önemli olanın hangi kuruluş tarafından söylendiği olan savdır, kanaatimce. eğer sayın başbakanımız diyorsa, şahsen bana pek manalı gelmez çünkü ben de dünyanın en iyi 6. basketçisi olduğumu söylüyorum ama dünyanın geri kalanı benle aynı fikirde değil ne yazık ki..
efendim kısa bir araştırma ile gerçek görülebilir. evet türkiye avrupa'nın 6. büyük ekonomisine sahiptir bu doğru, geçen sene 7'ydi. bu sene yanlış bilmiyorsam hollanda geçildi.
şimdi demek istediğimi anladınız mı?
avrupa ülkeleri seviyesi söz konusu olduğunda şu anda hollanda ile kapışıyoruz. peki ne var bunda şu var;
türkiye 70 milyon insan ile yılda yaklaşık 550 milyar dolarlık üretim yapar.
hollanda aynı üretimi 16 milyon nüfusu ile yapar. (çalışan nüfusu ayırma ihtiyacı hissetmiyorum 70'e 16 artık insaf)
insan gücü bakımından bizimle denk olabilecek tek ülke olan almanya, 2.5 trilyon dolar üzerinde üretim yapar.
türkiye'nin üretim kapasitesi büyüklüğü kalabalık nüfusundan ileri gelir ve küçük nüfuslu ülkelerle kolayca aşık atmaya yarar.
ama bizim kadar kalabalık ülkelerinin yanında çok ama çok küçük kalıyoruz maalesef.
70 milyon gibi müthiş bir nüfusa sahip olmamızdan dolayı başarısızlık kabul edilmesi gereken durum. zira adamlar bizim nüfusumuzun yarısı ile bizden çok üretiyorlar ki burada ciddi bir mantıksızlık var.
gsmh açısından bakıldığında doğru olacak saptamadır, yalnız şunu da unutmamak gerekir ki nüfusu 1.2 milyar dolaylarında gezinen çin'in de ekonomisi yaklaşık 2 trilyon dolar dolaylarındadır. ee bu şimdi ne demek oluyor, mühim olan nicelik değil niteliktir demek oluyor. türkiye ekonomisi hala sıcak paraya dayanmaktadır ve yabancı yatrırımcıların ülkedeki parayı azıcık çektiklerinde neler olduğu 1994 ve 2001 krizlerinde kabak gibi gözükmüştür. türkiye şu haliyle değil yurtdışı borçlarını, bu borçların faizlerini bile ödeyemez durumdadır. yabancı sermayeyi ne pahasına olursa olsun ülkeye çekmek için belirlenen yüksek faizler, göz boyamaya yönelik ekonomik büyümenin ana etkenidir. kişi başına düşen milli gelire baktığımızda bile ancak 8000 dolar civarlarında gezinmekteyiz hala. kaldı ki, bu kişi başına düşen gelir denen şey ise adil bir dağılımı sergilememektedir. ekonomik büyümede, yani yurt içi milli hasılada yaşanan büyümenin aslan payı yine sermaye sahiplerinin cebine gitmektedir. ayrıca merkez bankası tarafından belirlenen yüksek faiz oranları, gelir dağılımındaki uçurumu daha da derinleştirmektedir. istihdam sağlamaya yönelik olmayan yabancı yatırımlar, sadece rakamsal büyümenin yaşanmasını sağlamakta; halkın refahının artmasına ise herhangi bir katkıda bulunmamaktadır.
türkiyenin afyona bağımlı bir insan gibi, mutlu olması durumudur. afyon kesildiğinde mutlulukta esilecek, ama afyona olan ihtiyaç artacak sonunda overdose dan hakkın rahmetine kavuşulacaktır.
Nasıl mı? şimdi, Tayyip hükümeti hattızatında türk para ekonomisini değiştirmiş bulunmaktadır, önce paradan sıfır atmış değerini yükseltmiş, o an için yükselen değeri de özelleştirmelerle ekonoomiye "kazandırılan" sıcak yabancı para ile sabitlemiştir. evet enflasyon artık çok da artmamaktadır. ama bunun sebebi ekonominin iyileşmesi değildir. bunun sebebi, ekonomiye giren sıcak yabancı paranın,özellikle borsa yoluyla yaydırılması ve ekonomide kalır hale getirilmeye çalışılmasıdır. bu konuda en önemli sorun şudur: yabancı paraları özelleştirmelerle tek başına ülkede tutabilir misiniz? tutmazsanız ne olur?. ilk soruya cevap : hayır tutamazsınız, ama faiz oranlarını arttırır böylece her gelen yabancı paranın çıkmamasını sağlar, ve kazanmasını sağlarsınız, peki sonsuza dek kalacak mı bu yabancı paralar? cevap : hayır, çünkü eninde sonunda vaadedilen faiz oranlarının karşılıkları istenecek ve her verilmeyen nakit faiz bedelinde yeni bir grup yabancı para ekonomiden kaçmak isteyecektir. ikinci sorulan sorunun da cevabı burda verilir işte: tutmazsanız ne olur? enflasyon bir günde yüzde 1.000.000 düzeylerine çıkar, bu enflasyon patlaması da şu demektir : az önce aldığınız 40 kuruşluk ekmeğe yarım saat sonra 40.000.000ytl verseniz alamazsınız.
şimdi bir daha düşünelim, türkiye ekonomisi gerçekten büyük mü? yoksa afyona bağımlı, afyon oldukça yaşayan bir bünyeye mi sahip?