kastedilenin, güney afrika'da yapılacak olan dünya kupası olduğunu anlamışsınızdır. anlamayanlar için geldi ilk cümle o zaman. devam.
aslında belki de türkiye'nin gidip gitmemesi değil mesele; bosna-hersek'in yakaladığı bu iyi jenerasyonla ve apaçık bir şekilde şimdiye kadar performansla hakediyor olması. dzeko, misimoviç, ibişeviç'in başını çektiği bu klas oyuncular topluluğu, zenica'da türkiye'nin aklını alacaktır. 4 puanlık fark avantajını en iyi şekilde kullanacaktır.
peki türkiye'nin gidemeyecek olması beni üzer mi? tabii ki hayır. bosnam varken ve gidiyorken, kalbimi ikiye bölemem. kusurabakmasınlar.
aslında 2010'un türkiye'ye gelemeyecek olması daha muhtemeldir, neden mi?
bildiğiniz gibi 2010 dünya basketbol şampiyonası türkiye'de düzenlenecek(ti), ama savsak organizasyon, devletin umursamazlığı vs. sonucu bu şampiyonanın türkiye'de düzenlenimi tehlikeye girdi, ülkenin elinden bu kadar gelir, bu kadar reklam, bazıları yüzünden alınacak. kupa düzenlense bile, tüm dünyada "türkiye'nin kötü organizasyonu" gibi haberler çıkacak.
asıl sinir bozucu olan, "2010'un türkiye'ye gelemeyecek olması" değil midir?
turk bilim adamlarinin zaman makinesini icat edip, turkiye'yi gecmise, ta kanuni zamanina goturmesidir. her ne kadar bolluk ve refah duzeyi yuksek bir cag olarak anlatilsa da, gelecekten gelen bizler sayesinde artik vaziyet tam tersi olacaktir.
