ara ara akla düşen soru. madem bu ülke laik, neden diyanet denen kuruma bizim vergilerimizle ödenek aktarılıyor? bırakalım, kendi işlerini, kendi gelirlerini kendileri sağlasınlar. benim vergim neden bir imama maaş oluyor? evet.
eğer diyanet işleri olmazsa özerk olursa bizim gibi ülkelerde camiiye yardım yapan kısacası parayı basan istediği fetvayı verir. ve belli süreden sonra çelişme savaşlar başlar.diyanet varken zor yürüyen çark iyice bozulur.
yanlış olan diyanet işlerinin olması ve devletin din işlerine bütçe ayırması değil nüfüs yoğunluğuna göre tüm din ve mezhep guruplarına ödenek ayırmamasıdır.
laiklik dinsizlik değil din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Bütçe ödeneklerinden en fazla pay alan kurumların başında gelen Diyanet, 5 milyar 442 milyon liralık bütçesiyle 13 bakanlığı sollayarak en yüksek ödenek alan 13. kurum oldu. 2014 rakamlarına göre Orman ve Su işleri, Kalkınma, Gümrük ve Ticaret, Gençlik ve Spor, Ekonomi, Çevre ve Şehircilik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji ile AB Bakanlığının toplam ödenek teklifi ancak Diyanete ulaşabiliyor.
--spoiler--
demek ki din; orman, su, kalkınma, gümrük, gençlik, spor, ekonomi, çevre, bilim, teknoloji ve ab'den daha önemli. işte türkiye gerçeği. evet.
din işlerini yürütecek bir mecra tabii ki de olmalıdır da niye benim vergilerimle? kendi kendilerine özerk olsunlar. sadece kontrolünü devlet gerçekleştirsin. evet.
Cevabı verilebilecek soru. Diyanet işleri olmayıp, din devlet kontrolüne alınmasaydı türkiye Şeyhlerin, mollaların çıkarlarına göre fetva verdiği eski karanlık dönemleri gibi olurdu.
Laikliğin la dinilik olmadığını bilmeyen yazar beyanı. Sen verdiğin verginin imam gitmesini istemiyorken bizde devletin umumihanelerinde kapı başında nöbet tutan polislere vergimin gitmesini istemiyorum. Şimdi kim terki diyar edecek?
laikliği dinsizlik olarak algılayanların kendi kafasında anlam veremediği şeyler,
dinini en güzel şekilde öğrenmek, yada dinle ilgili herhangi bir sorunu gidermen için,
devlet içinde dini bir kurum olabilir.
sadece laik bir devlette bu kurumun yetkileri fetva vermek değildir.
yoksa laik bir devlet anlayışında istersen dini vakıf istediğin kadar aç bu suç değildir.
Türkiye yeni kurulduğunda Diyanet bakanlığı yoktu. Daha sonraki yıllarda Din işleri hakkında hocalardan farklı farklı fetvalar verildiği için ülkedeki dini konular karışmaya başladı. bu yüzden devlet diyanet bakanına ihtiyaç duydu ve diyanet işleri kuruldu.
Laiklik din ve devlet islerinin birbirinden ayri olarak yurutulmesinin adidir. Dini silip atmak dinle ilgili isleri tamamen olagan akisina birakmak degildir. Bazilari laikligi butun dini degerleri silip atmak olarak algiladigi icin varligi sorgulanan baskanliktir. Bu baslanliga asiri dincisi de karsi cikar dinsizi de.
Türkiye de laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayri tutulması değil dinin devlete müdahalesini engelleme, gerekirse dine müdahele edebilmeyi meşru kilmadir.
yakin tarihi incelersek devlet dine, onun kurallarina (günümüz dahil tüm iktidarlar) sürekli müdahil olmuştur
bu yumurtalardan hangisi daha büyük?
kabartma tozu pastayı ne kadar kabartır?
krema nasıl böyle güzel kokar?
bu kek niye böyle kabardı?
babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
Türkiye laikse diyanet işleri neden var?
Diyanet işleri, bütçeden 6,5 milyar yesin diye, imamhatip mezunu işsiz kalmasın aman kadro acalim diye vardır. Başkaca da bi sike yaramaz.
Diyanet işleri denilen kambur, devletten ayrılmadığı ve tam bir vakıf haline gelmedikçe asla laiklikten bahsedilemez bu ülkede.
80 milyonun eşit hakkı olan ve ırk din mezhep gibi ayrımlar Gözetilmeden toplanan vergi gelirleriyle sunni imamların maasini ödeyen bir kurumdan bahsediyoruz. Ki yaradanın bile affetmedigi tek gunahin "kul hakkı" olduğu bir dine hizmet veriyormuş bu abiler l!