'' türkiyenin değil dünyanın en büyüğü fenerbahçedir '' diye düşündüren cümledir. şimdi bu bazılarının zoruna gidebilir lakin zoruna gidenin borusuna gitsin hacı.
benim takımım uefa kupasını almadı ama büyüktür, benim takımım şampiyonlar ligi kupasını da almadı ama büyüktür. benim takımım galatasarayı 6 0 yendi diye büyük değildir, benim takımım herşeye rağmen 35 milyon taraftarı olduğu için büyüktür, benim takımım diğer bütün takım taraftarlarının buraya gelip zırvalamasına sebep olduğu için büyüktür.
o yüzden diyorum ki; siz fenerbahçe hakkında konuştukça biz her geçen gün daha da fazla büyüyoruz. bize fenerbahçeli olmanın ayrıcalığını yaşattığınız için teşekkürler hepinize.. *
Başından sonuna kadar saçma bir onermedir. Bunu söyleyenler elexin hagiden daha büyük olduğunu söylerler. Ama bilmezler denizlide 5 kopekten 3 tanesinin ismi alex. Tek üstünlük bu olsa gerek.
uefa kupası boktan ; yaeee göteborg bile almış amuğa koyim teneke o yeaaa.
türkiye kupası boktan ; yeaa onu herkes alıyo zaten, önemli olan lig amuğa koyim yeaaa.
şampiyon klüpler kupası boktan ; yea ezik o amuğa koyim ezik, bok pis kaka yeaaa.
eee ne kaldı geriye ? 100 senelik general hööringtın kupasıyla övün, uefa ya bok at ne iş ?
not: 2004 senesinin şampiyonlar ligi çeyrek finalisti olan Deportivo La Coruña'luyum. ispanya'nın en aktüyeelll takımız yeaaa.
--spoiler--
şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkamayan takımlara verilen kupayı bir kenara koyalım. hem türk takımlarının şampiyonlar ligi'nde başarılı olmadığını söyleyip, her yıl şampiyonlar ligi'nde takımları çılgın atan bir ligin orta sınıf takımının yıllar önceki başarısından dem vurmak nasıl bir komedidir? ayrıca o yüz senelik kupadan sizden başka söz eden yok be kardeşim.
bir de demez mi takımın bir kere başarılı olmuş, onun dışında sıfır çekmiş diye. ya ben mi bilmiyorum yoksa galatasaray her yıl avrupa kupası mı kazanıyor? komik te değil, acıklı.
pratikte var olamayan teorilerle örtbas edilmeye çalışılan büyüklüktür.
şimdi muhasebeye giriş ağzıyla bilanço aktifinden, duran varlıklardan bahsetmeyi bırak ta söyle. sen nasıl oluyor da gelir - gider açığı en düşük olan, her maçta en yüksek seyirci hasılatına oynayan, forma vb. merchlerden en yüksek geliri her yıl elde eden fenerbahçe'nin galatasaray'dan ekonomik olarak daha kötü olduğunu iddia edebiliyorsun? madem takımının bu kadar değerli arazileri vardı da, devletten stad dilenen yıllarca stadı bitiremeyen ve ücreti ödenmeyen işçilerin fenerbahçe bayrağı açmakla tehdit ettiği kepaze takım senin takımın değil mi? kusura bakma ama sadece avrupa'da değil, dünya'nın herhangi bir ülkesinde bir futbol takımı yetiştirdiği oyuncuyu türk ligi'ne yollamayı aklından geçirirse, masaya oturmak için tercih edilen ilk takım fenerbahçe'dir. hatta bunu en iyi sizin bilmeniz lazım. gerçi suç senin değil, seni ''şirket birleşmesi ile borçlarımızdan kurtuluyoruz'' diye kekleyen, takımını spor kulübü olmaktan çıkarıp sadece futbola yatırım yapan*, kulübünün kasasını ve itibarını küçülten, amatör branşlarda başarıyı hayal bile edemeyen başkanında. kısaca her branşta fenerbahçe türkiye'nin en büyüğüdür.
