50+1, cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi, helalleşme, varlık vergisi, 28 Şubat, dolar 10 TL, merkez Bankası faizleri...
Bu kadar aleni olup bu kadar fazla etrafında dolaşılma nedenini anlayamadığım sorudur. Belli ki esas sorunu gündeme hükmedebilen kimse çözmeye odaklanmış değil. Herkes iktidarı ele geçirme derdinde. Biz alalım veya bizde kalsın da ne olursa olsun kafasında. Parlamenter sisteme dönünce herşey çözülecek öyle mi?
Tek adamın iki dudağı arasına tüm devlet mekanizmasını koyma hikayesine biz nasıl geldik peki? Buraya gelene kadarki fazlardan herhangi birisi yeterince demokratik miydi?
icraatin başındaki kişi ne derse koşulsuz yapmaya programlı tiplerin, yetki kullanıp kuvvetler ayrılığı ekseninde işini yürütebileceği mevkilerde oturmasına ne yapacağız peki? Deyin ki iktidar partisi değişti, sadece bir partiye, tarikata, derneğe vs. mensup olmakla o koltuğa gelenlerle mi türk lirası değer kazanacak? Bu tipler mi demokrasiyi uygulayacak?
Yahu önce bu ülkenin öz evlatlarının hakkını koruyun, biz geri kalanı kendi aramızda çözeriz. Sokma akılla, aklı çalışanları da susturup öncü gördüğü tek kişiden direktif alan tiplerle tuvalete gidilmez, biz 10 yılı aştı ülke yönetmeye çalışıyoruz. E olmuyor lan işte, ki bunlar birbirine de düştü, şu ülkede 35 yıl sonra darbe girişimi bile yaşadık. Siz hala gayrimüslimi, darbe mahkumunu, sözde mağdurları kurtarma çabasındasınız.
Tek sorun yok ama en büyük soruna illa bir yanıt istiyorsanız o yanıt siyasi partiler kanunudur. O kadar delikanlı iseniz hemen gidin bunu değiştirin sonra konuşalım.
böyle olması planlandığı için şeklinde cevap verilebilecek beyhude soru.
planlar sadece olumlu netice almak adına yapılmaz. olumsuza varmak içinde iyi bir plan gerekir, zira tesadüfen baştan aşağı olumsuz bir tablo görmek cidden zordur.
yakın geçmişe bakılırsa bugünkü duruma gelmek için bir sürü çaba görülebilir.
ve günümüzdeki hale bakılırsa çabalar sonuç veriyor gibi.
yıllarca koalisyonla yönetilip siyasi fikir birliği sağlanmayan ülkede tek partinin iktidar olması bunun öncelikli nedeni. zaman içerisinde bu durum siyasi bir oligarşiye dönüştü adeta. 2016 dan sonra da niravanasını yaparak komple yetki ve kontrol tek bir kişiye devredildi. eskiden birden fazla siyasi fikir ve oluşum (sol, sağ, merkez sağ gibi) varken medyanın da manipülasyonu ile "ya biz ya onlar" anlayışına mahkum edildi insanlar. zamanla da "yağma hasanın böreği"nde makas iyice daraldıv e durum bugünlere geldi.
son birkaç senede dikkat edin, orta, iç anadolu da ekonomik sıkıntıdan dert yanan yöreli "ben bunu hak etmiyorum" demiyor, "ben de ak partiye oy verdim 20 senedir" diyor. zira derdi ülkedeki refah seviyesinin eşitliği değil, dahil olduğu siyasi oluşumun avantasından torpilinden yararlanamamak ve bundan dışlanmış olmak. yani aslında buna dahil edilse kendi açısından hiçbir soru kalmayacak.
bu ve bunun gibi birçok neden, insanların "fetodan kervana bir takarlarsa" korkusu ile birçok seyi dile getirememesi de yine buna etken. istesek sabaha kadar sayarız ama çok kasmaya gerek yok kafasını azıcaık yukarı kaldıran görür zaten rahatça.
- çift başlılık oluyor. Başkanlık sistemine geçelim mi? Türk tipi Başkanlık sistemi istiyor musunuz?
+ eeeevvvveeeetttttttttt
1 sene sonra..
- siz bu kardeşinize yetkiyi verin, haaaa ondan sonra faizle enflasyonla şunla bunla nasıl uğraşıyormuş görün. başkan olarak beni seçecek misiniz? Şahlanıcaz, uçucaz. Ama ilk turda seçeceksiniz haaaa.
+ eeeevvvveeeetttttttttt
Seneler geçtikçe..
- ülkemiz büyüyor, onların doları varsa bizim de allahımız var. Avrupa bizi kıskanıyor. Bayrak inmez, ezan dinmez.
+ ölüyoz, bitiyoz, açız, hacizlik olduk, battık, mahvolduk. Erken seçim istiyoz.