Yetiştirmiyor mu? yoksa yetiştiremiyor mu?
Bu konu tartışılabilir bir konudur. Bence yetiştirmiyor çünkü bu sistemi değiştirmek gene Türkiye'nin elinde.
Öncelikle sen her şeyi ezberleten bir sistem yaparsan. O sistem sonucu çıkan kişiler de ezberin ötesine gidemezler.
Baştan sona eğitim sisteminin değişmesi gerekir.
Çünkü en zekilerimizi matematik fizik gibi bölümlere göndermek varken tıpa, dişe, mühendislige gönderiyoruz. Orayı kazanınca da çok bir araştırma yapmıyorlar. Tabi bütün zekiler oralara gidince matematik ve fizik bölümlerini de bu bolumu sırf uni okumus olmak için giden insanlar dolduruyor. Bu insanların da tek derdi bitirip öğretmen olup rahat yasamaktı. Neyseki artık öğretmen de olamıyorlar. Umarım bu fakültelerin değeri bilinir
Nasıl gelişsin matematik, fizik ,kimya ,biyoloji bölümlerinin puanlarına bak oraya giren kaç kişinin derdi bilim. Hepsi formasyon mudur nedir o gereksiz belgenin peşinde koşuyor...
çünkü emeğinin karşılığı verilmiyor. bu kadar basit bir çok insan var bugün bilim adamı olmaya istekli ama sen bilim adamına camii imamı kadar bile değer vermezsen memlekette o kafası çalışan adamlar üniversitelere öğretim üyesi olarak girer yata yata parasını alır az da olsa. ülkenin potansiyeli var sadece insanların bu adamların değerli olduğuna hatırlaması gerek.
çünkü henüz düzgün eğitim veren kurum yok anasını satıyım.
bakın şimdi.. bizim karşı binada bir çocuk var hiç dışarı çıkmayan keçi sakalı olan bir tipmiş. çocuk bu senenin türkiye 1. bildiğiniz full çekmiş işte.. çocuğa japonya'dan teklif geliyor sonuçlar açıklanır açıklanmaz ve çocuk hemen japonya'ya gidiyor "ben tıp okumak istemiyorum ben bilim adamı olacağım" diyerek..
türkiye bilim yuvası olan bir üniversite'ye sahip olmadığı için (koç, itü, odtü vs. iyi ama dünya standartlarında bir ilim-irfan yeri değil) kendi 1.'sini elinde tutmak için çaba göstermeye bile utanıyor gibi. 1. olan adamlar hemen yurt dışına kaçar gibi gidiyor.. sonra daha türkiye'ye adımlarını bile atmıyorlar. en fazla mehmet öz var elimizde. adam türkiye'ye yılda belki bir kaç günlüğüne geliyor, uzaktan uzağa ben türk'üm diyor o kadar. peki bu gidenler 1.'ler neler yaptı ülkeleri adına? hiçbir şey, koca bir hiç..
eğitimlerini alıp türkiye'ye dönseydi eğer bu insanlar belki de şuan daha iyi bir yerde olacaktık ülke olarak. ama giden gelmiyor anasını satıyım. orada amerika'ya japonya'ya falan kasıyorlar..
bilimi güdüleyen temel insanı duygu; merak, şüphe'dir. bu toplumda bunlar yoktur.
tekniği güdüleyen temel insanı durum; ihtiyaç ve tembelliktir. bu toplumda bunlar vardır.
üstteki iki durumu bir araya getiren toplumsal sınıf da; kar hırsı olan burjuvadır.
kar hırsı olmadığı için yeterli riski alamayan burjuvamız insanların ihtiyaçlarını belirlemek için çaba harcamaz çaba harcamadığından ihtiyaçları giderecek bir işi en kısa zamanda en az enerjiyle yerine getirecek alet için gerekli bilginin kaynağı olan bilime de başvurulmaz. o yüzden bilim de gelişmez.
dolayısıyla burjuvamız başkaları tarafından belirlenen ihtiyaçlar için başkaları tarafından oluşturulan tekniğin yurt içindeki acentası olur. bilimi de bu acentası oluduğumuz firmalar geliştirir.
yetiştiremiyoruz azizim, sipariş çok. avrupa'dan, amerika'dan her yerden sipariş alıyoruz. 4 vardiya çalışıyoruz, yine yetiştiremiyoruz.
yakında bir fabrika daha kuracağız, o zaman belki.
Çünkü insanlar bilimin, sanatın karın doturmadığını biliyorlar. Ee bizim insanımızında yegane amacı para kazansın, evlenip çoluk çocuğa karışsın. Bir şeye kendini veremez ki birileri böyleyken.
Ayrıca illa ki çıkıyor tabiki ama ses getiremiyor bile.
istanbul sermayesi ticaretle ugraşır. yurdışından alıp montaj yapıp iç piyasaya satar. 10 araştırmadan sadece birinde sonuç elde edillebilir. buda çok para kaybetmek demektir. uzayla ilgili bilim adamına para akıtsa para boşa gider. türkiyede sıkı çalışma yok kolay yoldan para kazanma yöntemleri var. koreliler yarı iletken konusunda baya sıkı çalışıyor.