türkiye hiç bir zaman laik değildi. te ce, de idealize liberal toplum sınırları içinde kalıp, laik yurttaşla dindar yurttaş arasındaki kamusal müzakereler tartışlabilir. devamında, ülkenin somut şartları içinde bu tür idealist liberal argümanları kullananların sorunlaştırmadığı bir olgu üzerinden bir tartışma da her halükarda mümkün. bence gözden kaçırdığında devletin türkiye devletinin normatif demokratik temellerinin gerekçelendirilmesinde yaygın biçimde hanefi-metafizik argümanların kullanılıyor olması. bu da öyle 12 eylül ile gelen bir şey değil. yani liberal-demokratik idealler perspektifinden bakarsanız, kamusallığın dindar olan ile dindar olmayan arasında demokratik bir biçimde kendi aralrında ya da dışarıdan birilerince müzakere edilmesi imkansızdı her zaman çünkü bu antlaşma için gerekli olan metafizik belki post metafizik / dini-olmayan temellere sahip bir siyasal alan türkiyede yok. hiçbir zaman da olmadı.
yani daha açık belirteyim, ideal liberal devletin dünya görüşleri arasında taraf tutmayışı ilkesi, bizim ülke gibi dini temsiliyet üzerinde tekel kurma mücadelesi devam eden bir reel kapitalist devlet için geçerli değil. bu durumun mucidi de akp değil. bizim cumhuriyet 88 yıl boyunca din alanı, iktidar alanı içinde çekişen sınıf fraksiyonlarının kontrol altında tutmaya uğraştıkları bir devlettir. bu sebeple hâkim örgütlü din olan hanefilik (aslında bana kalırsa türkiyedeki tek örgütlü din hanefiliktir, islam değil), kurumlarını kim kontrol ederse bürokrasi alanına sindi ve birebir olarak onun ruhu haline geldi, anaakım politik kültür içinde hegemonikleşti. 12 eylül belki de sadece süreci hızlandırdı. ya da sürece ve bireylere sinen ortak ruh zeitgeist 12 eylüle ve yaşananlara sebep oldu.
anlayacağın türkiye de allah gerçekten her yerdedir.
ha bunların hepsi burjuva siyaseti. o sebeple içinden bok çıkan götten hiçbir farkı yok.
--spoiler--
şükrü eken
laiklik özgürlüğün ta kendisidir..laiklik kalkınca özgürlük gelmez..özgürlük kalkınca özgürlük kalır mı?insanların zihnine,yaşamına müdahale eden etkenlerden biri din olgusudur..din vicdanlarda çıkarılıp,sokağa,okula,kışlaya ve ticarete girdiğinde din olmaktan yani vicdan işi olmaktan çıkar ve dini kullanan erkin forsa kırbacı olarak kullanılır..dine yapılacak en büyük kötülük budur aslında.
--spoiler--
bu sloganı kullananların laikliğin anlamını en az bilenler olduğu bir gerçektir. onlara göre lakiklik dini komple yaşamdan çıkarmaktır, sadece evde ibadet yapmaktır. onlara göre imamhatipler laiklik için tehlikedir, ama ruhban okullarının açılması çağdaş gerekliliktir. onlara göre inanç gereği giyilen kıyafet laikliğe aykırıdır, sanat için soyunanlar laikliğin yılmaz temsilcileridir.
şunu kafalarına sokamıyorlar; laiklik dinini her yerde özgürce yaşayabilmek, inanmayanı da hiç bir şekilde ibadete zorlamamaktır.
türkiye cumhuriyeti kısa tarihi boyunca bir gün olsun laik olmamıştır ki laik kalsın diye çürütülebilecek önerme. inananların ezanına karışıldı, inanmayanların ve gayri müslimlerin vergileriyle cami yapıldı ve yine onların vergileriyle onları zerre ilgilendirmeyen diyanet işleri başkanlığı adlı dine devlet adına devletin kafasındaki sisteme göre düzen koyma işini yapan ucube kurum kuruldu. insanların çocuklarına kaç yaşında din öğretileceğine karışıldı. ve bu ülkenin laik olduğu iddiası var.
laikliğin, müslümanlığa karşı olmadığını hala çözümleyememiş eksik kromozomlu insansı organizmaların altında uyuz it misali havladıkları başlık.
evet, türkiye cumhuriyeti laiktir ve de laik kalacak. müslümanıyla, hıristiyanıyla, ateistiyle, deistiyle, zartıyla, zurtuyla laik kalacak. laikliği, müslümanlığa** karşı bir oluşum, onun değerlerine karşı bir hareket zanneden denyoların, kalkıpta bin yıl öncesinden dem vurarak atıp tutmaları zaten konuya dair ne kadar fikir sahibi olduklarını, açık seçik gözler önüne sermiş. hani rte demişti ya, "kişiler laik olamaz, devletler olur." diye, onu bellediğiniz gibi, " devletler dindar olamaz, kişiler olur." lafını da belleyin. türkiye müslümanmış, laiklik anayasadaki bir cümle ve amaç itibariyle 10 asırlık hakikatı değiştirmeye yönelik bir zırvaymış da... peh...
türk insanı kadar lafı götünden anlayan insan bulunamaz heralde yerküre üzerinde. laiklik dendi mi, su değmiş kedi gibi tüylerini dikip, tıslaya tıslaya olayı direk müslümanlığa, dine bağlayıp, bu memleketi bütün yapan her türlü değeri hiçe sayıp sadece din birliğine eyvallah edenleri anlamak güç. neyin kafasını yaşıyorlarsa...
atatürk' ü kendine düşman bellemiş, onun sözleri ve onunla alakalı herşeyi reddetmeyi marifet sananlar için laiklik tanımı:
antik yunancası laïkós, fransızcası laïcité olan ve türkçeye laiklik olarak geçmiş olan bu fikir akımı, dinin devlet işlerinden bağımsızlığını aynı zamanda devlet işlerininde din işlerinden bağımsızlığını savunur. kısacası laikliği dine karşı görenler önce bir açsın okusunlar sonra karar versinler. aslında laiklik dini, hükümetlerin müdahalelerinden, dini konulara karşı yapılabilecek saptırmalardan koruyan, inanç özgürlüğünü garanti altına alan, aynı zamanda hükümetleri ve yasal işleri dini saptırmalardan koruyan bir fikir akımı ve yönetime yardımcı unsurdur.
insanların dini özgürlüklerini kısıtlamak nasıl bir anlayıştır? Laiklik din karşıtlığı demek değildir bunu kafanıza sokun laiklik Devlet ile Din işlerinin ayrı yürütülmesi yani yasa hazırlarken dini vecibelerin hesaba katılmamasıdır. Örnek: Hırsızlık yapmanın cezası islama göre kolun kesilmesi bunu TC ceza kanuna koyarlarsa, laiklik karşıtı eylem yapmılmış olurlar ama bir memur baş örtüsüyle çalışıyor diye de ona laik karşıtı denmez. Buda böyle biline!
ne zaman canlandıracaklar diye merak ediyordum bu başlığı.
altına da mustafa kemal in askerleriyiz başlığı geldi mi tamamdır.
kemalizm dini ritüellerinin bi kısmı yerine getirilmiş olur.
