40 yas ve alti, yani teknoloji ve bilgi cagina dogmus, gelecege dokunabilecek ceviklikte ve adaptasyon yetenegi guclu grupta sadece 80 milletvekilimiz varmis. yani toplam milletvekili sayimiza baktigimizda sadece 13% yapiyor. Yani kendi kisisel bakis acima gore bizleri temsil etsinler, bizlerin adina karar alsinlar, gelecegimizi planlasinlar diye sectigimiz bir grup insanin 85%lik kismi goreceli olarak gunun getirdiklerinden uzak, daha eski moda bir gecmiste bilgilerini sekillendirmis insanlar. bana gore hic milletvekili olmamasi gereken bir yas grubu olan 60 yas ve uzerinde ise milletvekili sayimiz ise 102 imis, 17%ye karsilik geliyor.
diger taraftan kadin milletvekili sayisina baktigimizda ise bu sayinin ne acidir ki sadece 100 oldugunu, yani 17%ye karsilik geldigini tespit ediyoruz. kendisini modern dunyanin temsilcisi olarak goren; hak, hukuk ve adalet savunucusu CHPde ise bu oran 12% (toplam 16 kadin milletvekili).
belki de 1980 ve sonrasi dogumlular olarak ulkeye en buyuk ihanetimiz siyasete girmemek ve onceliklerimiz arasinda kendi bencilligimizi ve bireysel mutlulugumuzu en tepeye koymak oldu.
Yıllık maliyeti 400 milyon lirayı bulan sırtımızdaki kambur milletvekilleri mi, Edirne'den Hakkâri'ye karın tokluğuna çalışan işçilerin, askerlerin ve yoksul köylülerin devrimci komite ve konsey örgütlenmesi mi? Türkiye'nin geleceği ikisi arasındaki iktidar ayrışmasına bağlı.
dine dayalı bir yönetimle insanlar yönetilecek. iran tarzı. içkiyi zinayı tam anlamıyla yok edemeyecekler.
halk fakirleşecek. fakat fakirleşme yavaş yavaş olacağı için zaten algısı zayıf olan halk bunun farkına varamayacak.
eğitim kalitesi gittikçe düşecek.
sosyal demokrat kesimin sesi cılızlaşacak. imkanı olanlar yurt dışına kaçacak.
ne izmir kalacak ne eskişehir.
sürekli bir düşman bulacaklar bir gün amerika olacak başka bir gün çin olacak düşman ama illa dış mihrak...
ülke silahlanacak güçlü görünecek halk fakir olsa da "Allah dövletimize zeval vermesin" diyen açlıktan ağzı kokan insanlar sayesinde ülke ayakta kalacak ve bu böyle devam edecek.
ülkemizde yaşanan ekonomik, siyasal, sosyal gelişmeler ve ortadoğu'daki savaş iklimi ile diğer devletlerle olan stratejik ortaklıklara göre şekillenen gelecektir. bir ülkenin geleceği hakkında tahmin yürütmek oldukça derinlemesine bir analiz yapmayı gerektirir. ancak mevcut gelişmelere bakarak ülkemizin huzurlu bir geleceğe doğru ilerlediğini söylemek pek de gerçekçi bir tahmin olmaz. tabii ki tüm olumsuzlukları ortadan kaldırıp gidişatı değiştirmek ve terör belası gibi sorunlardan kurtulmuş aydınlık bir türkiye inşa etmek her zaman olduğu gibi ülkenin geleceğine yön verenlerin elinde! aksi takdirde vaziyet iyi değil...
