ikinci dünya savaşına girmemeyi başarması bu duruma bir örnektir. önceki birikimlerin de payı büyüktür, tabi.
düşünsene iki tane dev seni kendi tarafına çekmeye çalışıyor, sen hiç birine hayır demiyorsun, en ufak bir falsonda karşı taraftan ilan edip tepene binecekler, karşı koyacak gücünde matematik olarak yok, iman tarafını saymıyorum tabi bu gücün. o ayrı mesele.
şimdi de benzer politikalar sürdürülmeye çalışılmaktadır. herkesin payı vardır. siyasetten uzak bir şekilde bakıyorum olaya. günlük siyasetle alakam yok, sevmem de.
bu çoğrafya da süper güç değilsen politika kurdu olman şart.
bugün kim türkiye yi bir yerlere çekmeye çalışıyor diyorsanız, patagonyalılar derim.
türkiye destekliyorum diyor bunları lakin tahmin ederim uygun şartlar oluştuğunda ben yokum arkadaş diyecektir. o zamana kadar nimetlerinden faydalanılıyor. iyidir.
1. dünya savaşında istila edilmemiz, ermeni meselesi, kıbrıs ve ege sorunu, pkk, azınlıklar sorunu hiç de iç açıcı bir dış politika izlediğimizi göstermiyor. Sınırlarımıza çok yakın yerlerde karabağ'da bosna'da katledilen din ve soy kardeşlerimize yardım edecek dış politik hamleleri geciktirmemiz de unutulmayanlar arasına girmelidir.
dış politikada bazı olaylara müdahale edebilmek için arkanızda ekonomik ve askeri güç ile konjöktür uygunluğu birarada olmalı. bosna, karabağ, kıbrıs kötü yönetilmemiş sorunlardır.
bosna, işte bir devlet kuruldu.
karabağ, rusya işgalindedir başka birşey değildir. adamların stratejik üssü varmış orada s.ksen çıkaramazsın.
kıbrıs, kuzeyi ceptedir daha ne olsun.
ayrılıkçılar sorununu bu ülke avantaja çevirecektir. bahane misali. izleyip görelim.
Türkiye'nin ekonomik gücünün olmayışı, askeri dinamiklerini gölgelemektedir. Bu da dış politik araçlarımızın sınırlı kalmasına neden olmakta ve bırakın başarıyı, başarısızlık sözkonusu olmaktadır.
Bosna'da binlerce müslüman katledilmiş, sakat bırakılmış, tecavüze maruz kalmış ve bosna topraklarının bir kısmı işgal edilmiştir. Herhangi bir devletin kurulması zulume uğrayanları savaş öncesine geri getirmemektedir. Savaş süreci devam ederken yaşanan gecikmeler dış politikamızın ne kadar vasat olduğunu gözler önüne sermiştir.
Karabağ Türkiye'ye 1 saatlik mesafede iken, günlerce süren ermeni zulmüne rağmen Türkiye duruma müdahale edememiştir. Bugün dağlık karabağ hala işgal altındadır.
Kıbrıs'da 1960 yılından itibaren kurulan Kıbrıs cumhuriyeti'nde 1974'e kadar tam 14 yıl elimiz kolumuz bağlı bir şekilde, ABD başkanı johnson'ın ismet paşa'ya yazdığı tehdit mektubu ile kala kalmışızdır. 14 yıl boyunca kıbrıs türkleri çeşitli işkencelere maruz bırakılmıştır.
Tam 30 yıldır dış destekli olduğu gün yüzüne çıkmış bir PKK gerçeği karşısında hiç bir şey yapılamamıştır. Dış desteği kesilmiş bir PKK, 1 hafta içerisinde ortadan kaldırılabilecektir.
Özetle tüm bu sayılanlara istinaden, eğer ülkemiz siyasetçileri iyi bir dış politika oluşturabilse idi, bugün savunma sanayisine harcanan milyar dolarlar, AB ve ABD'nin tehditleri,ege kıta sahanlığı sorunu ve sözde soykırım dayatmaları ile kıbrıs ambargosu devam etmezdi.