gelmiş geçmiş tüm yönetimlerinin torpilciliği gelenek haline getirmiş olduğu bir ülkenin düzelmesi çok zordur.Kimse kusura bakmasın ben ortadan konuşurum.
eğitimi, demokrasiyi, özgürlüğü, eşitliği, adeleti önemseyen bir yönetimle. ama öncelikle bunu isteyen, siyasilerin kendileri için varolduğunu bilen, karşı çıkabilen, talep eden bireylerden oluşan bir halk lazım. cahil üreten bu sistemle çok zor.
Bu konu açılınca Çok ilginç kafalara rastlarsınız. Hitler döneminde bile çikolata fabrikası açan Almanya ile kıyaslarlar onlar yaptı bakın biz niye yapmayalım derler, abd'nin şişirdiği güney koreyi örnek gösterirler, en enteresanı da yeni atatürkün çıkmasını bekleyenlerdir. Kusura bakmayın ama şu türkiyeyi artık atatürk gelse bile kurtaramaz çünkü elde avuçta ne varsa gitti. ne bir yeraltı kaynağımız var ne bir insan kalitemiz var ne de üretim ortamını yaratacak psikolojimiz var..
Hepimiz çok komiğiz. Kendimize hem ağlıyor hem gülüyorum. Ağlamaklı gülmece ise içime huzur vermiyor.
Arkadaşlarım ülkemizde hiç mi güzel şeyler olmuyor?
Ölümler, yolsuzluklar kadar güzel günler de görmedik mi?
Neden mütemadiyen karamsar taraftan bakmak zorundayız?
En büyük problemimiz neymiş, cahillikmiş. E efenim sorarım kendimize pekala, biz yüzde kaç cahiliz? insanlığın değişimini istemek kendi değişimimizden başlamaz mı?
Temelden çocuklarımızı doğru yetistirerek. Ama dogru ne? Kime doğru? O kadar çok fraksiyon ve bölünmüşlük var ki. Herkesin doğrusu farklı. Pek çoğu birbirine zıt.
Önce milli bir bilinç oluşturup onun üzerine inşaa edilmeli diyecegim ama... neyse.