akp'nin ilk günlerinde açıkcası kendilerinden böyle bir atılım beklemiyordum ben. ülkede artık kronikleşmiş hastalıklara, bağımlılıklara ve körelmiş düşüncelere yenileceğini sanıyordum. bu kadar dik duracaklarını, çetin ceviz olacaklarını hiç beklemiyordum. bu körelmiş sabit fikirler etrafımızı o kadar yanıltmış ki, benim gibi bir insan bile akp'ye bir en çok dönem kadar ömür biçerken, bir çok çakma elitist , çakma liberal ve hardcore kemalistin gözünü döndürdü. çılgına çevirdi. açık açık darbe çağrıları, ergenekon örgütüyle organik bağlantılar, öfke dolu bir çok söylem ve bir o kadar hoşgörüsüzlük, yıllarca çağdaşlık kisvesi altında milleti kandırmış aslında yüreği hala taş devri ilkelliği taşıyan bağnazları ortaya çıkarmış oldu.
bugün ahmet altan'ın çok güzel bir yazısı vardı taraf'ta. türk filmi idi başlık. insanların yeşilçam'ın o saçmasapan, ilkel ötesi, yalanlarda dolu, çocukların bile inanmayacağı şeylerle dolu filmlerine yıllarca nasıl inandıklarına dikkat çekiyordu sevgili hocam. ve ekliyordu bunlara masumca inandırılmış türk insanı, elbette atatürk türkiye'sinin hatasızlığına, yalanlarına, ordunun masumluğuna, halkın devlet için olacağı fikrine de kolayca inanabilirdi. tabular böyle olşuyordu neticede.
işte akp tüm bunları yıktı. dindar insanlardan oluşması bunu inkar etmek manası taşımamalı eğer objektif olacaksak. akp yeşilçam filmleri gibi yalanla dolanla dolu olan kapalı türkiye'nin kapalı siyasetini, sindirilmiş halklarını uyandırdı. kendine getirdi. özgürlük getirdi. engellense de , yanlışları da olsa kürtlere insan olmakla hakettiği değeri vermeyi denedi, türbanlı kızların da eşit eğitim hakkı için danıştay denen körleşmiş kemalistlerden oluşan zihniyetle mücadele etti, ekonomiyi stabil bir hale getirdi, özelleştirmenin yolunu açtı, dünyayı küresel pazarda söz sahibi yapmaya çalıştı, çalışıyor. okullarda andımız ilkelliğini yıkmaya çalıştı engellendi, ne mutlu türküm ibaresini eleştirdi, tartışılmasını sağladı, sığ bir milliyetçilik, gözü tamamen kapalı bir devlet otoritesini, ordunun habire siyasete burnunu sokmasına karşı dik durdu, muhtıralara karşı pısırık kalmadı ,orduya çeki düzen verdi. verecek de daha.
tüm bunları recep tayyip erdoğan gibi doğal , dik, cesur bir adam önderliğinde bir avuç insan yaptı.
konuşulmayan , konuşulması yasak olan her şeyi tartışmaya açtı. tabuları yıktı. yıkmaya devam ediyor akp. bu yüzden türkiye için büyük bir şanstır akp. kemalizmin artık bu topraklardan defolması için , özgürlük için , kapitalizm için, insanın insan olmasıyla elde ettiği tüm doğal hakları için büyük bir şanstır akp. bu sebeple büyük bir teşekkür borcu vardır türkiye insanlarının akp'ye.
çok hataları olmuştur, ne yazık ki yapmaya da devam etmektedirler, ama şu ergenekon davasındaki duruşları küçük de olsa bir kısım hatalarını örtmekte.
not: eksicilere butonlara basmadan önce hatırlatmak isterim: entariyi iyi okuyunuz, giriş gelişme sonuç bölümlerini iyi ayırınız, yazarın anafikir olarak ne anlatmak istediğini iyi tespit ediniz. burada akp'ye yağ çekilmemekte,entrynin uzamaması için yedikleri haltlardan hiç bahsedilmemektedir, neticede başbakan babamın oğlu değildir, ayrıca herhangi bir cemaate mensubiyetimiz de yoktur. sadece bir tespit yapılmaktadır, sözlük formatı gereği bu yorum sadece yazarı bağlar...
ne için teşekkür edilmesi bilinmeyen gereksiz gerekliliktir.
edit : biraz daha açarsak
anamızı da alıp gitmemiz için mi ?
kömür ve beyaz eşya dağıtıp oy satın aldığı için mi ?
şehitlerimize kelle dediği için mi ?
gelmiş geçmiş en teslimiyetçi yönetimi için mi ?
atatürkçüleri ergenekon gibi bokumsu bir saçmalıktan içeri tıktığı için mi ?
kürt açılımı adı altında bölme işlemine başladığı için mi ?
dış borcun son toplam bütçenin iki katı olduğu için mi ?
emekli, işçi, çiftçi kan ağladığı için mi ?
bop eşbaşkanı olduğu için mi ?
akp'ye teşekkür etmek....
akp, halkın oylarıyla iktidar olduktan sonra asıl yüzünü gösterdi türkiye'ye. asıl yüzü meğerse amerika'nın köpeği olduğuymuş. türkiye'yi satıp,sanayisini bitiren,fabrikalarını üç kuruş menfaat için yabancı ülkelere satıp halkını üç kuruşa muhtaç edip üstüne üstlük hala iktidar olduğu için akp'nin türkiye halkına teşekkür etmesi gerekir.
gerçekten çok gereklidir, zira türkiye'de işsizlik büyük buhran ve ikinci dünya savaşı dönemlerine dönmüş, sosyal güvenlik sistemi yeşil kart'a indirgenmiş, ülke resmen bölünmeye başlamış, gençlerin gelecekle ilgili umutları kalmamıştır. çok teşekkürler akp, çok teşekkürler yüzde kırkyedi...
"biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir." m.k.atatürk
görülmeyen, göremediğim bir gerekliliktir. ya da ne için teşekkür etmeliyiz, bu hallere de düştük sayenizde, çookk teşekkürler..! tüü kahretsin derim ben ancak, başka da söze hacet yok sanıyorum..!
memleketin tüm bankalarını ve sigorta şirketlerini sattıgınız için mi?
savaş olsa mıcacagınızı bile bile telekomu sattıgınız için mi ?
tüpraşı sattıgı için mi?
petrol ofisini sattığınız için mi,
anamızıda alıp gidesimizi getirdiğiniz için mi?
ne için teşekkür edelim muhterem hangi biri için.
komik bir söylemdir.Şimdi gelin akp nin icraatlarına kısa kısa bir bakalım...
+Yabancılara toprak satışını serbest bıraktı ve milletin kanları ile karış karış kazandığı toprakları miras yiyen çocuklar gibi yabancılara peşkeş çekti ve bu işi öylesine abarttı ki bugün didim de su faturaları artık evlere ingilizce olarak gönderilmektedir.
+Zarar eden devlet kurum ve kuruluşlarını özelleştircez dediler ve tüpraş,telekom ve tekel gibi altın yumurtlayan tavukları gene yabancı yatırımcıya tabiri caizse peşkeş çektiler.hatta tüpraş ihalesini (bkz: sami ofer) denen bir adama ihale ettiler ki bu ihale daha sonra mahkeme kararı ile bozuldu.
+Bankaları özelleştiricez dediler ve ülkedeki bütün bankaları kısa bir süre içinde yabancılara sattılar.Dünyanın hiç bir ülkesinde bankalar bu kadar büyük bir oranda yabancı sermayenin eline geçmemiştir.En fazla yabancıların banka sahibi olduğu ülkelerden biri olan almanya da bile bu oran %20 civarinda iken benim ülkemde bu oran %70 lerdir
+Bu ülkeyi böldürmiyecez dediler ama sayın başbakan amerikan-israil ortak projesi olan (bkz: bop) projesine eşbaşkanlık etti.Hani şu kuzey ırağı 3 devlete bölme ve küzey ırak ta bir kürt devleti kurma projesi olan plandan bahsediyorum.
+Dış borç aldı başını gitti.Bunu da bir yere kadar kabullenmek mümkündür zira bakınız belçika dünya da en fazla dış borçlanmaya giden ülkelerden birisidir ama aynı belçika bunları yatırım amaçlı olarak kullanmıştır ve geri yatırımların geri dönüşü aldıkları dış borçlardan kat kat fazladır.akp hükümeti ise bu borçlarla sürekli yandaşlarını zengin etmiştir ve bu ülkeye sadaka kültürünü yerleştirmiştir.
+En önemli icraatlarından birisi de milleyetçiliği yok etmeye çalışmasıdır.Bu ülkede artık ben türküm demek suç sayılmaktadır nerdeyse yada ben türküm diyen insana faşist muamelesi yapılmaktadır...
şimdilik bu kadarı yeter sanırım akp ye teşşekür etmemiz için istenilirse daha fazlası da yazılabilir lakin...
doğrusu akp'nin türkiye'ye teşekkür etmesi gerekliliğidir. göz göre göre vatanı satan, bu milletin evlatlarını şehit eden şerefsizlerin krallar gibi ağırlanmasına karşılanmasına göz yuman, bu milletin emekçilerine acı çektiren, ergenekon adı altında bu milletin saygı duyulması gereken insanlarını susturan akp'ye oy verdikleri için akp teşekkürü bir borç bilmelidir.
- dokunulmazlık zırhına saklanıp tüm yargılamalardan kaçabilirsiniz.
- çocuklarınızı askerden kaçırıp onlara minik minik gemicikler alabilirsiniz.
- 14 yaşında kız çocuklarına doya doya oral sex uygulayabilir, uygulatabilirsiniz.
- her canınızı sıkanı, zamanında kuyruğunuzu acıtan herkesi bilmemne terör örgütü üyesi diye yargılatabilirsiniz.
- iktidarınız süresince kişisel servetinizi yüze katlayabilirsiniz.
- düğünlerinizde takılan takılarla pırlanta şirketi alabilir, pırlanta vergilerini de düşürerek bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.
- boğazları araplara peşkeş çekip gizli komisyonlar alabilirsiniz.
- şiir okudum diye cezaevine girdim edebiyatı yaparken, şiir yazanları cezaevine attırabilirsiniz.
- likit yumurta paketleyebilir, damadınıza da minik bir entegre et kombinesi hediye edebilirsiniz.
- vicdanının yolunu unutmuş sözde dindarlara denizlerde fener tutup yol gösterebilir, bunun karşılığını da rabıtalar olarak geri alabilirsiniz.
- dünyaca ünlü din büyüklerinin önünde yere oturup fotoğraf çektirebilirsiniz.
- devletin olanaklarıyla seçim propogandası yapabilir, bulgur, kömür, buzdolabı dağıtıp oy satın alabilirsiniz.
- oğlunuz arabayla bir ses sanatçısını ezip öldürdüğünde bunu yargıya yansımadan örtbas edebilirsiniz.
- sımsıkı türbanlar bağlayıp tanga donlu kıçınızı açabilirsiniz.
- dünyanın her yerinde okullar kurup şeriat fedaileri yetiştirebilirsiniz.
- daha da buraya gelmem diye posta koyduğunuz siyasetçinin ülkesiyle milyon dolarlık silah anlaşmaları yapabilirsiniz.
- bir başkenti delik deşik edip her yere gereksiz köprü ve geçitler kondurmak suretiyle inşaat ihalecilerini ihya edebilirsiniz.
- tesettürlü karınızı sarışın sekreteriniz ile tbmm'deki odanızda rahat rahat aldatabilirsiniz.
- ...
kampanya bunlarla sınırlı değildir. siz hayal gücünüzü getirin, akp size olanakları sağlayacaktır!
elbette akp'ye çok çok teşekkür edilmelidir; ama siz nankörseniz, akp n'aapsın?
atatürk zamaninda da türk halki isin basinda aslinda atatürk´ü o kadar da desteklemiyordu. sonradan yunani denize döken o canim efelerin halklai isin basinda kuvay-i milliye ordusuna asker göndermemisti...