ekonomi komedisini bir kenara koyalım. 3-5 maçla çeyrek finale çıkılan ve adı sanı duyulmamış onca takımın destan yazdığı şampiyon kulüpler kupası'nı günümüzdeki şampiyonlar ligi ile bir tutmak nasıl bir ezikliktir? en yüksek puanı alan takıma 0 çektiler diye çemkirmek nasıl bir acziyettir? göteborg'un dahi aldığı uefa kupası nasıl oluyor da bir takımı dünyanın zirvesine çıkarıyor? yani iyi ya da kötü illa bir kupa alan takım büyük takımsa, galatasaray avrupa kupası almamış chelsea'den daha mı büyük? buna kargalar bile güler. büyüklük mevzusunu tartışmak sanırım artık anlamsız. üzgünüm ama kimse şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkamayan takımların alabildiği uefa kupasını 10 yıl sonra hatırlamaz. şöhret meselesine gelirsek; interi'i, chelsea'yi ve o övündüğünüz uefa kupasını üst üste 2 kere almış sevilla'yı avrupa'nın gözü önünde derbeder eden ve ilk 8 takım arasına giren fenerbahçe kesinlikle avrupa'da en aktüel türk takımıdır. bunu kabul edemeyene zaten anti-fenerli deniyor.
somut örneklerden kaçan zihniyetin ısrarla ve inatla yenilgisidir.
somut gerçekler acıdır, zordur, kaldıramaz bünyeler...
--spoiler--
10 yılı aşkın süredir avrupa'da esamesi okunmayan bir takımın taraftarı kalkıp, 2008'de şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayan ve türk takımları arasında en yüksek puanı toplamış takıma ''avrupa'da sıfır çektiler, anca bize 6 tane soktular'' diye çemkirecek ve üstüne bir de dünya çapındaki tanınmışlıktan bahsedecek, biz de kahkahayı basmayacağız öyle mi? hele bir de borcunun olmayışı, riva arazisi, gelir kaynakları gibi ekonomik kıstaslarla fenerbahçe'nin karşısına çıkanlara gülünecek bir uzuv sanırım bünyelerde mevcut değil.
aynen dediğimiz gibi, büyüklüğümüz kupa, şampiyonluk vs. büyüklüğü ile ölçülemez. ama 2. büyükler için 2. sınıf kupa ile övünmek çok ta abes değil.
--spoiler--
10 yıl değil 40 yıl esamesi okunmasa bile bir marka değerine ulaşmak, tanınmak, bilinmek bir kereye mahsustur. bir icraat yaparsın ve sonra seni bütün dünya tanır. bu da böyle birşey.
2008'de siz şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynadınız 2001 yılında da biz oynadık. ha sen şimdi iki puan fazla almışsın o'nu mu konuşuyorsun? bak şimdi sana bir tablo göstereyim, bu aşağıda göreceğin tablo türk takımlarının şampiyonlar ligi macerası oluyor... kim kaç kez katılmış gör bakalım * hatta galatasaray ile fenerbahçe'nin oynadığı maçlar ve kazandığı puanlar arasında aritmetik ortalama alıp karşılaştırabilirsin.
TAKIMLAR K O G B M A Y
-- Galatasaray 10 74 19 19 36 73 115
Fenerbahçe 6 40 11 6 23 42 70
Beşiktaş 5 30 8 3 19 22 56
--
Toplam 21 144 38 28 78 137 241
gelelim borç ve özkaynak meselesine... galatasaray'ın bilanço aktifi fenerbahçe'yi yer. bak yer diyorum sen anla gerisini. fenerbahçe'nin borcu yok mu sanıyorsun? riva arazisinin, florya arazisinin değerini biliyor musun? peki bana fenerbahçe'nin aktifindeki kaynakları göstersenize.
işte bak bu somut gerçeklere dayandırarak en büyük galatasaray diyorum ve sizi bir tarafınızdan büyük uydurmamaya davet ediyorum.
edit: bunu da eksiliyorsunuz ya ne diyeyim bilmiyorum ki... bu kadar mı zorunuza gidiyor gerçekleri yüzünüze vurmak, bu kadar mı zor geliyor bunları anlamaya çalışmak... istediğiniz kadar eksileyebilirsiniz, istediğinizi yapabilirsiniz. ama bunları okuyupta halen fenerbahçe en büyük diyorsanız size tek kelime daha etmeyeceğim çubuklu tosuncuklarım.
bir futbol sezonunda 2 maça bakan (gs-fb ve fb-gs) bir fenerbahçelinin düşüncesi
galatasaray en büyük takımsa ve fenerbahçe galatasarayı yeniyorsa fb en büyüktür gibi bişey.üstünlük sadece ikili rekabete mi bakar,diğer branşların yanısıra ulusal ve uluslarası platformdaki durum katılmaz mı?
