türkiye nin ateizmle savaşı

entry1 galeri1
    1.
  1. the telegraph gazetesinde bir yazar fazıl say konusunu ve türkiye ateist olmanın kritiğini yapmış. dışardan nasıl göründüğümüzü, ne kadar komik olduğumuzu, bir ingilizden okuyun. belki utanırsınız.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/341127/+

    --spoiler--
    Fazıl Say ve Türkiye'nin Ateizmle Savaşı

    Britanya'da bizlere Hristiyanlığa karşı yürütülen bir savaş olduğu söylenir. Teknik olarak Hristiyan bir ülke olduğumuz, 26 piskoposun Lordlar Kamarası'nda doğrudan sandalye sahibi olduğu ve ne zaman eski bir baş piskopos "Hristiyanlar susturuluyor" dese bu haberin sessizce tüm gazetelerin manşetine yerleştirildiği göz önünde bulundurulursa, insanların neden böyle düşündüğünü anlayabilmek benim sınırlarımı aşıyor. Ancak dünyanın bazı yerlerinde insanların dinleri veya dinsizlikleriyle ilgili söylediklerine dikkat etmek zorunda olduğunu hatırlamakta fayda var. Şaşırtıcı olan ise bu yerlerden bazılarının bize ne kadar yakın olduğu.

    Türk besteci ve piyanist Fazıl Say, "dini değerlere hakaret" ve islam inancını rencide ettiği gerekçesiyle istanbul Savcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılması üzerine vatanını terk edip Japonya'ya yerleşeceğini söyledi. Suçu mu? Twitter'da ateist olduğunu söylemesi: "Ateistim ve bunu açık, net ve gururla söylüyorum." Ezanla kibarca alay etmesi ("Müezzin akşam ezanını 22 saniyede okudu. Ne bu acele? Sevgiliye mi? Rakı sofrasına mı?") ve aktarıldığı kadarıyla "iyi amelde bulunanlara içki ve güzel kadınlar vaad edildiğine bakılırsa cennet meyhaneye veya kerhaneye benziyor" demesi.

    Bu ifadeler saldırgan sayılmayacak kadar hafif olsa da, Türk kanunlarına göre "dini değerlere" hakaretten suçlu bulunan herkes bir yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor. (insan bunun tüm dinler için geçerli olup olmadığını merak ediyor. Scientology tarikatine mensup kişilerin ve Mormonların, bazı dini saçmalıklara gülmenin yasadışı olduğu bir ülke fikrinden hoşlanacağını düşünüyorum. "Sana bu altın levhaları veren ve tüm paramızı sana vermemiz gerektiğini söyleyen meleğin adı Moroni'ydi öyle mi?" "Pekala kanka, biri seni kazıklamış.") Kısacası Say'ın başı ağrıyacak gibi görünüyor. Say, "Hapis cezası alırsam bu kariyerimin sonu olur" diyor.

    Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta var: Birincisi, Türkiye yakında Avrupa Birliği üyesi olabilir (Tabii hâlâ katılmak isteyecek kadar ahmaksa) - ve umarım birileri Türkiye'ye insanları tanrıya inanmadığı için hapse atıyorsa birliğe katılmayı aklından bile geçirmemesi gerektiğini hatırlatır.

    Diğeriyse, müslüman yetiştirilmiş birinin ateizme geçişinin eşine az rastlanır bir durum olduğudur. Yeni Hümanist'in bu ayki sayısında etkileyici bir yazısı bulunan fen öğretmeni ve programcı Alom Shaha, Londra'nın güneydoğu kesiminde müslüman bir ailenin çocuğu olarak ateizme nasıl geçtiğini anlattığı "Genç Ateistin Elkitabı" adlı kitabını yazmakla insanların onu ne kadar "cesur" bulduğundan bahsediyor. "Beni tanımayan ve kitabımı okumamış olan insanlar; muhtemelen sırf Bangladeş kökenli olduğum, müslüman olarak doğup büyüdüğüm ve müslüman bir çevrede yetiştiğim için 'cesur' olduğum sonucuna varmış. Ve bu beni endişelendiriyor." diyor. "Endişeliyim çünkü cesur olduğum fikrinde bir sinsilik var, çünkü bu fikrin merkezinde müslümanlara ve islama ilişkin çok negatif bir bakış açısı var."

    Elbette ki şiddetli misillemeler olabileceği korkusundan bahsediyor ve bunu dikkate almakta haklı olduğunu düşünüyorum. insanlar ingiliz basınında islamla ilgili bir sessizlik yemini olduğunu düşünüyor, ama aslında internette ve basında din sıklıkla eleştirilmektedir. Birkaç kez ben de dinin kritiğini yapmıştım ancak herhangi bir saygısız e-mail almadım. Ancak az çok tanıdığım Alom (kendisine pokerde kaybettim) bence başka bir şekilde cesur olduğunu gösteriyor:

    "Birkaç 'eski müslüman ateist' tanıyorum. Meyhanede buluşup tanrısızlığımız şerefine kadeh kaldırarak kutlama yapıyoruz, domuz eti yememenin herhangi bir iyi nedeni (vejetaryenlik dışında) olamayacağını düşündüğümüzü göstermek için patates püre ile sucuk yemeği (ç.n. domuz etli sucuktan da yapılan geleneksel bir ingiliz yemeği) sipariş ediyoruz. Ancak ben günlük yaşantımda açıkça ateist olan çok az sayıdaki 'eski müslüman'dan biriyim."

    Ancak yine de bir müslümanın ateizme geçişi bir hristiyanın ateizme geçişinden daha zordur. Üstelik ingiltere'den söz ediyoruz, bizim (neyse ki) artık saçma sapan küfür kanunlarımız yok. Türkiye resmiyette - ülkenin kökleşmiş geleneklerine karşı amansız bir mücadele veren, fes giymeyi yasaklayan ve Aya Sofya'yı camiden müzeye dönüştüren Kemal Atatürk sayesinde - laik bir ülkedir. Ancak 2002'den beri iktidarda olan ve güçlü islami muhafazakarlık bağları olan parti son zamanlarda Türkiye'yi daha önce hiç eğilimli olmadığı türden bir radikal islama doğru sürüklemektedir. Fazıl Say davasının açıkça gösterdiği gibi devlet; islama saldırı olduğunu ve inançsızlık ifadesi bulunduğunu düşündüğü durumlarda çok çabuk harekete geçmektedir. (Devamlı okurlar hatırlayacaklardır; Türk hükümeti yakın bir zamanda Darwin'den söz eden tüm sitelere sansür uygulamaya çalışmıştı. Açıkça görülmektedir ki Türkiye'nin yönetim sınıfında gerçeklerden korkan bir tutum gelişmiş.)

    Şimdi, bu ülkedeki insanlar Tahammülsüz Laikliğin ilerleyişi'nden (ki laik ateistler normal olarak "Ne hakla beni diğerleriyle aynı kurallara ve kanunlara boyun eğmeye zorlayabilirler?" diye düşünecektir.) rahatsız olabilir ve buna kızabilir. Ancak sekülerizm - mantığın sonuna dek kullanıldığı durumlarda hükümetler dini inançlara karışmaz.- pek de ileri gitmiş değil. islam dünyası hatta Türkiye gibi sözde ılımlı kesimler bile daha güçlü bir seküler hareketten, dahası Alom ve Fazıl Say gibi inançsızlığını ifade edebilecek kadar cesur insanlardan büyük faydalar sağlayacaktır.
    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük