onu düzelt bunu kaldır şunu indir derken sürecin ne boyutlarda olduğu zaten fluydu. pek çok kişinin hem fikir olduğu nokta ise ab'nin türkiye'yi oyaladığı ve hiç bir zaman tam üye yapmayacağı yönünde. ve buna rağmen gayretler sürdü, umutlar korundu. ama sabrın da bi' sınırı var be kardeşim. ab'yi, türkiye'nin iç işlerine dilediğince karışmak için yaptırım malzemesi yapanlara ne zaman cevap verecek hükümet merak ediyorum..
biraz dik durun yahu, bu ülke ab sayesinde mi var? ab olmazsa türkiye olmaz mı? nedir yani..
''sen kula kulluk eden yöneticilerinle bir sömürge devleti görüntüsü verirsen herkes de ağzına geleni söyler'' dedirten talihsiz ama bazı -ülkemiz üzerindeki emperyalist emelleri ve mesela bop'u şaka zanneden- saf gençleri eğitici demeçtir.
unutulmamalıdır ki biz kurtuluş savaşını bütün avrupa'ya ve onların destekçisi amerika'ya karşı da kazandık, şimdi ne günlere kaldık; bırak kıbrıs'ı yunanistan bile ortada yokken avrupa ile anlaşma imazaladık, kıbrıs'ı isyanımıza rağmen bizden önce aldılar içeri, şimdi 40 yıllık kıbrıs politikamız avrupa'ya karşı hakaret diye algılanıyor. kimsin ulan oli rehn! kimin adamısın! kim konuşturuyor seni olliii?
şimdi de akp davasıyla uğraşıyorlar, yargımıza, hukuka karşı da konuşur oldular. akp giderse biz ne yaparız sendromu. ( gerçekte bu bağlamda türkiye'de abd'nin yandaşı (hatta kölesi) olmayan bir iktidar görmedik 50'lerden beri yine bir yenisini bulurlar diyorum, o da ayrı).