10 yılı aşkın süredir avrupa'da esamesi okunmayan bir takımın taraftarı kalkıp, 2008'de şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayan ve türk takımları arasında en yüksek puanı toplamış takıma ''avrupa'da sıfır çektiler, anca bize 6 tane soktular'' diye çemkirecek ve üstüne bir de dünya çapındaki tanınmışlıktan bahsedecek, biz de kahkahayı basmayacağız öyle mi? hele bir de borcunun olmayışı, riva arazisi, gelir kaynakları gibi ekonomik kıstaslarla fenerbahçe'nin karşısına çıkanlara gülünecek bir uzuv sanırım bünyelerde mevcut değil.
aynen dediğimiz gibi, büyüklüğümüz kupa, şampiyonluk vs. büyüklüğü ile ölçülemez. ama 2. büyükler için 2. sınıf kupa ile övünmek çok ta abes değil.
bir tosuncuk olarak soruyorum?acaba fenerbahçe spor klubü,çok pardon spor diyorum,acaba fenerbahçe spor klubü,şükrü saraçoğlu stadyumu'nu yapmasaydı,o statçığı maketten gerçeğe dönüştürebilecek miydiniz?öyle bir vizyona sahip miydiniz?
inanmak başarmanın yarısıdır derler ya, işte onu yalan eder bu başlık efendim.
hayır ciddi ciddi inanıyorlar, sonra pendik mendik çakıyo gönderiyo bunları, ağlaşıp duruyolar sonra *
iddiadır, kanıtlanmadıkça da yalanın ta kendisidir.
türkiye'nin en büyüğü galatasaray'dır. bunu kanıtlarım.
büyüklüğün tanımı nedir? bir kulübün büyüklüğü ne ile ölçülür? kupalar, başarılar, ülkesine katkısı, avrupa'da ve dünya'da tanınmışlığı, borcunun olmayışı, gelir kaynakları, bilanço aktifindeki değerleri, şampiyonluk sayısı v.s. v.s.
"fenerbahçe'nin büyüklüğü ne kupa büyüklüğü falan filan..." yalanını söyleyip kenara çekilmeyin sevgili çubuklu tosuncuklarım. üçüncü paragrafta büyüklüğün tanımını sordum, bir kulübün büyüklüğünün ölçülmesi için gerekli kıstasları sundum. ve bunu somut olarak ortaya koydum.
evet sevgili çubuklu tosuncuklarım. somutluktan bahsediyorum size. somut gerçeklerden... elle tutulur, gözle görülür gerçeklerden bahsediyorum size, bu gerçeklerden hiç bir zaman kaçamayacaksınız.
büyüklük ezeli rakibini 6-0 yenmek değildir ya da avrupa'da sıfır çekip tarihe geçmek hiç değildir...
eğer büyüğüm diyorsanız, bunu ispat edeceksiniz. ortaya bir şey atıyorsanız buna önce kendiniz inanacaksınız sonra bir başkasının inanmasını bekleyeceksiniz bunu yapamazsanız bir diğeri size ancak ve ancak bir tarafıyla gülecektir ki ben şu an aynen o'nu yapıyorum ve bundan büyük zevk alıyorum.
ama bizim uefa kupamız var... evet, bizim uefa kupamız var, üstüne süper kupamız var, üstüne sizinki kadar türkiye şampiyonluğumuz sizden kat be kat türkiye kupası'na sahibiz. riva arazisinden, florya arazisinden bahsetmiyorum bile... galatasaray'ın türkiye'nin tanıtımına katkısından bahsetmiyorum bile... avrupa'da ve dünya'da ki tanınmışlığından bahsetmiyorum bile...
şimdi siz, siz ey çubuklu tosuncuklar. bu entry'i sonuna kadar okuduysanız kafanızın üzerinde bir ampul belirecektir, şimdi o ampulü iyice sıkın, gevşemesin ve orada yanıp dursun.
edit: istediğin kadar eksile zerre kadar umrumda değil bu benim. ben ki sana büyüklüğün ne olduğunu bir nebze bile olsun göstermişsem ve bu senin zoruna gitmişse inan bütün karmam sana feda olsun çubuklu tosuncuğum benim.