akp nin yaptigi "egemen güclere" türkiye´nin sinirlarini acmaktan ibarettir. bu adamlar türkiye´ye girince tabii ki belirli birtakim cevreler,is ve as imkani bulacaklardir. "memleketi pazarlamak" isin kolayina kacmaktir. sen ülkenin sömürge haline getirilmesine izin verirsen, halkinin birtakim kesimlerine herhalde ki is sahasi acmis olursun. carrefour dev gibi türkiye´ye girince herhalde ki bir sürü insan oradan ekmek yiyecektir. orasi muhakkaktir... da buradaki ana sorun, paranin ana kaynaginin bu sayede carrefour´a kaymasi, isin kaymagini türk yerine fransizin yemesidir. yani sonucta türkün karnini doyurmasi, ya da söyle diyelim "bogaz tokluguna" calistirilmasi sayesinde türkiye pazarinin ana sermayesini gidip carrefour´a vermis olursun. sen kendi ayaklarinla "isveren" degil kendini "isci" yapmis olursun.
"isveren" olabilecekken neden "iscilikle" yetinesin?
akp nin yaptigina bir sekilde "ilimli sömürgeciligin türkiye´ye yerlestirilmesi" denir. bir kismin agzina bal calip bir yanda bütün türkiye´yi bati sermayedarlarina acmaktir, akp´nin yaptigi.
afrika da 2.dünya savasinda almanlarla ingilizler savasmistir. ne isleri var allah´in cölünde... is sömürge isi. birilerini sömürme pahasina gelisebilir avrupa. ve sömürebilmek icin de savasir. akp bati sermayedarlarina bu imkani "savassiz" olarak sunmustur.
padisah vahdettin de osmanli´yi "ingiliz mandasinin altina aldirmak" icin cok cirpinmis, habire damat ferit´i ingilizlere göndermistir. mustafa kemal pasa nin yaptigi is "kendi ayaklari üzerinde duran türkiye" olmustur.
akp´yse vahdettin´e batinin yaptiramadigi isleri yapan bir iktidardir.
türkiye´de bircok iktidar döneminde yoksulluk aclik diz boyu olmustur. bu dogrudur. ama bu, türkiye yi "egemen güclerin önüne yem etmemek adina" olmustur. bu kadar verimli topraklarin var senin, üstelik dünyadaki üc kitanin birlestigi yer olmak gibi cok stratejik bir noktadasin, üzerinde herhalde ki cok büyük bir baski olacaktir. bu baskiya boyun egmedigin zaman, "ambargolarla" ,anarsiyle cezalandirilacaksindir, bu dogrudur. ama bunun böyle olmasi, türkün cok uzun bir dönem icin "kölelestirilmesinden" cok daha iyidir. bana kalsa türkiye o anarsi dönemine geri dönsün, ama limanlari kendisine ait olsun. türkiye de gaz olmasin,millet kuyruklarda donsun, ama senin petrolünü abd sirketi cikarip sana satmasin. millet tekel bayileri önünde kuyruk olup raki bulamasin, ama yeni raki abd mali olmasin. bana kalsa o yokluk bu bolluktan cok daha evladir.
braveheart diye bir film vardir, william wallace "özgürlük" istedigi icin idam ettirilir, ve ölürken de "özgürlük" diye haykirir. bu tahminen gercek bir hikayedir. bak, demek ki özgürlük ugrunda ölünecek birseydir.
sen bütün toplumunu kölelige kanalize edip onlari 50 tane diziyle uyutur, sonra da el altindan icine demiryolu giren bütn limanlarini yabanciya satarsan, herhalde ki bati seni "cok sevecektir"... b devleti a devletinin icine demiryolu giren limanini isgal etse, bu bir savas sebebiyken sen bunu kendi ellerinle yaparsan- buna ancak ve ancak hainlik denir.
bak adam yukari da ne yazmis ? didim de su faturalari ingilizce geliyormus. hic abd´de, almanya´da , fransa´da, ingiltere´de su faturasinin kendi ana dilinden baska bir dilde gönderildigi bir bölge var midir? böyle sey olur mu? ama türkiye´de artik oluyor. sen bunlari göremeyip hala akp hayranligi yapiyorsan, sen bu topraklar üzerinde yasayan- sayin kac olursa olsun- vatan hainlerindensin, demektir. bundan 500 yil sonra cocuklar okullarda seninle ilgili seyleri okurlarken, bu olanlara bakaraktan, seni hic de " rahmetle yad" etmeyeceklerdir. bunu bilesin.