Önceleri tübitak ile bağlantılı olarak odtü ve bilkent'de vardı. internete bu kurumların bilgisayar laboratuarlarından girebilirdiniz. Eğer evden bağlanmak istiyorsanız, önce şehir içi telefonu çevirir gibi bu kurumlardan birini ararsınız daha sonra, santral tarafından internete bağlanırdınız. Ödediğiniz ücret şehir içi telefon konuşmasına denkti. Hoş o zamanlarda çok da vakit geçirmezdiniz internet başında, tek bildiğimiz arama motoru altavistaydı. O dönemler sohbet, forum ve mesajlaşma kavramı sadece buces bbsden ibaretti, orada da basit mesajlaşmalar dönerdi. genelde bilimsel ve sanatsaldı mesaj panoları.
Daha sonra evlere servis sağlayan şirketler çıktı, adanet, superonline ve niceleri, o dönemler hayatımıza yahoo ve irc girdi. Yahoo'da arıyor, irc'de muhabbet ediyorduk. irc'nin ilk dönemlerinde, gerçekten çok keyifli muhabbetler dönerdi, sanat kanalları, edebiyat kanalları, mesleki ve bilimsel kanallar vardı. Geyik de dönerdi ama düzeyli bir ortam vardı. Kanallar da muhabbet ortada döner, pek özele girilmezdi.
Servis sağlayan şirketler ve temiz chat dönemi, internet kafelerin açılmaya başlaması ve icq ile son buldu. icq ülkemizde popüler olan ilk kişisel haaberleşme programıydı ve çok kısa bir süre de çivisi çıktı. irc'ye ise internet kafelerden yapılan ataklarla birlikte zurna kültürü hakim oldu, ve birçoklarının bilgisayarından bir daha kurulmamak üzere silindi. Konuştuğunuz kişiden fotoğraf istemek, o güne kadar sadece nick olan insanların ete kemiğe bürünmesi bu döneme yansır.
icq dönemi nispeten uzun sürdü, ve hemen sonrasında forum siteleri ve msn messenger aynı anda hayatımıza girdi, öncelikle belli konular hakkında yazdığımız yazıların kalıcı olmasını istedik, daha sonra ben şöyleyim ben böyleyim diyerek biraz da hava atmak. Sözlük fikrinin doğumuda aslında bu dönemlere denk gelir. (Belki biraz önceye diyelim tam doğru olsun.).
Forumlar giderek geyiğe meyletmeye başladı ekşi ilk 3 nesil hükümdarlığı bitti, forumlar arkadaş bulma sitelerine döndü, sırasıyla yonja, 80630, sosyomat, facebook geldi. Artık internette bir nick değildik, adımızla adresimizle, telefonumuzla, fotoğraflarımız ve videolarımızla orada yaşıyorduk.
irc'de özel penceresi açmanın ayıplandığı günlerden, evimize webcam kurarak hayatımızı yayınladığımız günlere çok kısa bir sürede geldik. iyi mi ettik, kötü mü ettik bilmiyorum fakat sanki pikselleştikçe gizemimizi kaybettik.
146 ile internete girmek gibi hata yapanlarin her zaman icerisinde faturalarla ilgili kotu anilari bulunan tarihtir.
irc'nin disinda irc doneminin populer programlarindan birisi de windows chat'ti.
windows'un chat clienti olan bu program msn'in babasi olarak kabul edilmektedir. irc mantigi ile calisan bu programin farki/ozelligi ise kullanicilarin kendine uygun cop adami secip surat ifadeleriyle konusabilmekti. 146 uzerinden internete girdigimiz gunlerde server'a baglanmasi bile neredeyse 20-25 dakika suren program bir ara mirc kadar revastaydi. bu arada 10 dakika gibi bir surede herhangi bir server'a baglanirsak kendimizi ucuyor sanirdik. bu donemde program indirmeniz saatler alabilirdi.
irc'nin populerlesmesiyle olaylar gelisti. once irc clientlar gelisim surecine girdi. temiz muhabbetler yerini irc'de ki gubik cikar olaylarina donusturdu. seviyeli muhabbetler internet kafe kullanicilarinin da etkisiyle yerini 'muahaua' kulturune birakti. *
velhasil ya zaman cok hizli gecmistir, yada cok hizli gelismistir hersey.. *
2000 li yıllara girmeden türkport adında servis sağlayıcı vardı. o dönem aldığım bilgisayarla beraber 3 yıllık sınırsız paket hediye etmişlerdi.. internete 56k modem ile bağlanır, ücreti ise telefon faturası üzerine eklenirdi..
1994 yılında malatya'da ikamet ederken 14,4 kbs gibi bugüne göre tamamen deneysel hızlarla bağlanırdım. hitnet ve email vardı sadece. tabi hitnet te bir mail grubu idi. sonradan irc si falan da oldu tabi.
o zamanlar microsoftun bile sitesinde sadece bir adet resim vardı. grili bir şeydi diye aklımda kalmış. aha buldum;
internet tarihimizin en sancılı tarafı o bodrum altı internet kafeler ve internet kafenin sahibi celil abiye "abi bu bilgisayarda belgelerim açılmıyor" diye yankılanan o ses...
bundan 20 yıl önce, 12 nisan 1993'de 'odtü bilgi işlem daire başkanlığı salonu'ndaki 64 kbps kapasiteli kiralık hat ile abd'de nsfn'ye* tcp/ip protokü üzerinden ilk bağlantının gerçekleştirilmesiyle fiilen başlar.
