türkiye nin en önemli, en güzel, en modern, en havalı şehrinin istanbul olmasıdır. hatta istanbul'da yaşamayanların, türkiye'de yaşıyorum diye ortada dolanmamaları rica olunur. almanya futbolu için bayern münih takımı neyse türkiye için de istanbul öyledir işte. istanbul türk modasının da başkentidir. burada moda olan herşey, en az 3 ay sonra anadolu'ya yayılmaktadır. yabancı bir kişiye türkiye'nin başkenti neresi diye sorulsa, eğer coğrafya bilgisi çok yüksek değilse ankara demez. isterseniz deneyebilirsiniz. istanbul'un o tarih kokan, daracık sokaklarında, birbirine bitişik evler arasında geçerken tarihi şekillendiren bu şehrin önemini sebepsizce farkedersiniz. istanbul bir başkadır. denize karşı oturup martıların çirkin sesini dinleyip, simit yerken alınan tadı hiçbirşeyden alamazsınız. güzel bir işiniz, mutlu bir kişiliğiniz varsa dünya'nın en güzel şehrinin istanbul olma potansiyeli de çok yüksektir. ayrıca türkiye'nin neredeyse herşeyi olan futbol'umuzun 3 büyük takımı da istanbul takımıdır. 15 milyona yaklaşan nüfusuyla ayrı bir ülke tadındaki bu şehir için çağ açıp kapatılmıştır. tarihin en önemli şehridir. hatta o kadar ki, napoleon "bir gün dünyayı fethedersem başkenti hiç tereddütsüz istanbul olacak" sözü herşeyi açıklamakta. 2 kıtayı birbirine bağlayan, dünyanın en güzel camilerini içinde bulunduran, dini açıdan en özgür şehirdir istanbul. türkiye sanıldığı gibi ankara'dan değil, istanbul'dan yönetilir. bu yönetim resmi değildir. şöyle ki, ankara, bursa, diyarbakır gibi illerimizdeki mafya faaliyetleri istanbul'un yanına bile yaklaşamaz. istanbul'dan emir alınır. bu yönüyle de türkiye'nin en güçlü ve en önemli şehridir. iyi birşey diye anlatmıyorum tabi ama "biz bilmemnerenin çocuğuyuz ayık ol" tarzı konuşmaları, istanbullu olmayanların yapması da ayrıca komik tabi.
(bkz: 36 il gezen yazarın raporu)
toplam 9 kere vilayet değiştirip buralarda yaşamış(gezdiklerimi saymıyorum bak) ve bunun 3 seferi istanbul'da olan birisi olarak söylüyorum ki doğru önerme. zaten şu an da da hayatımın anlamı istanbul'dayım.
--spoiler--
sen türkiye'sin evim barkım köyüm obam türkiye
o senin çift çarşılı harp görmüş şehirlerin
sahilde mersin yayla türküsü Konya
adana'nın yolları taştan yola çıkıp maraş'tan
ezanla birlikte vardık bir akşam urfa'ya
bursa'nın ya bursa'nın ufak tefek taşları
uçan yıldızı dondurur ardahan'ın kışları
erzincan'da bir kuş var kanadı gümüş pul pul
ve göğe kılıç gibi çekmiş minarelerini
şehirler padişahı canım istanbul
--spoiler--
tamamen sevmekle alakalıdır. vizontelede belediye başkanı rolünde ki altan erkeklinin deyimiyle ; 'burayı seversen burası dünyanın engüzel yeridir, ama dünyanın en güzel yerini sevmezen orası dünyanın en güzel yeri değildir. '
istanbul bir kerhanedir yeğenim.içeri girersin,başlarsın iş yapmaya,keyif almaya. zannedersin ki çok kazançlıyım. sonra birileri getirir önüne bir senet koyar. istemiye, istemiye bir ömür bu kahrı çekersin. bu şehirden kurtulamazsın. henüz bu seneti imzalamamışken, aha benden sana dayı nasihati ; ananın yanına dön.
yanlış bir önermedir. çünkü daha izmir görülmemiştir,yaşanmamıştır,konuşulmamıştır...
sahilde yürüyüş yapılmamış,insanların ne kadar güleryüzlü olduğu daha görülmemiştir. otopark a para vermemenin keyfi sürülmemiştir daha. karşıyaka ya göztepeden 25 dk. da geçilmemiştir henüz.
henüz kahvaltıda boyoz yenmemiş,akşam kordonda bira yanında midye yenmemiş,çeşmede kumrucu şevki ile daha tanışılmamıştır.izmir yaşanır. güneşli bir gününde ılık havasıyla izmir ile sevişme isteği uyandıran yegane ilimizdir.
