Rize;nin içme suyu havzası olarak ilan edilen Salarha Vadisi üzerindeki Küçükçayır (Andon) köyünde HESlere karşı ineğini satıp hukuk mücadelesi başlatan Kazım Delal ile keşfe gelen hâkim arasındaki diyaloglar;
hakim :Hikâye anlatma. Kısa kes. Bu davayı niye açtın onu anlat. Fazla konuşma, dışarı atarım seni. Hocaları uçağa yetiştireceğiz.
Kazım Delal :Sayın Başkan, bu davanın sahibi benim, ben açtım bu davayı. Savunma yapamayacak ve konuyu, şikâyetlerimizi anlatamayacaksam o zaman bu davaya ne gerek var? Neden geldik buraya o zaman? Hukukun ne anlamı kalır.
hukukun ne anlamı kalır. sanırım bu cümle türkiye işleyen adalet ve hukuk anlayışının sadece küçük bir örneğidir.
mihail aleksandrovic baku'nun sözü türk adalet anlayışını çok güzel özetlemiştir. her gelen iktidarın adalet mekanizmasını kendi görüş ve çıkarları doğrultusunda kullanarak, kendi gibi düşünmeyenlere doğrulttuğu bir silah haline getirdiğini bilmeyen yok sanırım. bariz insanlık suçlarına uğrayanların dünya görüşleri kendilerinden farklı olduğu için yıllarca ses çıkarmayanların, ucu kendilerine değdiğinde hukuk-adalet-demokrasi nidaları gözlerimizi yaşartmıyor değil son günlerde.
özetle hukuk; türkiye'de herzaman taraflıdır ve her daim iktidardan yanadır.
