel olur.
insanların içindeki türklük çıkar belki. benimki de bir umut işte.
biliyorum her şey o türklük o insanlık o güç içimizde.
hemde damarlarımızdaki asil kanda...