yeni dünya düzenine hızlı bir geçiş yapacağız. bekleyin güzel kardeşim. o günler çok yakında. iliğinizi kemiğinizi sömürecekler, daha bunlar bir şey değil. bekleyin.
bu düşüncenin yanlışlığını kanıtlayacak yüzlerce yolsuzluk, yasaklama, kapatma, partizan yalakaların lehine adam kayırma, kişi ve kurumlara yapılan fişlemeler yazılabilir buraya. hem de türkiye cumhuriyeti tarihinde hiçbir hükümette olmadığı kadar çok yazılabilir ama şu sanal ortamda şu fikri savunan adam gafil olduğundan mi ya da hainliğinden mi bunu söylüyor bilemezsin ki. mevlana boşuna dememiş ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır diye. en iyisi adalet ve kalkınma partisinin değil allah'ın adaletine havale etmek.
anlasilamayan onermedir. cag atlayan ak parti olsa gerektir. dış borcun artmasına karsın halkın alım gücünün dustugu gunlerde refah artısından bahsetmek komikliktir. **
(bkz: üç maymun) *
referans alınacak olguların tarafsız bir çerçevede tartışılmaması yüzünden var ya da yok olduğu tartışılabilecek olgudur. ama bildiğim bir şey var ki; akp'nin iktidara geldiği günde "şeriat gelecek, tüm kadınlarımız çarşafa bürünecek, şeyimin farkında mısınız?" gibi toplumsal mesajların ne derece saçma ve hurafe olduğu şu an görmekteyim. kimsenin zorla kapatıldığı yok! kimsenin susturulduğu da! hatta insanlar daha özgür oldular dersek yanılmış olmayız; çünkü öyle. fakat, "abd güdümlü politika izleniyor ve bu düzen bop'un bir basamağıdır" diyenlerin iddialarını ilerleyen günlerde görme fırsatını elbette bulacağız.
özellikle yıllardır husumet içinde olduğumuz komşularımızla iyi diyaloglar kurmak, ticarete girişmek, giriş-çıkış-vize problemlerini kolaylaştırmak çağdaşlık yolunda atılmış bir adım mıdır, değil midir? bunu insaf kriterlerinde değerlendirmek gerekiyor. bir apartmanda tüm komşuları ile küs olan bir ailenin ne kadar huzurlu olabileceğini bi düşünür müsünüz?
bu devleti yıllardır içten içe kemirmiş, güneydoğu'da asla huzuru istemeyen güçlerin hukuki süreçlerde ortaya çıkışı ya da en azından çıkarılmak üzere bir adım atılışı hiç mi samimi gelmiyor size? bir parti neden bindiği dalı keser ki?
bir siyasi partiyi sadece "şeriatçıların partisi" diye basitçe yaftalayıp, ömer çelakıl'ı kıskandıracak boyutta matematiği ile bu ülkenin insanından %14 oy alan bir adamı yüceltip aynı zamanda tek marifeti hala ölmediğini insanlara kanıtlamak maksadıyla kızıldeniz'i(!) yüzerek geçen bir insanı yüceltmek aklın ve mantığın sınırları dışında olan bir hadisedir. biraz insaf...
bu ülke birçok evladını terör belası ile kaybetmişken bu belaya parmak basmak her babayiğidin harcı değildir. senelerdir yapılmaya çalışıldığı gibi örtmeye çalışmak, görmezden gelmek artık bugünün şartlarında mümkün değildir. hele hele avrupa birliği gibi insanların özgürlüğünün ön planda tutulduğu bir cemiyete girmek istiyorsanız!
aslında çağ bize atladı ama farkında değiliz. kesintilerle halk mağdur, yasaklarla esnaf mağdur, açlıktan ölen gaziler, 6 ayda bir 10 tl zam alan memur, tersanelerde ölen gençler, her an vuku bulan tecavüz olayları... ah güzel memleketim ah.