türkiye iran olmaz ey islam düşmanı aciz zavallı bilgisiz cahil yığınlar.çünkü şu temel gerçek var siz bilmeseniz de bu çok temel bir gerçek:iran şii, türkiye sünni.dolayısıyla türkiyeden sünni bir islam devleti olur ama şii devleti olmaz.isterseniz şekillerle de anlatayım anlamadıysanız?
yönetim şekli olarak olmamasını temenni ettiğim durumdur. ama şunuda demeden edemiyeceğim, halk olarak iranlılar perslerden bu yana işgali hiçbir şekilde kabul etmemiş bir millettir, şah rıza pehlevinin iranı şu andaki türkiye cumhuriyetinden çok daha ileri ve her nekadar şah tarafından yönetilsede bizden çok daha demokratiktir, şu anda iranın içinde olduğu durumun tek sorumlusu humeynidir. atatürk heykellerine laf edenler irandaki humeyni heykellerinin müsait yerlerine oturabilir, türkiyede illa heykeller, büstler olacaksa bu kesinlikle atatürke ait olmalıdır, o en azından ülkeyi satmak, bölmek yerine birleştirmeyi seçmiş, bu ülkeyi ileri götürebileceğine düşündüğü devrimleri yapmıştır diyerek bitirmek istiyorum.
bu tarz x ülke x ülke olmayacak şeklinde bi slogan/istek herhalde dünyanın hiçbir yerinde yoktur. bu tarz endişeyle yaşayanlara şunu demek istiyorum. türkiye niye iran olsun sünger beyinli. ne yani bi sabah kalktığında haberlerde şunu duyacağını falan mı zannediyorsun? "sayın seyirciler türkiye bu sabah itibariyle iran oldu. akşam mesai bitimine kadar işlemlerin tamamlanması bekleniyor". büyüyün lan artık. böyle aptal düşüncelerden kurtulun. beyninize yazık.
türkiye dediğin ne ki, adam 5 kişiyi öldürüyor 1 sene sonra serbest. 16 yaşındaki kızı 15 yaşındaki kardeşi öldürüyor töre denen saçma bir düşünce yüzünden. adaletsiz bir ülke türkiye özgür değil, özgür bir ülkede kıyafet, dil, din,ırk ayrımcılığı olmaz.
--spoiler--
Mustafa Kemal eşi Latife Hanım'la birlikte bir gün önce saat 18.00'de Rize'ye gelmişti. Valiliği, belediyeyi ve garnizonu ziyaret ettikten sonra geceyi Rize'nin tanınmış isimlerinden Mehmet Mataracı'nın konağında geçirdi.
Sabah saatlerinde Gazipaşa ve Cumhuriyet adı verilen iki çeşmeyle bir abidenin açılışını yaptı.
Dinlenmek üzere valiliğe geçti. Burada sevgi gösterisinde bulunan halkı selamladı.
Saat 14.30'da Hamidiye gemisiyle Giresun'a hareket edecekti. Halkın alkışları ve idman Yurdu'nun bandosuyla valilikten uğurlanırken yanına iki müftü yaklaştı.
Bundan sonrasını Cumhuriyet Gazetesi'nin muhabirinin yazdıklarından okuyalım:
Paşa Hazretleri'nin hükümet dairesinden dönüşleri esnasında Rize ve Atina (yeni adı Pazar-SY) müftüleri tarafından kendilerine bir dilekçe verilmiştir. Dilekçede medreselerin tekrar açılması talep ediliyordu.
Reisicumhur Hazretleri, dilekçe muhteviyatını öğrenince asabileşmişler ve müftülere hitaben:
Tevhid-i tedrisat mı istemiyorsunuz? Bu millet mektep yapmayacak mı? Şimdiye kadar geri kalmamızda en büyük etkenin ne olduğunu bilmiyor musunuz? Hayır medreseler açılmayacak!
Buyurmuşlar ve halk tarafından alkışlanmışlardır. Paşa Hazretleri hitabelerine devam buyurarak:
Geçiminizi mi düşünüyorsunuz? Müsterih olun, ibadetinizle uğraşın. Bırakın milleti. Yoksa bu kararı veren Meclis'te sizden büyük âlimler mi yok? Millet bildiği gibi yapacak.
Paşa Hazretleri tekrar şiddetle alkışlanmışlardır ve müteakiben Vali Bey'le bir müddet konuşmuşlar ve bu arada, Bu adamlar burasını iran gibi mi yapmak istiyorlar? demişlerdir. Ahali, müftüleri kınamış ve Gazi'nin hitabesinden çok memnun olmuştur.
--spoiler--
bizim ülkede gizemli olan herşeye biraz abartılı sevda var. Iran bi kac sene önce tamamen izoleydi hem ekonomik hem politik ve iletişim bazında yeni yeni rusyaya ve şimdide abd ve batıya iletişim kuruyorlar. Tamam gizli saklı olanlar bazen entresan olup insanın ilgisini cekebilirde ama her zaman degil aq.
