artık umutla ileriye bakılamayan noktadır. söyleyecek o kadar çok şey var ki. cemaat bu ülkenin yargısını da, polisini de, devlet dairelerini de ele geçirmiştir. ordu pasifize edilmiş, artık gık diyecek hali kalmamıştır. devlet eliyle bu ülkeye davet edilen teröristler habur'dan içeri davullu zurnalı girmiş, kurulan seyyar mahkemelerde ilk başta serbest bırakılmış, sonra bakmışlar ki açılım bir tarafa giriyor, 180 derece dönüş yapılmış, tekrar yargılanmışlardır. kadına mal gözüyle bakılmaya başlanmış, tecavüzcüler serbest bırakılmış, doğum kontrolu teşvik edileceğine 3 çocuk önerileri yapılmıştır. eğitim sistemi değiştirilmiş, 4+4+4 zırvalığına geçilmiş, laik ülkenin devlet okullarına kuran-ı kerim seçmeli ders olarak konmuştur. öğretmenler hala atanamamış, memur ve işciye doğru dürüst maaş zammı bile verilmemiştir. mahalle baskıları gün be gün artmış, kendilerinden olmayanlar fişlenmiştir. basılmayan kitaplar bile artık suç olmuştur bu ülkede. ihale ve rant paylaşımları artık belirli kesimlerin elindedir. farkında değil misiniz üzerinizdeki baskının ? açın artık şu lanet olasıca gözlerinizi, algılarınızı.
ikinci cumhuriyet diye adlandırdığımız, 12 eylül 1980 faşist darbesi ile başlayan, ülkenin abd'ye tam bağımlı, kapitalizme tam tekmil uyumlu, dinsel taassubun ve gericiliğin tahakkümünün azami seviyede olduğu bir sürecin tepe noktasına gelmiş bulunuyoruz sözlük.
artık buradan sonra kurtuluş üçüncü bir cumhuriyet için, sosyalist cumhuriyet için birleşmek, bunun propagandasını yapmaktan başka yolumuz yok! daha aşağısı kurtaramayacak bizi.
tipki cumhuriyetin hemen oncesindeki donem gibidir. gosterme bir demokrasi, cahil halk, burjuva sinifi, kadinin hayvan kadar degeri yok. Dikdatorluk sisteminin temellerinin atildigi noktadayiz, halki temsil etmesi icin sectiklerimiz halki yonetmeye kalkisiyor, kimseden ses yok. basbakan saygisizca, insanlarin hayatlarina burnun sokmaya, kole, cahil bir toplum yaratmaya calisiyor, ses yok.
siyasilerin sanata ve düşünceleri ifade etme hakkına kadar karıştığı (tiyatrocular devletin parasıyla devleti eleştiriyor özelleştiriyoruz),
ülkenin yabancıların toprak alımına gün be gün daha çok taviz verdiği,
devlete ait ve insan gücünü sömürmeyen ucuz ve kaliteli üretim yapan her şeyin özelleştirildiği,
icraat yapıyoruz denilerek ancak yol bozulup yapıldığı,
belediye başkanının eşine dostuna ait fabrikaların ürettiği kaldırım taşları döşensin diye şehirlerin sürekli kazı çalışmasına ve peyzaj düzenlemesine maruz bırakılıp biz çalışıyoruz imajı verildiği,
dinin kişisel değil toplumsal ve siyasal bir mevzu haline getirildiği
ortaöğretimde örgün öğretimin zorunluluğu kaldırılarak ve lise çağında kızların en az 30unu devirmiş adamlara satılmasının önü açılarak yasallaştırıldığı
sokaklardan çift kişilik koltukların toplatıldığı, sokak müzisyenlerinin kısıtlandığı ve yasaklanmak üzere olduğu
bir noktadır.
Yandaşların geçim sıkıntısı, devlet tarafından göreceği haksızlık, lüks otomobiller alamama, ahlak polisliğine soyunabilme, herkese söz söyleme hakkını elinde bulundurabilme, özgürlüğü, eşitliği ve insanlığı savunmak yerine sırf çıkarları olduğu için yandaş olmayı seçmiş olan canlılar topluluğunun nüfusun önemli bir bölümünü oluşturmaya doğru gittiği noktadır.